- 1363 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HAYAL ŞEHİR
Dedenin İzmir’ i, içinde trenlerin, vapurların, martıların, mavi bulutların, denizlerin ve derelerin, faytoncuların, gevrekçilerin, kadın, erkek, çocuk, ve dedelerin ninelerin oturduğu bir oyun odası gibidir. Şehri o kadar kendine ait kılmıştır ki, üzerinde yürüdüğü asfaltın altındaki zeminin kayalık mı, kumluk mu, dolgulu mu olduğunu bilir. Bindiği vapurların kaptanlarını, çarkçı başlarını, satıcılarını, trenlerin makinistlerini, gevrek aldığı gevrekçileri ya ismen tanır, ya da onlara göz aşinalığı vardır...Dede şehre sokakta kalmış bir gariban muamelesi yapmaz. Onun şehri, bu yüzden şehir merkezindeki banliyödür...
Torunun şehri ise 21. yüzyılın kendisi gibi sahtedir. Yürüme eylemini ortadan kaldıran ’yürüyen merdiven’ lerle dolu bir şehir...Akıl ve sevginin uğramadığı bir şehirdir. O şehirde çabucak yapılıp bitiriliveren yemekler, çabucak yapılan seks, çabucak yazılan yalaşap yazılar, çabucak yaşanan bir hayat vardır...
Torunun şehrinde, acı bile sahiciliğini kaybetmiştir. Yalnızca hız vardır artık. Şehir yarış pisti, masumiyetse hızdır...Gaza bastıkça değişir her şey, olmayan evi, olmayan komşuları, olmayan arkadaşları, olmayan işi, olmayan anne babası yoktur yanında. Olmadığı halde hayatını dolduran hiç bir şey burada yoktur. Çünkü onlar bu kadar hızlı giden bir araca binip yok olmaktan korkarlar...
Torunun şehrinde her şey geçicidir. Sevgi ilişkilerine sahiplenmelere gerek yoktur. Boşandıktan sonra çok evliliği seçmiştir. Kendisini özgür hissettiğinde anaç ve sevimli bir kadın, yaratıcı hissettiğinde entelektüel bir kadın, aç hissettiğinde, iyi yemek yapan bir kadın...Tek bir kadına bağlanamaz torun...
Şindi sormak istiyorum; içimizdeki büyükleri çocuklarla barıştırsak, şehir yine çiçek kokularıyla dolar mı? Sokak arası kahvelerinde, dost yüzlere raslar mıyız? Adımladığımız sokaklara , gözucuyla değil, gözümüzü dikip baksak, belleksiz kederlerimizden, biran olsun sıyrılabilir miyiz? Ne dersiniz?..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.