hala özleyebilir miyim seni?
Hala özleyebilir miyim seni?
Yansıtmalı bir hayatın, kenar boşluklu bir sayfasından, girintisiz ve boşluksuz yaşadım tüm paragraflarını. Korkar oldum rüyaları yazmaktan. Hayal kurmaksızın yaşayamayan ben; çiğ damlaları şeklinde düşen her lalenin gözyaşlarına bakar oldum.
Eksik ve yalnız yaşanmış bir hikaye tüm bu yaşanan. Güneş eksik, bulut eksik, çiçek eksik; yani tüm boşluğuyla sen eksiksin sevgili. Gelişim kutlu bir düğün gibi ağır ve uzaktan… Gülüşün bir şeker gibi tatlı ve çürüten… Ansızın bir sen var senden ileride ve senden içeride, birde ben var senden içeride ve içeride…
Bir kum saati zaman geçti sensizlikte. Bir kardelen zamanı; güneşe aşık. Yani öylesine yarım yamalak, yani öylesine kısa ancak öylesine biteviye bir edayla. Seni sevmiyordum, sen bunu bile isteye geçmedin benden. Şimdi seni sevmeye meylettim; sen bilmezken bakarak gözlerine, şiirlerde kaybolmak ve tüm melodilerde bakarak yüreğinin tüm o çarpık coğrafyasında dolaşarak. Gün gelecek sevgili, yakında yani, seveceğim seni; sevdiğinden daha çok beni. Acıtkan; belki bundan haberin olamayacak, bilemeyecek, kimbilir belki hissetmeyeceksin. Ben; seni biteviye severken yavaş yavaş ve bilindik bir türkü gibi sen anlamak kitabının, bilmem kaçıncı sayfasının karalanmış satırlarını çözümlemeye ve bilmeye, aynı zamanda bilememeye çalışacaksın. Kısaca ben; seni Şirin gibi seveceğim belki, sen bunun anlamına varamayacaksın.
Eksik ve yalnız yaşanmış bir hikaye tüm bu yaşanan. İki kişilik bir yüreğe sahip olarak bu sefer yani tam anlamıyla yalnız bile değilken; sana uzattığım bu kırgın ellerime dokun sevgilim, buna ve sana ve sevgine ihtiyacı var kırık kalbimin.
Birazdan ağarır gün penceremde ve yorgun bir gün bitimine değin, çılgınca enerji harcarken; bir gün daha senin doğabileceğin bir sabaha ümitle uyumak isteği var kavruk gözlerimde. Sanırım gün geçtikçe bağlılık ve tutkunun temellerini atarken ben, kaçak bir müteahhit, yeni bir aşk inşasına başlarken yani ellerimin, dizlerimin, bedenimin ve yüreğimin üzerine dikiyorum bu binayı. Temelini ben attım, harcını kar sevgili; gün gelip yıkılmasın. Sanırım bunu istemediğimi biliyorum.
Yani sevgili; kısaca; seni sevmek işinden feragat etmek istemiyorum bu defa. Kendimi sana bıraktım. İstediğin gibi yani… Ve kendimi sana emanet ettikten sonra bağlılık adlı ve adına aşk denen bu tutkulu yolculuğun açılışını yapıyorum.
Seninle ve yine sana dair…
FMÜ