Hangi acı sevmenin verdiği acıdan daha asil, daha değerlidir?-- george sand
ipekyolu
ipekyolu
@ipekyolu

TARİH BİLİNCİ

28 Nisan 2011 Perşembe
Yorum

TARİH BİLİNCİ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2671

Okunma

TARİH BİLİNCİ

TARİH BİLİNCİ


İnsanoğlu yaşamı boyunca kendi öz geçmişini hep merak etmiş,araştırmıştır. Bu nedenle tarihi kaynakları toplamak,saklamak,sergilemek gereksinimi duymuştur.
Dün bugün bağlantısını anlatan tarihi kalıntılar yanında sözlü kültür kaynakları arasında yer alan destanlar, masallar,ağıtlar, türküler, menkıbeler,atasözleri insanlık tarihine ışık tutarlar.
Asırlar öncesine ait tarihi gerçekleri aydınlatan ve yer altından çıkan arkeolojik,etnografik kalıntılar, insanlığın nerden geldiğini,neler ürettiğini, nasıl yaşadığını, nelere inandığını, neler kullandığını belgeleyen tarihi değerlerdir.
Yazının icadı ile başlayan tarihin,bir de öncesi vardır.Tarih öncesini anlatan mitolojik hikâyeler, destanlar ve diğer sözlü kaynaklar bize ışık tutarlar.
Yazılı ve sözlü kaynakları destekleyen görsel malzeme müzelerde koruma altın alınır onarılır,teşhir edilir,sergilenir. Bu kalıntılar, insanlığın kimliğini,kişiliğini,benliğini,maddi ve manevi tüm anlayışını kanıtlar.
Bu bakımdan en önemli eğitim ve kültür kuruluşu olan müzeler kültürel bilgi verir ve insanlığın tarihe karşı sorumluluklarını da hatırlatır.
Kültür turizmine hizmet eden müzeler aynı zamanda tarih ve kültür bilincine de hizmet ederler. Bu kaynaklardan yeterli olarak yararlanmayan ve yetişen çocuklarını bu kaynaktan beslemeyen toplumlar tarih bilincine ulaşamazlar.
Ulusları ayakta tutacak olan ulusal bilinci besleyen tarihi ve kültürel değerler korunup,tanıtılmadıkça anlaşılamazlar. Anlaşılamayan tarih , benliğini be birliğini kaybeden toplumu ortaya çıkarır.
Bu durumda toplumun geleceği tehlikede kalır.sarsıntılar,karmaşalar,dirençsiz ve bilinçsiz toplumu bir kasırga gibi sonucu belli olmayacak boşluklara hızla sürükleyerek alır götürür.
Bu gerçeği geçte olsa gören ülkeler, hızla ve etkin bir şekilde ulusal bilgiyi ve bilinci artıran tarihi gerçekleri bilim ve teknolojinin ışığında korumak,sergilemek, tanıtmak üzere yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürmekte ve geliştirmekteler.
Büyüklerin ve ailelerin tarih ve kültür bilinci varsa çocuklarını tatillerde müzelere, sanat galerilerine, kültür merkezlerine yönlendirmekteler. Okullar da bu konularda özel programlar yaparak öğrencilerine tarihi değerleri ve çevreyi korumak ve öğretmek üzere çalışmalar yapmaktadırlar.
Bulunduğu kentin yada kasabanın müzesini hiç görmeyen büyükler ve küçükler,kültürel bilgiye erişemezler ve tarihi koruma bilincine ulaşamazlar. Bu öğretiyi kitaplardan alanlar bilgilerini görsel malzemelerle desteklerlerse sağlıklı ve sağlam bilince ulaşırlar. Bilgi kaynakları kitaplar,insanı ve toplumu besler,geliştirir ve yüceltir.
Kütüphaneler insanlık tarihinin bilgi ve kültür kaynaklarını,sergilerler ve barındırırlar.Yaygınlaştırılmalı ve insan her an en iyi arkadaş olan kitapla buluşabilmelidir.
Tarih ve coğrafya bilgisi temel bilgilerdendir. Dil ve fen bilgisi onun üzerinde büyür ve gelişir. İnsan kişiliğini oluşturan bilgi zenginliği kültürel zenginliğe ve kültürel gelişmişlik tarih ve ulus bilincine ulaştırır.
Bu bilince ulaşsaydı insanlar tarih tekerrür etmezdi.Pek çok bilgi yerine sağlam bilgiye sahip olmak kişiye sevgi, güven ve saygınlık kazandırır.
“İnsanlar kıyafetlerine göre karşılanırlar, bilgilerine göre uğurlanırlar,” sözü unutulmamalıdır.
YAHYA AKSOY

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Tarih bilinci Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Tarih bilinci yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TARİH BİLİNCİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.