- 1143 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TEPDEN AŞAĞIYA SAĞLIKSIZ BİR TOPLUM
//
Sakarya Üniversitesi Hendek Eğitim Fakültesi Öğretim üyelerinden Ayşe KOLUNSAĞ Hocamıza sevgilerimle
Sezer Çalışkanoğ
//
Milli mücadele yıllarından beri yerimizde saydığımız noktaların başında gelen hastalığımız
‘ Tepeden aşağıya Sağlıksız Bir Toplum’.Bu hastalığımızla baş edebilmeliyiz.
Yapmış olduğum tüm araştırmalardan sonra geldiğim nokta şu aslında; Ülkemizde muhabirlerin uzattığı mikrofonlara ve bulunduğu her platformda kendi modelini oluşturan kişilerin benzerliği hemen hemen sağlık konusunda diploması olmayan tıp uzmanlarına benzer. Bu durum içler acısı vahim durumumuzun aslında bir göstergesi olmuş bulunmaktadır. Bu konuda aslında benim konuşmamam lazım fakat en azından diyecek cümlelerimin olması bazı anektodik konular üzerine ışık açacak olması beni rahatlıyor.
Önce sağlık kuruluşlarında çalışan tüm personellerin maaşları hak edilen noktalara çıkarılmalıdır. Benim anlamadığım noktalardan biri de sağlık ve eğitimdeki bu bakışı ‘dar olan mevzilerdir. ’
Birisi geleceğin doktorunu, askerini, öğretmenini, devlet yöneticisini v.s yetiştiriyor. Diğeri ise onların hayatına müdahale aşamasında yaptığı kritik nüanslarla onları hayatta tutuyor.
Bu şekilde bu iş yürümez!
Bundan sonraki eleştiri noktalarım şudur. TV programlarında izliyoruz hepimiz ,fuzuli gereksiz dikkatsizlikten ötürü onca insanımızı kaybediyoruz. Bu konuda sağlık personelleri çok daha dikkat etmelidir.
Kendi anılarımdan bir anekdot belirtmek istiyorum! Yıl 2006 İstanbul da büyük bir hastanede beyin ameliyathanelerinden yoğum bakım servislerine indirilen hastaların olduğu kapının girişindeyim ameliyattan bir saat önce çıkmış bir hastanın yakınları cümbür cemaat kilitli kapıyı kırarak içeriye girdi buna ne güvenlik çare buldu ne de başka kimseler. Burada hata hastanın yakınlarındaydı hastalarını tehlikeye attı.
Bir başka olayda, yine bir gece kapı önünde kendi hastamı beklerken gözüme ilişen kapıcı – hasta yakını ilişkisinin sinsi sohbetiydi… Bu durum hasta yakınının kapıcıya rüşvet vermesiydi… Ve kapıcının o kişiyi gizlice içeriye almasıydı. İçeri giren kişi dışarıdan mikroplarla, kendinden biçare insanın yanına dalıvermişti.
Çok tuhaf bir ülke değil mi ama…?
Hastanın yakınından alacağı 5 YTL için o hastayı tehlikeye atan kapıcı ve hasta yakını gibi ahmak insanlar beni her zaman çileden çıkarmıştır!
Gelelim TÜRKİYEDE ‘ ki sağlık bilincine
Kimi insanlar hastayı kurtarayım derken yapmış olduğu bilinçsiz ahmaklıklar sonucu hastanın ölmesine yardımcı olup, sonra
– vah vah kurtaramadık demezler mi? İşte o anlar çıldırmanın elde olmadığı anlardır…
Biz eğitimcilerin, sağlık bilgileri doğru öğrenip doğru uygulamamız şart! Daha sonraki aşamalarda ülkemizdeki insanların yüzde 80’inine ilk yardım bilgisini vermeliyiz.Bunun için açılan kurslar şuan için yetersiz.
İleri aşamada sağlık durumumuzun insani aşamalarının elbette sıkıntı noktalarının giderilmesi hepimizin temennisidir. Ülkemizde tıbbi bilimin ücra köşelere kadar yayılması ve bu yayılımın esas ivmesinin kendi devinimsel gücüyle beraber hastalıklara meydan okurcusuna ilerlemesini çok isterim, bu gibi durumlar önce eğitimin iyi verilmesinden geçer sonra ki aşamalar ise sağlık bilimine ayrılan bütçeyle son evre adımı atılır…
Bizler biz olabilmemiz için kendimizi kendimize emanet edebilme kaygısından ırak olduğumuz vakit şüphesiz çok daha güçlü bir ulus olacağız.
Sezer Çalışkanoğ
03.22 – 17.Kasım 2007
Hendek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.