Ağlatan Komik Adamlar...
Bizde, sanattan ve sanatkârdan habersiz olan bir kısım sanatçılar vardır ki; icra ettikleri sanata ve doğrudan kendilerine ancak ve ancak gülünür...
Tasına, tabağına su ve ekmek koyana hırlayıp, onu ısırmaya çalışan köpeğin; yemliğine yem bırakana anırıp, çifte atan eşeğin ve karnı doysun diye samanlığa saman desteleyene böğürüp, boynuz atmaya çalışan öküzün yahut ineğin cezası; onun sahibine mahsustur...
"Beni siz yarattınız, beni siz var ettiniz!..." nidâları ile yeri göğü inleten mahlukların; sözüm ona yaratıcılarına karşı işledikleri kabahatlere has muamele de aynı şekilde onları var iken var eden yaratıcıya(!) aittir...
Bu tatsız-tutsuz hayvan ve mahluk muhabbeti bir yana asıl mevzu şu ki:
Yaptıkları; maymunlara şapka çıkartan hareketler, çıkardıkları; kargalara kahkaha attıran sesler ve insanı krize sokan edalar ile memleketimin son otuz kırk yılında vitrinde kalmış ve; saf ve temiz Türk halkının gönlünde; numaradan, film icabı, rol gereği oyunculukları ile yer etmiş bu tipler, haketmedikleri o tahttan indirilmesi gereken tiplerdir...
Ne diye gülüyorsun, diye sorulduğunda bir cevap vermekten uzak kalan ve bir yanıt verse de ancak "saflığına, içtenliğine, sözlerine vesaire..." diyecek olan; insanın yüzüne, görünen haline itimat edip, onu öylece kabul eden ve seven bu milletin teveccühlerine layık olmayan herkes hakettiği neticeye ve malum seviyeye; sürülmeli ve çekilmelidir...
Neden?...
Nedeni açık!... Bu tipler; güya sanatlarını sunduğu bu halka karşı sözde bir saygı ifadesine bürünseler ve başları ile bellerini aynı çizgiye sokacak kadar eğilseler de hatta ihtiramdan ötürü secdeye kapanıp, yerin dibine geçseler de hakikatte büsbütün bir saygısızlık tavrına büründükleri için...
Nasıl?...
Şöyle... Yıllarca ayakta kalmalarına, hayatta olmalarına vesile olan iltifatların sahibi olan halkın, Türk Halkı’nın; bu halkı halk yapan asli unsuruna, yüzyıllar boyu derdine düştüğü ve bayrağını taşıdığı davasına yani dinine; İslâm’a dil uzattıkları için ve hatta dil uzatmakla kalmayıp bu aziz dini dolaylı yoldan sözüm ona kaldırmak yahut kaldıranlara omuz vermek ve kaldırmak mümkün olmasa da bu milletin ruhuna aykırı birtakım fikirleri, düşünceleri bir şekilde damarlarına şırınga etmek gafletine düştükleri için...
Mason olduğunu ifade ederken bir gurur abidesine dönüşen ama yalnızca namaz kılınması için faaliyete geçecek Emek Sineması hakkında görüşünü aktarırken öfke ve iğrenme heykelciği kesilen yüzün sahibi Zeki Alasya... Süslü püslü uyduruk ifadelerle, güya çocukları korumak bahanesi ve bir kısım Alevi kardeşlerimizin hakkını korumak gayesi ile faşizan bir tavra bürünüp din dersi ve dolayısı ile din düşmanlığı daha doğrusu İslam düşmanlığı yapan İlyas Salman...
Ve onlara benzeyen herkes; bu millete ve bu milletin ruhuna terbiyesizlik yapan kim varsa, layık olmadıkları saf gönüllerden mahkum oldukları yere indirilecekler...
Bu tip adamlara millet olarak verilmesi icab eden yanıt dün olmadığı ve görülüp duyulmadığı gibi bugün gülmek...
Gülmek ve geçmek...