Eski bir aşk ..
Yeni anı eklemek için değil de ..eskileri hafızamın tozlu raflarında unutulmaya yüz tutmuş ciltlerden çıkarıp güneşlendirmek için yazayım dedim.
Bir zaman önce ..tahminen otuz yıl kadar bir zaman ben bir kıza aşık olmuştum.
Normal aşık canım.Öyle büyütülecek bir şey değil.
Ellerimi jiletle doğramadan...
Yemeğimi her zamanki iştahla yiyerek...
Saçlarımı ıslatıp yıkamadan..
İşte öylesine bir aşk idi benimki.
Kız çok güzel olmasına rağmen güzelliğinin farkında değildi.
Zaten güzeller farkında olmazlar ya :
Bana "seni çok seviyorum" dediğinde "Bi yemin et " demiştim de morarıp kalmıştı.
Oysa ben cidden sormuştum.
Zira o zamanlar sevmek ve sevdiğini söylemek sıradan bir iş olduğundan,günde ortalama üç kıza söylenirdi erkekler tarafından.
Ben sevmediğim birisine asla söylemedim.
Gerçi sevdiklerime de söyleyemedim ya o da benim hatam.
Sabah okula giderken karşılaştığımız her gün ona bir meyve verirdim.
Bir elma,bir mandalina,bir ayva..mevsimine göre.
Fakat her gün başka bir çeşit.
Sonra o da bana kuruyemiş getirmeye başladı.
Bir sabah ben geç kalktığım için kahvaltı da geç yaptım.
Beni beklemeden gitmiş.
Oysa ben onu beklerdim...
O beni beklemedi..
İlçeyi iki parçaya ayıran şehirlerarası yoldan karşıya geçerken kırmızı büyük bir kamyonun altında kalmış.
Ben o yolu geçerken daima elinden tutardım.
Bana bir gün "sen elimi tutmak için ...kih kih".
Ben de kızarmış ekmek gibi olmuştum.
Hakikatten ekmek gibi..Hem kırmızı hem de yüzüme bir anda ateş dökülmüştü.
Ben yine de elinden tutarak geçirdim o gün ..Ondan sonraki günler de.
Hayır ..haklı olduğunu bilsin diye de "Evet elini tutmak için ,sabah erken kalkıyorum,senin yolunu bekliyorum.Sen köşeden görününce ben de senin tarafına bakmadan yola çıkıyorum ve sanki rastlamış gibi oluyoruz " demiştim.
Bana " Hıııh..sanki yedim ben de" demişti.
Gülmüştük ikimiz de kızararak.
Oysa ben onun elini tutmasam o karşıdan karşıya geçerken bozuk yolda zorluk çekiyordu.
Koltuk değnekleri yağmur sularının oluşturduğu çukurlara girince bir kaç kez düştüğünü görmüştüm.
Bir ayağındaki yaygın çocuk felci nedeniyle zor yürüyordu zaten.
O sabah beni beklemedi..
O kırmızı kamyonun altında metrelerce sürüklenmişti..
Ben gittiğimde cesedini hastanenin morguna götürmüşlerdi.
Asfaltta ondan kalan kıpkırmızı kan izleri vardı.
Arkadaşlarım "seninki" dediklerinde dünyanın bütün ağırlığını yüreğimde hissettim.
Ve her gece rüyamda bana gülerek bakan yüzün sahibine "Beni neden beklemedin ?" diye haykırarak uyandım.
Bugün onun ölüm günü.
Allha rahmet eylesin demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
O gün bıraktığı ve ahirete kadar onun elini tutamayacak olan elimden.
Hala her yıl bu gün..
Beni niye beklemedin ? Der ağlarım.
Siz sakın bırakmayın sevdiklerinizin ellerini.
Sakın...
Sakın.
YORUMLAR
“Bugün onun ölüm günü…………………………….…...……………………….Der ağlarım”
30 küsur yıl sonra bile bırak öldüğü yılı, öldüğü günü unutmamak… Bu kadar yılda hala soğumamış bir ateş.
Şimdi siz niye elini bıraktım diye hayıflanıp vicdan azabı çektiğinizi belirtiyorsunuz. Duygusallığı bir kenara bırakalım diyeceğim lakin ateş düştüğü yere yakar. Kısaca “kader” diyelim. Niye kader diyelim biliyor musunuz?
Çünkü “o sabah sizi beklemedi” veya siz uyuya kaldınız. Ya sizi bekleseydi veya siz geç kalmasaydınız muhtemelen bu gün bu yazıyı konuşmayacaktık Allah korusun. Kamyonun güzergâhında, kalkış varış saatinde, şoförün kural ihlali, kusuru vs birçok etkenin seyrinde herhangi bir değişiklik olmadığı varsayımı ile.
Allah rahmet eylesin, gerçekten hazin bir anı.
Saygılar, selamlar
erolabi
Her şey olması gereken gibi olup bitiyor.
Biz sadece olayların akışındaki hallerimizle ya günah defterimize ya sevap hanemize kaydeilmesini sağlıyoruz.
Kardeşim vefat ettiğinde bazı koşu ve değişime uğramış akrabalar telafonla veya bizzat " kardeşinizin zamansız ölümü" diye başlayan ifadelerle taziyelerde bulundular.
Ben de kardeşimin başkanlığını yaptığı dernekte düzenlenen dua gecesinde "Kardeşim ne bir an önce ne bir an sonra TAM zamanında öldü...Allah ona merhametiyle muamele etsin " dedim.
Haklıyım değil mi?
Değerli yorumunuza ve beni sizin hakkınızda yanıltmayan değerlendirmenize şükranlarımı arz ederim.
Selam ve saygı ile..değerli abi.
erolabi
Satırlar kolayca kucaklayıveriyor böylece...
selam ve saygı ile.
offffki offf....deldin geçtin can.....insanlığını.....güleç yüzünü....yazıların söylüyor can söylüyor.....sevgiler arol abim...benim...
erolabi
Bu sizin hüsn-ü zannınız..
Sizden kaynaklanan temenni ve öngörüşler..
Sizin kalbinizin samimiliği ve doğruluğunu yansıtıyor.
Sela ve saygı ile.
Aşkı ile değil ama insanlığı ile derin bir iz bırakmış, yüreğinizde. Daha derin ve anlamlı değil mi?
Allah rahmet eylesin. Mekanı Cennet olsun.
Saygılar, selamlar.
erolabi
İz ....
Dağladı...
Selam ve saygı ile..
erolabi
Kaşarlı tostu çok severdi..
Ona bir gün kaşarlıbi tost ile çay aldım..
Okulun bi köşesine çekilip yemeye başladık..
Bana " erol cidden beni alıcan mı? dalga mı geçiyorsun yaa" dedi.
ben de ona " salakmıyım ki almıycam bi kıza bu kadar masraf ediyim.." dedim..
Güldü güldü...
Besliyorum ki alıcam kzım ya dedim..
Sonra babası cenazesinde yanıma geldi ..önce korrktum sahiden..
Adam bana "seni çok severdi oğlum..seni sevmeseydi intihar edecekti öyle yazmış hatıra defterinde." dedi.
İyi ki sevmişim diyorum..Sevmekten zarar olmaz...
Koşsun dursun cennette..
ben de yakında giderim yanına..
Esma KAHRAMAN
Sen yine de yanına gitmek için acele etme...
erolabi
arkamdan öleceğini biliyodu....keramet gösterdi desinler diye..
şeettim.
Bu yazı hatıra olduğuna göre gerçek olmalı ve ben de diğer arkadaşlarım gibi söyleyecek söz bulamıyorum.
Allah rahmet eylesin diyorum. Size de sabır diliyorum.
saygımla.
erolabi
Sağolun ..
Bir gün babası bana "bak kzımı incitirsen seni aha şuraya gömerim "demiş ve mezarlığı göstermişti.
Sakın bir de koltuk değnekleriyle alakalı bir şey söyleme çok alınıyo" demişti.
Oysa biz onunla koltuk değnekleriyle alakalı çok konuşmuştuk..
Biz bu halimizi kabullenmiştik.
Ben onu hiç yok saymadım ki..,
Cenazesinde babası yanıma geldi...
Sen " dedi...Hatıra defterini okudun mu?
Yok" dedim "nerden okuyacam ki?" ..
Onu senin sevgin yaşattı bu güne kadar...oğlum " dedi.
Meğer kaç defa intihar etmeyi düşünmüş de "erolu yalnız bırakamam " deyip vazgeçmiş..
Ben şimdi yalnızım.
Onsuzum ya..
O cennette eminim..
O cennette koşuyor hissediyorum..
Koşmayı çok severdi..
Cennette koşasın sen de derdim..
Gülerdi..
Selam ve saygı ile.
Rabbim rahmet eylesin, böyle acı anılar, sislerin arasından kendini gösterir ve can yakar.
Okurken hüzünlendiriyor, haklısınız sevdiklerimize onları ne kadar çok sevdiğimizi her zaman söylemek gerek, nefes aldığımız sürece.
Acı bir konu, anlatım başarılı, tebrikler, saygılar.
erolabi
Yıllar oldu hala dün gibi...
Hala deniz kenarında dalgakıranın üzerinde oturmuş..tost yiyoruz sanki..
Bana gülerek nakıyor...
beni alcan mı? diye soruyor..
"beni bu halimle alcan mı?
"naapiyim benim kaderim de böyle mecburen alıcam..aşık ettin kendine " diyorum..
Gülüyor ve " sana her sabah yumurta pişiricem...bi de makarna" diyor.
"Beceriksiz seni" diyorum..
Gülüyoruz..
karadeniz rüzgarlı..
karadeniz de bize gülüyor..
Biz de bize..
Eyy gidi günler..
Selam ve saygı ile
üzücü bir anı..
Allah rahmet eylesin..
anıya ait ayrıntıları ve üslubunuzu çok beğendiğimi söylemeliyim..
selam ve saygılarımla..
erolabi
Belki.
Ama olacak olacakmış ve nihayetinde olmuş..
,ya ben onu sevmeseydim..
ya o beni sevmeseydi...
"beni alacakmısın erol?" derdi..
"Salakmıyım almayacak olsam sana bu kadar masraf niye yapayım ki kız " dedim..
Gülerdi gülerdi...
Masraf dediğim de bir kaşarlı tost ile bir bardak çay...
:))))
Bana bir gün "seni Allah göndermiş bana fakat sen de farkında değilsin erol" dedi.
İşte kaşarlı aşk dedikleri bu...
Selam ve Saygı ile.
Ne desem ben şimdi...Bu gerçek değil mi?
Bir şey yazamayacağım...Kötü oldum.
Rehmet diliyorum.
Size de sonsuz saygılar, selamlar.
erolabi
Bana " seninle beraberken sankim ben sakat değilim de sen sakatsın gibi oluyo " der kahkaha atardı...
Ben az da olsa bir zaman ona bunu hissettirdim ise ...
Ona "beni de seven var" dedirttim ise...
Çünkü en korktuğu bunlardı..
sevilememek...
onu çok sevdiğimi bilsin diye...
teneffüs aralarında bile koşar sınıfının kapısında beklerdim..
bazen evden yiyecek birşeyler getiri paylaşırdık..
arkadaşlar bana " la..o sakkat oğlum..." derlerdi..,ben de sakatlığın onların beyinlerinde olduğunu söylerdim.
selam ve dua ile..
Aynur Engindeniz
erolabi
Belki de o zamanlar kalplerimiz daha yumuşak ve daha duyarlı idi..
Şimdi olsa...
?
Acıların insanı pişirdiğine inanırım...
Saygı ile.
Önce normal bir eski aşk gibi geldi sonra üzüldüm.
Sizin anılarınızında benimkilerden aşağı kalır yanı yok.Hepsi hüzünlü...
İyi ki .... serinizle güldük.Şimdi de ağlasınlar mı diyorsunuz?
Güzel kalbiniz o zamanlardan yumuşakmış.Anıyor olmanız da çok güzel.
Selam ve saygılar
erolabi
Ben gayet normal bir sevgi beslerdim yüreğimde ona karşı..
Acıdığımı anlamasın diye ara sıra da kavga ederdik...
Küser barışırdık..
Senle konuşamadan günlerim geçemiyor..
Takılıyorum pazartesinde bozuk plak gibi derdim...
Bir gülerdi ki...
Beni çok severdi..
Çoookkk...
Bana şiirler yazmıştı...
Alamadım ailesinden...
"Senin yanında nedense kendimi sakat hissetmiyorum" derdi.
O gitti..,
Eminim cennette koltuk değneklerini atmış koşuyordur...
..Öfff ya...
Nasıl gitti beni bırakıp..
Selam ve saygı ile
:(
Allah Rahmet Eylesin..Mekan/ı Cennet olsun İnşaAllah..
Duadan ve okunucak surelerden başka elden ne gelir abim..
Sen gönlünü ferah tut..
Mevlanın işine karışılmaz.Vardır her işte bir Hayr...
Selam/Saygım/Hürmetlerimle..
erolabi
Muhakkak Allah'ın işine karışamayız..Ve anlayamayız.
Gabı bilen O'dur...
Selam ve saygı ile...
erolabi
Ve biz o acılarla yetişerek bu hale geldik..
Unutursak ihanet etmiş oluruz sevdiklerimize..
Selam ve saygı ile...
Yaşayan bilir der gibiydi be abicim....
Hatırla ve dua et abicim...
saygılar
erolabi
yapacak en güzel en faydalı iş sadece dua ve dua..
Selam ve saygı ile...