- 1475 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Dili Lâl K/adının
(Bu sabah seyrine gözyaşıyla daldığım ,bende ki adı Heja olan kadına ithaf)
Dil, bir yığın et parçası öyle mi?
Güldürmeyin beni…
Değil mi ki kökünde dikenimsi nasırlar gizli
Değil mi ki o dikenler ayaklanınca olur dil yarası, başka bir yüzde belki de ömür karası.
“vallahi dilden billahi dilden gebereceksin sen de benim elimden”
Bu söz bana ait değil elbette. Bu söz, başında ki mavi yazmasından aklanmış telleri salınan
Yüzünün çizgileri bir uçurumu yansıtan baktıkça uğuldayan, ayağında, soğuğa rağmen yırtık terliklerle sek sek oynayıp kaderine küfreden adsız kadına ait.
Gelen geçen deli diyor, ayıplıyor hatta bıyık altı gülüyorlar. Uzaktan bakıyorlar yanından geçenler bir adımlık yolu on adıma uzatırken akıllarından saldırgan olup olmadığına dair endişeleri ürpertiyle geçiyor. Yitiyordu kadın yitiyordu oysa aklının boz bulanık masallarında…
Kadın elinde bir paslı makas oturuyor caddenin yağmurla yıkanmış kaldırım taşlarına.
Açıyor yıllarını sakladığı bohçasını. Tutam tutam aldığı saçlarını “gün aydın olsun dedim ben,
Siz aklandınız
Siz şahitsiniz beni şimdilerde güldüren yıllarıma o zaman de hade azat vakti
Akın yağmurun o kirli, o üryan, o bende olmayan saflığına”
Makasa emredercesine kesmeye çalışıyordu saçlarını. Belki de kurtulmaya çalışıyordu alnına “deli” damgasını mühürleyen yıllara…
Kestiği her tutama baldıran cümleler içiriyordu adeta.
_valla burada o bıçak izi öldürmedi yaşadıkça kanattı.
_aha sen biliyorsun. de hade git de selam söyle anan seviyor seni de mezarda ki gülüme…
_ah o gâvur o gâvur duvarlara çaldığında bir parçacık kuzumu ellerimde kalmıştınız o vakitlerde…
Ne çabuk uzadınız da kuzuma beyaz ağıtlar oyaladınız…
_ Osman emmi demişti, demişti ya baban ananı zorla kaçırmış zorla gelin etmişti on ikisinde. On üçünde beni almış bez bebeği yerine. Çiğ düşmüş göğüslerinden sütü gelmezmiş o vakitlerde
Osman emmi demişti demişti anan geldiğinde ondördüne ya göle düştü ya kendini attı bilmiyor gerçeği kimseler bilmeyecekde..
_ah o gavur o gavur selim adam olaydı olaydı da böyle olmayaydık.serihoş adımlarına güvendi hep.hıh nasıl da ölüme götürdü zamansız. Nerde nasıl yatıyor şimdi bilmiyorum. Aldatmadığı kesin onu biliyorum. Toprakla koyun koyuna he ya…
__anaaaaaaa sen!
Sen bu kadar beyazın arasında nasıl öyle kaldın a gülüm. Nasıl yani beyazlanacak bir telim daha mı var…oyyyyy
Ooooooy kadınn bitmedi gamın vur gönlünce deliliye vur…
Söylendikçe kendi kendine, şikâyete tabi bir suçlu gibi girmişti zabıtalar iki eline.
Adını damgalamıştı yıllar alnına, ölüm ünlesin diye gülüyordu kadın o yarayla bezeli nasırlı adımlarına…
Dil demiştim, bir dil kememe de olsa peltek de olsa lâl olmadıkça derin yaralar açar. Derin sularda boğar…
Ne demişti can yücel,-
“Her yürek sevebilseydi eğer, ayrılık hiç olmazdı. Her seven yürekli olsaydı zaten ’Aşk’ bu kadar basit olmazdı!” bu kadar ucuz.
Geriye kalan delilik nasıl olsa. Söz biçare dilden sızılı salınınca…
Hazal Karadağ
Dili Lâl K/adının Yazısına Yorum Yap
"Dili Lâl K/adının" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Hazal Karadağ
@hazal-karadag
Evet laci söylenirken diken diken...Eyvallah...