- 558 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEHRİ KORUYAN TILSIM
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken pireler berber iken çok uzak diyarların birinde, ülkenin en görkemli sarayında Elis diye genç bir hizmetçi yaşarmış. Ama bu hizmetçi diğerleri gibi değilmiş onun büyü yapma gücü varmış. Gizliden gizliye zor durumda olan insanlara yardım edermiş.
Elis büyü yaparken çok korkarmış; çünkü ülkenin kralı büyüye karşıymış, büyünün insanları kötü yaptığına inanırmış. Bu yüzden büyü yapanlara çok acımasız davranırmış. Elis bu ülkeden gitmeye karar vermiş ama bildiği hiçbir yer yokmuş. Günler günleri, haftalar haftaları kovalamış fakat Elis gidecek bir yer bulamamış. Bir gün kralın gezginlerinden biri kral ile konuşurken Elis onlara kulak misafiri olmuş."Kralım bana verdiğiniz görevi tamamladım, dünyadaki en görkemli sarayları araştırdım. Araştırmalarım sonucunda dünyanın en görkemli sarayının İstanbul’da olduğuna ulaştım, adı ’Topkapı Sarayı’ imiş. Bu saray çok iyi korunuyormuş; çünkü bu sarayda çok önemli bir tılsım varmış. Bu tılsım sarayı ve tüm şehri koruyormuş."
.Kral dünyanın en iyi, en görkemli şehrine sahip olmak istiyormuş bu yüzden gezgine bu görevi vermiş. Gezgin kralın yaptığı bu kötü planlardan habersizmiş sadece ona verilen görevi yapmış ve mükâfatını almış. Kral adamlarına ne zaman yolculuğa çıkılacağını söylemiş ve savaşmak için hazır olmalarını emretmiş.
Elis gezginin krala anlattıklarını bir şekilde haber aldıktan sonra kralın ne zaman yolculuğa çıkacağını öğrenmiş ve İstanbul’a giden arabalardan birine gizlice binmiş. İstanbul’daki saraya varınca hemen inmiş. O zamanlar İstanbul’da yaşayan, Eragon adlı genç bir büyücü varmış. Elis aylarca bu büyücüyü aramış ve sonunda onu bulmuş. Derdini anlatmış, bundan sonra orada yaşayamayacağını da söylemiş ona. Eragon, onun gibi olan insanlarla konuşmuş, Elis ’in derdini onlara anlatmış sonunda bir karar vermişler. Verdikleri kararı Elis’ e de anlatmışlar :"Biz Topkapı Sarayı’na bir tılsım yerleştirdik. Bu tılsım sarayı ve tüm şehri kötü büyülerden ve kötü insanlardan koruyor." demiş ve sonra kralın planlarını ona anlatmış. Elis "Ölsem de kralın böyle şeyler yapacağına inanmazdım. Nasıl olur bu, kralımız nasıl böyle bir şey düşünür?" demiş şaşkın bakışlarla.
Kralın İstanbul’a geleceği gün gelmiş yanında büyük bir ordu varmış. Kralın askerleri şehre girer girmez her yeri yağmalamayı düşünüyormuş. Ama saraydaki tılsım bunu engellemiş. Şehre zarar vermeye çalışan her insan o anda taşa dönüşmüş. Bu olaydan sonra herkes İstanbul’u ziyaret etmeye gelmiş. İstanbul bu olaydan sonra tüm dünyanın en gözde şehri olmaya devam etmiş. Bu arada Eragon ile Elis de evlenmiş,40 gün 40 gece düğün yapmışlar. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.