YAŞANILAN
Yaşanılan…
Eksik yanlarımda tamamlanmamış bir sürü çıkmaz sokak. Yarım yamalak bir çok sevginin yol ayrımında kalmışsın sanki. Böylesine kendine dönükken sen; nasıl olacakta bana bakacak ela gözlerin. Hare hare, çizgi çizgi bir sürü renk. Yeşilin ve kahvenin her tonunda yitirmişken kendime ait tüm yaşanılanları; yani bir kere daha sevmek denen aptallığı yapmak üzere o çetrefilli yola saparak, nasıl olacak da çeleceğim senden kendini?
Gün gelir, sevilebilmek bir rüya olur; kim bilir? Yorgun ve hasta bedenler, çaresiz yürekler yanında; bir sürü kayıp verir insan! Ölürcesine sevebilmek için ölür hatta, bir başka bedende doğmak üzere.
Sahiden aşk için ölebilir mi insan; ela gözlü sevgili? Yoo bu sanırım geçmişte kaldı ha, çok eski ve biraz toz, biraz küf, birazda rutubet kokan. Ama bunlara rağmen hala gülümseten… An gelir sevgili; gider sevdiğin. Uzak saatlere aşık, uzak bir kente. Yanar mı yüreğin o zaman, yalnız kendine ayırdığın kalbin bir de benim için atar mı?
Öğrencilik yıllarının verdiği bir alışkanlıktır uykusuz gecelerin, kesintisiz müdavimi olmak. Yorgun ve birbiri ardına girmiş bir sürü uykusuz günün ardından; sıcak bir bardak çay, hafif yağmurlu bir gün, sıcak; hatta sıcacık; sevgilinin sarılışı apansız. Ve öylece uyuyakalmak… Ne tanıdık değil mi?
Yaşanılan… Hep anılar, hatıralar ve özlenenler. Kısaca hep eksikler, hep geriden ve eskiden gelen, bugüne takılan, yarına ulaşacak bir sürü geçmiş işte. Ancak sadece geçmiş değil; geçememiş öyle çok şey var ki hayatlarımızda…
Yılgın ve yorgun düştüm sevgili, biraz gecikmiş olmanın verdiği keder; biraz sessizleştirilmiş bir iki sözcük; biraz küfürlü şiirler, biraz aşk, biraz öpücük… Kısaca biraz biraz hayat. Hep sustuklarımızdan ve tutamadığımız dillerimizden ibaret.
Sevgili; yani tüm zırva sözcükler; sözünde, yüreğinde ve dünyasında devrim yapmış ve devrimi bir oğul gibi özümsemiş bir anarşistin duyguları. Aşkım kalbimde gerilla, sen çaresiz bir dağ… Sakla beni sevgili; güneşe çeyrek kala…
FMÜ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.