Bir Saatlik Derin Uyku
Yaşamımız boyunca bize yön veren olayları pek az tanırız.Bu olaylardan kimisi iyice yakınımıza gelmişken hiç bir etki sağlamadan yanımızdan geçer giderler;geldiklerinden gittiklerinden haberimiz bile olmaz.Alınyazımızdaki bütün değişiklikleri bilmiş olsaydık ,yaşamımız hep umutlarla ,korkularla,sevinçlerle,umut kırgınlıklarıyla dolu olur,gönlümüz rahat yüzü görmezdi.Bu gerçek,David Swan’ın öyküsüyle açıklanabilir.
David Swan,20 yaşında,bir delikanlıdır.Bir sabah erkenden kasabasından yola çıkmış,Bostan’da büyük bir iş adamı olan amcasının yanına çalışmaya gitmektedir.İyi bir ailenin çocuğudur.Orta halli bir öğrenim görmüştür.
Sabahın erken saaatlerinden beri bir hayli yol aldıktan sonra sıcak yaz gününün etkisiyle yorgun düşmüş,rasladığı bir pınardan kana kana su içtikten sonra bir ağacın gölgesinde uzanmıştır.İçinde bir pantalonuyla birkaç gömleğinin bulunduğu çıkınını başının altına yastık yaparak serin gölgelikte derin bir uykuya dalmıştır.
David uykudayken bütün öbür insanlar uyanıktır.Yolda gelip geçmektedirler.Kimisi yaya,kimisi at sırtında,kimisi de türlü türlü arabalarla yol almaktadır.Kimisi David’in orda uyumakta olduğunu sezmemiş bile,kimisi onun ne derin bir uykuda olduğunu görerek gülümsemiş geçmiş.
David uykuya daldıktan hemen sonra iki güzel atın çektiği gösterişli bir yaylı araba pınarın hemen yakınında durdu.Atlardan birinin ayağı incinmiş,arabacı biraz durarak hayvanı dinlendirmek istemişti.Arabadan yaşlı bir iş adam ile karısı indiler,ağaçların altına oturarak biraz dinlenmek istediler.Orada uyumakta olan David’i görünce,onu uyandırmamak için ayaklarının ucuna basarak dolaşıyorlardı.
<<Ne derin uyuyor,>> dedi yaşlı adam.<<Ah ben de böyle deliksiz bir uyku uyuyabilseydim,>>
<<Bizim gibi yaşlı insanlar hiç bir zaman böyle derin,böyle kaygusuz uyuyamaz,>>dedi karısı.
Yaşlı karı-koca tanımadıkları delikanlıya gitgide dahaçok ilgi duymaya başladılar.
<<Bizim sevgili oğlumuza çok benziyor,ne dersin uyandırıralım mı?>>dedi kadın
<<Neden uyandıracakmışız?>>dedi adam.<<Neyin nesi olduğunu bilmiyoruz ki.>>
<<Çok temiz,dürüst bir yüzü var,>>dedi kadın,<<ne de güzel uyuyor.>>
Bütün bu konuşmalar geçerken David kımıldamadı bile.Ama talih kuşu çok yakınına gelmişti.Yaşlı adamla karısı son derece zengin kimselerdi.Tek oğulları yakınlarda ölmüş,paralarını,mallarını bırakabilecekleri hiç kimseleri kalmamıştı.Bir an David’i uyandırarak kendilerine oğul edinmeyi düşündüler.
<<Uyandıralım mı?>>diye sordu gene kadın.
Ama tam o sırada arabacının sesi işitildi:<<Araba hazır efendim .At dinlendi artık,gidebiliriz.>>
Yaşlı karı-koca birden konuşmalarını kestiler,bakıştılar,sonra arabaya doğru koştular.Araba giderken pınar başındaki delikanlıyı,o delikanlıyla ilgili oldukları düşündükleri şeyleri konuşarak gülümsediler.Bu arada David gene uyumaktaydı.
Aradan beş dakika geçmeden genç bir kız geldi.Çok güzel bir kızdı.Su içmek için pınara yaklaşınca David’in ordauyumakta olduğunu gördü.İlkin utanarak irkildi.Ama kocaman bir eşek arısının David’in yüzü üzerinde vızıldayarak uçtuğunu görünce çabucak mendilini çıkararak arıyı sessizce kovaladı.Kız sonra duraklayıp bir an David’in yüzüne baktı.
<<Yakışıklı bir delikanlı,>>diye geçirdi içinden.
Ama David ne kımıldadı,ne de gülümsedi.Belki de düşlerindeki mutluluğu getirebilecek bu güzel kızla konuşmadı bile.
<<Ne de derin uyuyor,>> dedi güzel kız kendi kendine,sonra hoplaya sıçraya,geldiği gibi uzaklaştı gitti.
Kızın babası yakın kasabada alımsatımla uğraşan bir adamdi.O ırada kendisine yardımcı olacak bir delikanlı arıyordu.David uyanmış olsaydı belki de bu işe girebilir,sonra ilerde güzel kızla evlenir,zengin bir adam olabilirdi.Talih kuşu gene ayağının dibine gelmiş,David uyanmadığı için geri dönmüştü.
Kız uzaklaşır uzaklaşmaz yoldan iki adam gözüktü.Serin gölgeliklere doğru ilerlediler.Döküntü kılıklı,kapakara yüzlü,şapkaları gözlerine eğik iki hayduttu bunlar.İşleri hırsızlık,soygunculuktu.Kendilerine engel olacak birini hiç çekinmeden öldürebilirlerdi.David’in pınar başında uyumakta olduğunu görünce biri ötekine:
<<Başın altındakki çıkını görüyor musun?>>dedi.
<<Evet.Belki de parası gizlidir o çıkının içinde.>>
<<Hemen işe girişelim.Ama ya uyanırsa?>>
Birisi kemerinden kocaman bir bıçak çıkararak gösterdi.<<Uyanırsa bu onun işini görür.>>
David’e yaklaştılar,başının altındaki çıknı çekip almak için hazırlandılar.David gene hiç kımıltısız uyuyordu.
<<Sen çıkını al,Kımıldarsa ben bıçağı saplarım,>>dedi bıçaklı adam.
Tam bu sırada bir köpek su içmek için pınara geldi.Ne damları ne de David’i gördü.Adamlar birden durakladılar.Biri cebinden bir tabanca çıkardı.
<<Dur!>> dedi öteki.<<Şimdi hiç bir şey yapamayız.Köpeğin sahibi hemen arkadan geliyor olmalı.>>
<<Evet.İyisi mi hemen uzaklaşalım burdan.>>
Böylece bir anda gözden kayboldular ve gittiler.
David uyuyordu.Bir saat olmuştu oraya uzanalı.Artık dinlenmişti.Yarı uyur yarı uyanık kımıldanıyordu.O sırada yaklaşmakta olan posta arabasınıın tekerlek seslerini işitti.Yattığı yerden fırlayarak arabaya seslendi.
<<Merhaba arabacı!Bir kişilik yerin var mı?>>
<<Üstte var istersen.>>
David posta arabasının tepesine tırmandı.Araba yokuş aşağı hızla inmeye başladı.David uyuduğu yere dönüp bakmadı bile.Hiç bir şeyden haberi yotu.Talih kuşu iki kez ayağının dibine gelmiş,bir kez de haydutların elinde can vermekten kurtulmuştu.Bütün bunlar bir saatlik derin bir uyku sırasında olup bitmişdi.
Hepimizin yaşamasında da durum aynıdır.Burnumuzun dibine dek sokulan olayları,hemen yanımızdan geçen büyük fırstları,tehlikeleri çoğunlukla bilmeyiz.Bilseydik,bütün yaşamımız tedirginlikle dolu olurdu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.