- 1145 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
Bulaşan mutluluk
Küçük pencereden dışarıya baktı; kavak ağacının ne kökü, ne de ucu görünüyordu. Sanki biri tarafından gövdesinden kesilmiş ve gökyüzünden sarkıtılıyor gibiydi. Sert esen bahar rüzgârı, bulutları oradan oraya savururken, ağacın yeni yeni çıkmaya başlayan yaprakları, annesinin kucağından ayrılmak istemeyen çocuklar gibi çırpınıyordu.
Zeynep Hanım, bu küçük pencerenin ardında kaç yıldır çalışıp çabaladığını, insanları memnun etmek için uğraştığını düşündü. Küçük pencerenin tel örgüsüne yapışan sineklere baktı; sinekler içeriye girmek için ne kadar çabalıyorsa, Zeynep Hanım da dışarıya çıkmak için o kadar çabalıyordu. Bir an sineklere göz kırptı, “hadi oradan, özgürlüğünüzün kıymetini bilin; içeriye girip de ne yapacaksınız.” Diyerek onlara kendince çıkıştı.
Kavak ağacını ve sinekleri kendi halinde bırakan Zeynep Hanım karşı duvarda aslı olan saate baktı. 11.45 ti saat. “Vakit geliyor” diye düşünerek, pişirdiği yemekleri gözden geçirdi. Salatanın havucunu rendeleyip harmanladı. Sonra, ziyan olan, çöpe dökülen onlarca yemeğe hayıflandı. “Ne olur sanki herkes Allah’ın verdiği nimetlere şükür etmeyi bilse, ellerindeki nimetlerin değerini bilse, onlarca yemek çöpe dökülmeden insan kursağına gitse.”
Diye düşünürken, daha dün akşam televizyonda izlediği, derileri kara meşin gibi açlıktan kemiklerine yapışan çocukları anımsadı. Öyle güçsüz görünüyorlardı ki, takatsizlikten yüzüne gözüne konan sinekleri bile kovalamaktan aciz gibiydiler.
Sonra ellerini açıp içtenlikle dua etti Rabbine, “ Sana binlerce kez şükürler olsun Ya Rab! Verdiğin nimetlere, sağlığa, sıhhate… Şükürler olsun bugünüme; bir işim, karnımı doyuracak aşım, başımı sokacak bir barakam var. ” Dedi ve masaları hazırlamaya başladı. Az sonra, personel birer ikişer mutfak kapısında göründüler. Bazılarının elinde çiy köfte dürümü vardı. Bazıları ise yemek tezgâhına bile bakma gereği görmeden, “bugün ne yiyeceğiz? Bir şey de yok.” Diye hayıflanıyordu. Bazıları ise iştahla tezgâhın önünde yemeğini almak için sıraya girmişti.
Sıraya girenlerin arasında, işe yeni başlayan Şule de vardı. Şule tezgâha yanaştı. Bir süre salatayı izledi. Salata; yeşil marulları, kırmızı ve beyaz lahanası, üzerine serpiştirilmiş turuncu havuçlarıyla gökkuşağı gibi rengârenkti.
Şule’nin gözleri mutluluktan çakmak çakmak yandı. Yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. “Yaşasın, salata!” Diye bağırdı. Ellerini havada birleştirip sevinçle çırpınca bukle bukle siyah saçları havada dalgalandı.
Zeynep Hanım bir süre bu güzelliği seyretti. Sonra kendi kendine düşündü; bazı insanlar hiçbir şeyle mutlu olmazken, bazılarını da bir salata bile mutlu etmeye yetiyordu. Memnun olan insan neslinin tükenmediğine sevindi birden. Şule’ye sevgiyle baktı, elindeki salata kaşığını kıza uzattı. Şule; “bana neden veriyorsun kaşığı?” diye şaşkınlıkla sordu.
“Bana bulaşan mutluluğun başkalarına da bulaşmasını istiyorum.”
18.04.2011/ Emine UYSAL
YORUMLAR
sevgiyi bilen kişi.....gülmeyi bilen kişi...mutluluğu yoktan vareder....tebrikler emine kadeşim...saygılarımla
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygımla.
Hanım efendi ! Çay demlerken bile o kişinin ruh hali neyse,onun hali çayı bile etkilermiş! Büyüklerimiz çay demlerken, besmele çekin ve moraliniz düzgün olduğunda demleyin derlerdi.
Sevgiler selamlar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygımla...
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygımla...
Sahip olduklarımızın farkında olmak... Ne kadar önemli, değil mi? Hayat, bardağın hangi tarafından baktığımıza göredir: Boş tarafından bakarsan, boş. Dolu tarafından bakarsan, dolu görünür.
Güzeldi arkadaşım... En güzeli de mutluluğun, yüreğine geri döndüğünü görmekti... Sevgilerimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle....
konu seçimi çok güzel
giriş ve gelişmede ama kısa ve hızlı bitmiş gibi sonu aceleye getirilmiş gibi
biraz daha devam etmeli yada başka cümlelerle sonlandırılmalıydı kanaatindeyim
gönlünüz ve kaleminiz dert görmesin efendim
büyüyen mutluluk zincirlerinde halkalansın ömrünüz
saygıyla...
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygı ve sevgimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle...
Ufacık şeylerle mutlu olmak, elinde olana şükretmek...Bazılarımız herşeyi olduğu halde kıymet bilmezken, birçoğu sahip olduğuyla yetinir.
Çok anlamlı bir yazı, tebrikler Emine'ciğim, mesaj alındı.
Selam ve sevgilerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle...
Kimileri havyar yer mutlu olamaz;kimileri de kuru ekmeği soğanla katık yapar yer,mutlu olur.
Mutluluk,o kadar uzaklarda değil. Yeter ki;almasını bilelim!..
Güzel bir paylaşımdı,Emine.
Saygılarımla..
Emine UYSAL (EMİNE45)
selam ve saygımla.
Çok güzel mesajlar veriyordu yazın. Doyum noktası bazı insanlarda hiç yok. Bazıları ise hep şükreder. Ama küçük şeylerden mutlu olan insanlar nedense çok azaldı.
Mükemmeldi yine. Tebrikler arkadaşım. Sevgilerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle.