- 1486 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HAYIRLI BİR İŞ
Bundan birkaç yıl önce,sabahları ilk işim şimdi olduğu gibi;gazete almak olurdu.Ancak gazete bayiine gitmek için,çok zaman semtimiz parkından geçmem gerekirdi.İşte gene bir sabah parktan geçip gazete almaya giderken; bankta yatan bir adam gördüm.Otuz,kırk yaşlarında,saldırganlığını içine gömmüş;yırtıcı evcil bir kuş gibi bana bakıyordu.Bir ara göz göze geldik korktum ve irkildim.Gözünü benden kaçırdığında bir hayli rahatlamıştım.
Saçı ,sakalı birbirine karışmış,elbiseleri pislik içinde insana hemen,normal sağlıklı biri olmadığı ve kimsesiz olduğu izlenimini veriyordu.Kırlaşmış saçı ve sakalına rağmen el ve ayaklarından;ilk karşılaştığımda tahmin ettiğim gibi,çokta yaşlı biri değildi.Yanından ayrıldığımda,kafamda peş peşe sorular sıralanmaya başladı.Bu adam kimdi,burada neden yatıyordu,kimi kimsesi var mıydı?
Eve geldiğimde,daha elimdeki gazeteyi vermeden,parkta gördüklerimi babama bir,bir anlattım.Babam: “Ben öğrenirim bakalım,neyin nesiymiş”diyerek merakla benim gördüklerimi,bir de kendi gözleri ile görmek için parka gitti.Babamı evde sabırsızlıkla bekledim.Nihayet akşama doğru,pek de işe yarar bilgi alamamış olarak eve döndü.Babamın da görüp anlattığı gibi;gerçekten zavallı bir hali vardı.
Babamla bu konuyu tekrar,tekrar konuştuk;babam kesinlikle bu işin peşini bırakmayacağını,muhakkak mutlu bir sona ulaştıracağına söz verdi.O günden sonra babamın tembihi üzerine bir daha hiç parktan geçmedim.Ancak o adama yardım edemediğimin derin üzüntüsünü,babamın olumlu sözü üzerine bastırabiliyordum.Her halde polis yoluyla yuvasına kavuşturur diye de düşünüyordum.Babam polise,valiliğe,belediyeye her türlü yetkili yetkisiz makama başvurdu ise de olumlu bir sonuç alınamadı.Ama babam gençliğinin büyük bir bölümünü askerlikte mükemmel bir hizmet anlayışı içinde geçirmiş;çok üstün bir sicille emekli olmuş asker olduğundan;sonucun olumlu olacağından hiç umudumu kesmedim.
Aradan günler geçti,artık yapraklar dökülmeye havalar soğumaya başladı.Dağlar taşlar misafir almaz,parkta açıkta artık yatılmaz olmuştu.
Okuldan eve geldiğimde annem gülerek karşıladı,ilk müjdeyi annem verdi.Annem:Baban Hikmet için memleketine mektup yazmış dedi.Daha Hikmet’in Kim olduğunu dahi bilmiyordum.Hemen anladım.Bu işin nasıl olduğunu annem de bilmiyordu. Çaresiz babamın eve gelmesini bekledik.Babam eve geldiğinde hemen anlat diye boynuna sarıldım.Babam neyi diye sormadan,neyi öğrenmek istediğimi anlamıştı bile.Babamın geçen bu zaman içinde yakın gözleme aldığı;benim ilk gördüğümde çok korktuğum adam,zararsız bir akıl hastası imiş.söylenen hiçbir şeyi anlamaz,bazen akşama kadar açdururmuş.Hemen yakınında bulunan fırından verdikleri bir iki ekmeği bana mısın demeden yer,gene banka yatarmış.Babam bunları anlatırken,neticeyi mektubu anlatmasını sabırsızlıkla bekliyordum. Babam günlerce uğraştan sonra adamın zar zor adını öğrenmiş, .Biraz daha zorlamış,Adam”Sakine” demiş.Gayet boğuk ve derinden,”Sakine Gözpınar”demiş. Epeyce uğraştan Sonra;adam”Ordu Akpınar” diye mırıldanmış.İşte babam bu diyalogdan çıkardığı adrese yazmışmektubu.Zarfın üzerine aynen şöyle yazmış:Bayan Sakine Gözpınar ,Akpınar köyü Ordu.Zarfın üzerine daha başka şeylerdeyazmış,demişki:Eğerköyünüzden;Hikmet veya İsmet olabilir,kayıp bir akıl hastası varsa,mektubun içindeki geniş bilgiyi okuyun! Ve Eskişehir’e okuduğunuz adrese gelin demiş.Babam kendi adresini de yazarak,şunudaeklemiş:Ben emekli astsubayım eğer verdiğim bilgiler size uyarsa bana inanın gelin demiş.
Aradan birkaç gün geçmişti ki,sabah erken bir saatte kapımız çalındı.Kapıyı açtığımızda,Hikmet’i ve çok iyi giyimli bir delikanlıyı yan yana gördüğümüzde;Dünyalar bizim olmuş kadar sevindik.Yanındaki delikanlı Hikmet’in yeğeniymiş,kaybolalı birkaç ay olmuş.Hikmet’in annesi oğlunun acısına dayanamadığından yataklara düşmüş.
Hikmet akıllı bir tavır içinde,sakin konuşmalarımızı dinledi.; yüzüme baktı!Sevinç içinde el sallayarak yanımızdan ayrıldılar.Biz de akıl hastası da olsa bir evladı anasına kavuşturmanın ve insan olmanın mutluluğunu ailecek hala yaşıyoruz.
Süleyman Üstün (kızım anlatıyormuş gibi yazdım)
YORUMLAR
böyle bir sevaba vesile oldugunuz için ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN...sagolun..teşekkürler...evet kıyametin kopması an meselesi fakat iyi yüreki büyüklerin sevabı hatırına ayaktayız...kutlarım..gül diyarından selam lar
ümit ışığı 2010
Yazınızdan anladığım kadarıyla iyi bir aile evladı oldunuz anlaşılıyor.Biz dinimizle haklı olarak her zaman övünürüz. Dini görevlerimizi yapsak da insani görevlerimizde çok noksanlarımız olduğu düşünce ve görüşündeyim.Dinler ,Allah’ın iradesiyle insanların ahlaklı olması için var olmuştur.Biz dinimizin bütün şartlarını yerine getirsek ve imanlı olduğumuzu düşünsek bile neden dürüst olamadığımızı sorgulamamızın gerekli olduğu kanaatindeyim.Olayda anlattığım gibi birçok devlet kapısı çalmama karşın en küçük bir destek görmedim. Ben bir asker emeklisiyim.Emekliliğimin askerlikte geçen hayatımın iki katına ulaşmasına birkaç sene kaldı hala sivil bir hayata alışamadım. Allah askeri okuldaki hocalarımızdan razı olsun;bize harp sanatından önce bizlere dürüst ve insan gibi insan olmayı öğretmişler.Olayda bir tek üst makama gelmiş insan gibi ve insan haklarına saygılı yetkili bulamamamın yüreğimdeki acısı hala dinmedi.Demek ki öğrenemeden öleceğim sivil hayat böyle imiş. Saygılarımla.
Süleyman ÜSTÜN
(Başınızı ağrıttıysam özrümün kabulünü dilerim)