- 1266 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
MUTLU SONA DOĞRU
İnsanın en güzel çağlarıdır hiç kuşkusuz..Eşimle nişanlandığımızda o 20, ben ise 25 yaşındaydım.Askerden geldikten 1.5 yıl sonra Gökçeada’da, bir devlet dairesinde şimdiki işime başlayabilmiştim. Adada sahile yakın bir köyde kalıyordum, annemde beni 15-20 günde bir dolaşmaya geliyordu.Annemin en küçük oğluyum.Benden büyük iki abimi görücü usülüyle evlendirmiş ve şimdi sıra bana gelmişti.Gurbette tek başına kalan son oğlunuda evlendirene kadar gözüne uyku girmezdi.
Allahın izni ve anamın dualarıyla devlet dairesinde bir işe girebilmiştim hayırlısıyla.O zamanlar henüz cep telefonu olmadığından 3 km. yürüyerek yakındaki köye gider, ankesörlü telefondan jetonla annemi arayarak hal hatır sorardım.Yine bu görüşmelerimiz esnasında annem bana görmem için kız bulduğunu söyler, yeni memur olduğumdan ve kanuni iznim olmadığından dolayı, müdürümden dilekçeyle idari izin alarak anneme gelir ve beraberce annemin bana uygun gördüğü nasiplerimi görmeye giderdik.Annem şimdiki eşimi bana göstermek için beni çağırdığında yine idari izinli olarak gelip gündüz eşimin köyüne onu görmeye gitmiştik. Görüşme olmuş ve biz beğendiğimizi ima ederek akşam tekrar geleceğimizi söyleyerek kapıdan ayrılırken eşimde beni beğenmiş olacak ki dış kapıya kadar güler bir yüzle bizi uğurlamıştı.
Benden önce iki tane oğlan evlendirmiş, bu işlerin piri olan babam akşam eve geldiğinde durumu ona anlatmış ve hazırlığımızı yaparak o zamanki arabamızla eşimin köyüne tekrar onu istemeye gitmiştik.Eşimin ailesi çiftçilikle geçiniyordu.Eşimden başka o zaman 4 - 5 yıllık evli olan bir ablası ve 18 yaşlarında bekar bir oğlan kardeşi vardı.O gece aileler tanışmış, kahveler ve çaylar içildikten sonra, babam büyük bir ustalıkla daha önce iki evladında da olduğu gibi lafı ustalıkla toparlayarak eşimi ailesinden istemişti.Şimdiki kayınpederimde aslanlar gibi damat adayını görünce hiç tereddütsüz olumlu cevap vermiş ve iş tatlıya bağlanmıştı. Ben ertesi gün Gökçeada’ya gideceğim için, tekrar görüşmek üzere onları bize davet edip ayrıldık.Eve döndüğümüzde sevinçten sabahı zor etmiştim.
Ertesi gün bize geldiler ve hep birlikte çarşıya çıktık. Nişan günü için alış veriş yaptık. Benim gitme vaktim geldiği için limana gelerek herkesle vedalaşıp, gökçeada gemisine bindim. Gemi hareket edip, adaya vardığımda anneme telefon edince eşimin ben gemiye bindikten sonra ağlamaya başladığını annemden öğrendiğimde, içimi değişik duygular sarmıştı.Bir insanın başka biri için 1 günlük görüşme sonucunda bile olsa, alışıp göz yaşı dökmesini düşündükçe daha iyi anlayabiliyordum.Ankesörlü telefondan jetonla hemen hemen her gün eşimide arıyor ve uzun uzun görüşüyorduk. Bu görüşmelere çok alışmış olacağım ki eşime 3 - 4 gün ulaşamayınca çok merak içinde kalmıştım.En son telefon açtığımda neyseki eşim cevap vermiş, şiddetli yağmur nedeniyle köydeki telefon direklerinin arızalandığını öğrenip rahatlamıştım.
Gökçeada yaz, kış çok rüzgarlı olur.Bizim düğün zamanıda aralık ayı olduğundan kış mevsimiydi. Çok sert rüzgar estiğinde gemi kalkmaz ve bir ertesi günü beklerdin.Düğün için izin alıp, eşime ve annemlere gemi kalkarsa yarın geleceğimi bildirdiğimde, yarın kız tarafınında bizim eve çeyiz sermeye geleceğini öğrenmiştim. Hava yine çok rüzgarlıydı. Ve o gece yattığımda yarın sabah geminin kalkması için dua etmiştim.Neyse ki, sabah 08:00’ de gemi hareket etmiş ve saat 11:00’ de büyük bir mutluluk içinde Çanakkale’ye gelmiştim. Artık gemiden inip eve gelmek için sabırsızlanıyordum ki; eve ikiyüz metre kala telefon kulübesini görünce aklıma muzip bir fikir geldi.Yine jetonla evimize telefon açıp, adadan aradığımı, gemi kalkmadığı için gelemediğimi söyleyince eşim dahil evdeki herkez çok üzülmüştü. Geminin bir kaç gün kalkmayacağını söyleyip, iki gün sonraki düğünümüze yetişemeyeceğimi söyleyip telefonu kapatmıştım. Bu şakanın ardından daha fazla üzülmesinler diye koşarak eve gidip kapıyı çaldığımda, az önce gelemeyeceğimi söylediğim herkez beni karşısında görünce sevinçten şok olmuşlar ve her şey mutlu bir sona doğru gitmişti...
Nevzat KÖKÇAK
27.04.2011
YORUMLAR
değerli dost harika bir anı.ama yapılan şakada yani:)) yüreklerine indirmişsin.kutlarım bu güzel yazıyı yazan dostumu, bir ömür boyu bu güzel mutluluk sürmesi dileklerimle saygılarımı sunarım.
Nevzat KÖKÇAK
Böyle bir güzelliği paylaşdıgınız için öncelikle teşekkür ederim dost kalem çok güzeldi...okunası hoş bir anlatım ve bütünlük içinde yazılmışdıı...Ne kadar heyecanlı telaşlı günlerdii insanın yüreğinde huzur mutluluk vardıı..Benide o günlerime götürdünüz dogrusu arkadaşım...Allah ömür boyu mutlu sağlıklı bir yaşam nasip etsinn...Tebrik ederimm
Saygılarımlaaaaaaaa
Nevzat KÖKÇAK
nergiz-z
Saygılarımla