Küsüyorum Kızıyorum Gidiyorum
Biraz daha kızıyor biraz daha küsüyordum ve gün geçtikçe etrafımdaki kalabalıklar
yerini sonsuz yalnızlığa bırakıyordu.yüzümdeki gülümseyi koparıp atıp davet ettiğim
somurtkan mutsuz suratı taşıyordum artık sadece yüzümde.Eskiden susmak
bilmeyen dilim gülümsemekten kapanmayan ağzım şimdi sadece ’eskiden’ diye
andığım eskilerimde.İnsanlara gülümsemeyip kendimi yalnızlığa daha çok çekiyordum.
Bunun sebebi tiyatrolardan hoşlanmıyor,sahtelikten kaçıyor olmamdı
Ve hiç de pişman değildim yüzümdeki o bakılmayan surattan.
Çünkü değerli olmalıydı mutluluk ve gülümsemek.Herkes görmemeliydi benim eşsiz
kıldığım mutluluğumu.Yani ben de rol yapmak zorunda kalmamalıydım kimseye.Çünkü
sahtelik hakim olmamalıydı diğerleri gibi benim yüz çizgilerimde.Yeri geldiğinde sadece
gülümsemeyi bilmeli ve içtenlik olmalıydı bu suküt içinde bile.
Bu yüzdendir ki insanların sitemlerine uğrayışım ve onlara nazikçe gülümseyerek cevap
verişim.
Anlatsam anlarlar mıydı beni?Bence kimse kimseyi anlayamazken beni anlamaları olası değildi.
Benim de onları anlayamadığım gibi.Sanırım ne zaman ki birbirimizi anlamayı bırakıp zamanın
peşinden akan kayıklara binerek sonsuzluğa yürüdüğümüzde birbirimizi sevmeye başlayacağız.
Sonra yüzlerimiz tebessüm edecek ve biz masmavi gökyüzünden aşağıdaki aciz insanlara bakacağız.
Mutluluk tahtlarımızda oturup aşk şaraplerimizi içerken eksik kalan gülümsemeler yüzlerimize
geri dönecek ve kaldığımız yerden devam edeceğiz yaşamaya ,onlar bizi göremezken ama..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.