HÂLimce...
Cami yolunun üzerinde boş bir arsa var. Aslında cami yolunun üzerinde değil de
gönlüm hep görmek istediğinden, özellikle camiye gidiş ve gelişte sürekli oradan geçiyor oluşumdan dolayı
benim için yol üzeri oldu… O yüzden öyle diyorum.
O daracık alanda ayrı bir dünya var…
Yeşillenen çimenler, çeşit-çeşit, renk-renk çiçekler…
Yaza doğru sararıp solacak olsalar da şu an için yağan yağmurların kattığı dirilik ile gönlüme de dirilik katmakta orası…
Etrafı yüksek binalarla çevrilmiş… Bir orası kalmış… Sanki Kehf Ehli gibi…
Kendi doğallığını koruması için korumaya alınmış gibi…Ne zamana dek sürer bilmiyorum ama keşke hep boş kalsa orası…
Boş ama öyle DOLU ki…
Öğle namazı için gittiğim camiden dönerken biraz önce yine oradan geçtim.
Bugün de İzmir yine yağmurlu olduğundan daha bir güzel göründü gözüme…
Çimenlerin üzerindeki su damlacıkları… Hiçbir şeye aldırmadan açan çiçekler…
Oturdum… Birkaç tane resim çektim…Dalmışım… Sonra baktım ki etraftan geçenler bana bakıyor…
E mahalle hayatı… Herkes birbirini tanıyor… Nasıl olsa biri gelecek ve;
Sen ne yapıyorsun Halim?... Hayrola ? falan diyecek dikkatimi dağıtacak..
Ne yaptığımı söylemeye çalışsam anlatamayacağım…
"Ne yaptığımı söylemeye çalışsam anlatamayacağım… " dedim de bunu laf olsun diye söylemiyorum.
Çünkü bir kaç kere denedim bunu...
Meselâ bir keresinde markette... Bir koli yumurta alıyordum...
Market sahibi, kolinin üzerine ayrı bir ambalaj kartonu koymak için yumurtaları eline alıp ta
önümdeki tezgahın üzerine bıraktığında o kar beyazı yumurtalar öylesine güzel göründü ki gözüme...
Hayranlık içinde bir an;
"Ne kadar güzel ambalajlanmışlar değil mi?" dedim market sahibine..
Diğer ambalaj kartonunu yumurtaların üzerine kapatıp iple bağlamaya çalışan adam;
"Öyle abi.. Adamlar yapıyor, teknoloji çok gelişti..." deyince içim öyle bir garib oldu ki...
Umdum ki o kimse de aynı benim gördüğümü görüyordur... Ama yok...
Bu yüzden işte; "Ne yaptığımı söylesem de anlatamayacağım" diyorum...
Söylemesem sanki gizli bir iş yapıyormuşum gibi…
Kaldı ki; Ben zaten herkesi ve herşeyi unutmak için oradayım...
Hatırladığıma göre orada olmamın bir anlamı kalmamıştı
En iyisi kalkıp gitmek diyerek döndüm geldim…
Sonra da oturdum kendileri gibi görüntüleri-anıları da zihnimde tazeyken bu satırları yazmaya koyuldum…
Çünkü şu an anlattıklarımdan çok daha başka şeyler anlattılar gönlüme…
Birkaç sene evvel de kapı komşumuzun şehir dışındaki bahçesine gitmiştik beraber…
Orada da el değmemişliğin kendine has güzelliği ile kendimden geçmiş dağlara doğru yürümeye başlamıştım…
İlk defa gittiğim ve orman içindeki yolları bilmediğim halde hiç düşünmeden o kadar ilerlemişim ki…
Düşünmeye başladığımda neredeyim, nereden gelmiştim, nasıl döneceğim soruları ile bir an içime bir korku düşse de… Yaşadıklarım o kadar güzeldi ki… Zamanı ve mekânı tamamen unutmuştum. Kim olduğumu nerede olduğumu...
Ne aradığımı vs. Hiç bir şey yoktu içimde... Yalnızca gördüğüm güzellik vardı...
O nedenle içime düşen korku fazla uzun ömürlü olmadı.
Fakat; Şu ağaçtı bu çiçekti… Dolana dolana… Resimler çeke çeke o kadar zaman geçmiş ki
akşam olmuş hava kararmak üzere neredeyse… Geride kalanlar merak etmiştir. Bir şekilde dönmem lazım…
Hem eve dönüş yolunu tutmak için beni bekliyorlardır diyerek nasıl geri döneceğimi düşünmeye başladım.
Belki de başıma bir şey gelmiştir diye meraklanmışlardır… Gerçi elimde cep telefonu var… Onlarda da var…
Merak etselerdi ararlardı… Niye aramadılar acaba… Yoksa onların başına mı bir şey geldi…falan derken…
Türlü türlü düşünceler sorular bir anda öyle bir sardılar ki içimi… Biraz önceki huzur halinden hiç eser kalmadı desem yeridir…
O AN’ a dek, gördüğü güzellikler ile kendinden geçen ve sus pus olan…
Neredeyse varlığını unuttuğum AKIL nasıl da bir anda başlamıştı çanlarını çalmaya…
İşte… Asıl anlatmak istediğim şu ki; AKIL ancak kendinden geçecek kadar bir güzellik gördüğünde sus pus oluyor…
Ne soru soruyor, ne cevap arıyor… Ne bir beklenti… Ne bir korku-kaygı…
İnsanın çektiği çileler de akıl görmeyi umduğu güzelliği göremediği için yaşanılanı çile sanmakta…
GÜZEL’ i görse kendinden geçerdi…
HÂLimce...
27.04.2011 - 14:15
YORUMLAR
tebrikler...güzel yazınızı kutlarım...önemli olan mevlamın yarattıgı güzellikleri kalp gözüyle görmektir..kutlarım efendim...gül diyarından selam lar.
halimkok
Isparta şehri Gül diyarına yabancı değiliz. İki sene kaldım orada. Selamınızla anılarım canlandı.
Teşekkür ederim gül güzellemeniz için.
Selamlar