- 861 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bugün 23 nisan Özlem ve utanç doluyor insan (BRATİSLAVa'ya varırken...)
Başlığın gibisin bugün 23 Nisan... Sevgili günlüğüm seni güzellikler adına sakladığımdan utançları yazmayacam ama özlemler sayfalarını yumuşatacağından az biraz bahs edecem onlardan... Utanç kısmını ülkemin başbakanları düşünsün.
Vardım gittim budapeşte’ye yine önceki akşam üstü, bir breezer eşliğinde yanımda arkadaşlarımla Diak Squerde tüm budapeşte ile çimlerde oturup demlendik. Gençlikti orası. Gençti orası. Banklarda uzandık,çimlerde biraz. Kimisi Kaykay sürerken,pateni ile gezenler,bisikletlerini ayak önlerine yatırıp sohbete duranlar, herkesle hepberaberdik. Biraz kaldık orda sonra bir masaya dayayıp kafayı uyumalıydık Serseri gönülle dışarda sabahladık. Yollar ayrıldı sabahın ilk ışıklarıyla bir kaçından, Bir yol arkadaşım ve ben. İkimiz tren garına gidip sabah 5.25 treni ile Bratislava’ya yola koyulduk. Normal koltuk bileti almıştık ama boşta bulunca locayı daldık içeri serildik öylece uyuduk fantazilerimizle... İki kere gelip bizi uyandıran bilet kontolörü de olmazsa daha iyi olabilirdi...Bratislava2da karşılaşılan insanlar..Ahh ne güzeldi orası öyle. Hani bir şehrin samimiyeti vardır ya, ufak , mütevazi ve güleç çehresi iştee tam da bunlara sahipti Bratislava.. Bankında oturup güneşe karşı yanmayı beklemek, sokakda MAsklı tiyatro sanatçıları ile sohbet etmek,Sokak sanatçıları ile çizilen suretleri izlemek... güzeldi vesselam. Akşamında sondan bir önceki trenle dönmek lazımdı Budapeşte’ye ki Gyöngyös’e gidecek son otobüse yetişebilelim. Öyle yapabilmek için istasyona vardığımızda 20 dakika rtar yapan trenin şokunu yaşadık. 20 dakika önce 25 e çıktı sonra 30 a ve artık budapeşte’de geceyi geçireceğimiz kesinleşti üstelik sabah Bratislava’ya giden trenden çok daha kalabalığındaydık...
--İstasyonda yerde yatışımın yaşlı bir teyzenin yüzünde gülümseme oluşturmasını atlamışım Bratislava gezisi öncesi :D--
Budapeşte’de istasyonda uyumak niyetindeydik ancak saat 3 de tamamının kapanacağını öğrenince şehir merkezinde bir mekana gidelim uyuruz bir yerde ya da bir türke denk geliriz dedik indik tüm geçlerin olduğu meydana... Budapeşte ile birlikteydik herkes ordaydı çünkü yine. Bir masaya ya da banka koyup kafayı uyuyacaktık Soğuğu kendimize yorgan ederek ama ne mümkün her yer sebil gibi insan kaynıyordu.Sonra uyumaya rahat bir yer olduğunu düşündüğümüz mekana giderken yabancının biri çekti kolumdan "heyyy where are you from?" diye söze girdi. Turkiyeli olduğumu söyleyince oooo bi saniye bi saniye diye başka bir arkadşaına havale etti beni bense yorgunluktan ayakta duramıyordum.adını halen söyleyemeidğim bir macardı o. Merhaba nasılsınız diye türkçe selamladı. Sonrasında ingilizce devam ettik. Bir macardı, Türkiyeli aşığı bir macar ve müslüman olmuş bir dindardı. Öyle bir yarım saat muhabet sonrası biz biraz uyumak sitiyoruz aşağıdaki masanın üstünde dedik, neden masanın üstünde diye sordu çünkü konaklamaya yer bulamadık her yer dolu deyince rahatsız olmayacaksanız ailemin evine götürebilirm sizi ya da bir türk arkadaşım var Ahmet ona götüreyim sizi dedi.. Biraz korku ve güvensizlik ama samimiyetine de inanmışlıkla kabul ettik. Ahmet Üniversiteyi budapeştede okumaya gelmiş macaristana ilk sonra mastırını burda yapmış şimdi doktorasına devam eden tercümanlık yapan biriydi. Oldukça da sevimli biriydi. Sabahında Tayyip Erdoğandan Davutoğluna uzanan sohbetler ettik onlarla birlikte çalışmıştı ne de olsa ve mastrını vucüt dili üstüne yapmış bir uzmandı.. Sabah menemenli kahvaltıyı da esgeçmemeliyim.. misafirperverliğini söylemey gerek kalmadı bu anlatılanlarla sanırım.... Ve itşe yine yurt odamda bunları kendime ve size anlatıyorum.. öyleee sevgili günlükçüm Tam seni yarılamışken kapıdan içeri bir misafir girdi... onu da başka gün yazacam çünkü sanırım bir kaç saat sonra almanyaya yolcu olacam
(Özlemlerden bahs edecektim ya içime işleyen o kadar sevgiyi senle paylaşıp kendimi nazarlamak istemedim herhaldeki yazmayı unuutm :) ama bugün en çok nilgün’ü özledim...)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.