A&H
‘Afakî istemler üretip sonra onlara ulaşamadığın için kendini harap etmeni anlamıyorum’ dedi H.
_Daha ne kadar erteleyeceğim yaşamı.
Ertelenen sadece senin umutların değil, her birey kendi ölçütünde bunalımını yaşıyor. Ama gizli ama uluorta…
_Beni anlamaman artık şaşırtmıyor bile, bu ne acı bilemezsin.
Uslanmaktan çekinirdik bir zamanlar hatırlıyor musun?
_Başımıza gelenlerin tümü sorumlu bugünden, hiçbir şey olmamış gibi bizi yalnızlaştırıp kaybolmalarına ne demeli onların.
Bak yine daldın o âleme, kim gitti nasıl bir yalnızlıktan bahsediyorsun?
_Anlaşılmamanın da kendine özgü bir hazzı var, bana düşen bu tip ayrıntılarla avunmak. Senin hep dediğin gibi- hayat zorundalıkları sevme sanatıdır-.
Kendine baskın yapan başka birini görmedim senden önce.
_Baskı mı?
Hayır, baskın; en boş bulunduğun anda o denli yükleniyorsun ki kendine, her seferinde ayrı bir vurgun yiyorsun. Ne güçlü bir bünyen var ki demek, halen dimdik ayaktasın. Biraz da bu yanın çekici geliyor sanırım bana.
_Demek halen biraz da olsa çekici buluyorsun beni.
Eskiden olsa tam da şu an, halının üstünde çırılçıplak oluvermiştik. Terlerimizin birbirine karışmasını izleyen yorgun bakışlarımıza değin sevişmiştik.
_Çok uzun süre geçmiş gibi konuşuyoruz farkında mısın?
Sence bir aşklık süre yeterince uzun değil mi?
_Bana deliymişim gibi davrandığın günden beri uzaklaştık.
Değil miyiz?
_Tanımsal delilik ile değil de, ayrımlarım için ayrıklığım için yargılaman acıtıyor canımı. İlk günkü H yok artık hayatımda.
Sen tanıdığım A mısın ki?
_Beni her gün değişik bulmak mı yordu seni, sıkıldın sanırım.
Her gün yeniden üretmem mümkün mü biz-i?
_Aşk başka türlü nasıl var olabilir? Seni tanıyamadığıma inanmak istemiyorum.
Aramızdaki yaş farkının sonucu sanırım, bir nevi kuşak çatışması aramızdaki.
_Çatışma ne de güzel anlattı durumumuzu. Çatırdama hatta!
Sen kadınsın ben erkeğim. Sorunun kaynağı bu sanırım.
_Erk+eğim, normal bir zamanda ne hoş bulurdum bu benzetmeyi, güler geçerdim. Şimdi ise çok ağır geldi. Erk sende olmalı hep değil mi? Ben biz-e eğimli bir mahlûkat olmalıyım.
Her zamanki gibi bana haksızlık ediyorsun. Beni dışarıdaki kalabalıkla bir tutuyorsun. İşte buna tahammül çok zor.
_İlk günkü heyecanlarımıza ne oldu, yalan mıydı tüm titremelerin?
Sen ilk zamanlardaki gibi elinde kitap yemek yapmadığından, çatlayan sesinle bana şiir okumayı bıraktığından beri, ansızın belime dolanan kollarındaki ihtirası hissetmediğimden bitmiş olmasın sevda.
Oğlum yine daldın gittin ne düşünüyorsun? Sahi sen bugün biriyle buluşacaktın, nereye götüreceksin kızı. Bak kızına sor istersen aşağı yukarı aynı yaştalar, o kuşak ne tip şeylerden hoşlanır biraz tüyo versin sana.
-Sağ ol anne tüm konsantrasyonumu gömdün çimenlere. Yaş farkı ile ilgili laf geçirmen de zamanlama açısından mükemmel oldu. Ben de başıma gelecekleri düşünüyordum. Gerek kalmadı. Çıktım ben görüşürüz akşama.
29.04.11
Nadir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.