- 826 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
...
Belli belirsiz sırlar taşıyoruz omuzlarımızda.Yükte ağır pahada ağır...Geçitler açıyoruz benliğimizden gözlerimize.Çoğu kez sarsılıyor inançlarımız.Ve işte o zaman yalanlar diyarına konuyor güvercinlerimiz.Kanatlarında yalnızca gizli özlemleri taşıyarak...Nedendir kimliğimizi bir başkasında aramak?İnsanoğlunun zaafı mı bu?Hayallerin yerini son model arabalar alıyor kan kırmızısı.Ve örseleyerek kederlerimizi bahara yelken açmak için satıyoruz özümüzü.Bir parfümcü dükkanında satılıyor kokularımız.Eğer bilgi ve zeka kokuyorsan yalnızca ve dışın camdan bir fanus yerine alacalı bulacalıysa değeri ölçülemiyor.Kuyruğa giriyoruz özleri gökyüzüne akıtma ve toprağa döndürmek için.Bedenlerimiz diriliyor o toprakta doğa yasalarına tezatça.Oysa beynimiz ve duygularımız küfleniyor!..Kendin olabiliyorsan geçiyorsan albenili dükkanların önündenher biri birbirinin aynı olan kimlikleri almadan, damgalanıyorsun.Damgan genellikle koyu siyah renklerle alnına yazılıyor.Ya enayi oluyorsun yada basitlik abidesi!Oysa mermerden ,yıkılmaz surlarla çevreliyorsun kendini.Nafile olduğunu ve ömrünü törpüleyecek gardiyanların olduğunu bile bile!Aymazlıklar hapisanesinin esiri yapmak istiyorlar seni.Yada düşüncelerini öldürmek!Her akşam her sabah biraz daha katlediliyor düşüncelerimiz.İnançlarımız köreliyor.Bir esir tüccarına satıyoruz hayallerimizi.Aydınlık şafaklara akmak isterken hayyallerimiz bir namlu ucunda son buluyor nefesi.Üstelik sütunlara doğruları bşir hançer keskinliğiyle çiziktirdiğimiz için.Kanıyoruz...Ne savaştan ne de ihanetten...Bir teki dahi koymuyor çünkü.Camdan fanuslara hapsedildiğimizden beri...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.