- 2933 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Uyu uyu yat uyu!....
Kırk altı yıl önce ilkokulda okuduğumuz “ALFABE“ de çok ilginç cümleler vardı.
Sanki bu cümleler, Ülkemizin o yıllardaki geri kalmışlığını; çalışmayıp, üretmeyip hep başka devletlerden yardım dilendiğini, el açtığını; devamlı uyuduğunu çok güzel tasvir ediyordu....
Neydi o cümleler!....
Sıkı durun ve çok dikkatlice okuyun:
“Uyu uyu yat uyu“
“Baba bana bal al.“
“Al Atay bu bal.“
“Baba bana elma ver.“
“Al Atay sana elma“
Bu incitici cümlelerle, kırk altı yıl önce bizim küçük beyinlerimize verilmek istenen mesaj neydi?
Bu ALFABE’yi hazırlayanlar bizlere ne demek istiyorlardı?
Kim hazırlatmıştı bu ALFABE’yi?
Kasıtlı mı yazılmıştı ?
Yoksa bilmeden mi serpiştirilmişti bu cümleler...
Bunu o yıllarda biz kavrayamadık. Aradan yıllar geçtikten sonra ALFABE’mizden başlayarak bizleri nasıl uyuttuklarını anlayabildik.
Ne acı değil mi?
“Alfabe“ de ki“Uyu uyu yat uyu“ cümlesinin tam üstünde, uyuyan bir çocuk resmi vardı.
Mışıl mışıl uyuyordu bu güzel yavru.
İlkokula başladığım 1965 yıllarında, Alfabemizdeki uyuyan yavru gibi , gerçekten bizler uyuduk mu uyutulduk mu?
İsterseniz o yıllarda dünyada ve ülkemizde neler olmuş , bir göz atalım;ona göre uyuduk mu uyutulduk mu karar verelim.:
“VİKİPİDİ: Özgür Ansiklopedi” den alıntı yaptığım şu cümleler benim dikkatimi çekti:
“ Dünya’da olup bitenler” :
-“18 Mart - Aleksey Leonov uzayda yürüyen ilk insan oldu “
- “3 Haziran - Edward White uzayda ilk yürüyüşü gerçekleştirdi.”,
Türkiyemizde olup bitenler:
· 13 Şubat - TBMM’de 1965 yılı bütçesi reddedilince, başbakan İsmet İnönü istifa etti.
· 4 Mart - Suat Hayri Ürgüplü Hükümeti TBMM’den güvenoyu aldı.
· “15 Mayıs - Ereğli Demir Çelik Fabrikaları tesisleri hizmete açıldı.” ,
· 10 Ekim - 1965 Türkiye Cumhuriyeti genel seçimleri
· “24 Ekim - Genel Nüfus sayımı yapıldı.Türkiye’nin nüfusu 31,391,421 olarak tespit edildi.”
· 11 Kasım - Süleyman Demirel başkanlığında kurulan AP Hükümeti TBMM’den güvenoyu aldı.
Bizim dışımızdaki Dünya’da insan oğlu Ay’a adım atmış, ilk yürüyüşünü gerçekleştirmiş; Batı Medeniyeti Ay’dan bizlere tepeden bakarken, bizler ilkokulda Amerika’nın gönderdiği “Süt Tozu”ndan yapılmış sütü zorla içiyorduk; Alfabemizde yazılı “Uyu uyu yat uyu” cümlesini okuyorduk.
Ülkemizde de hükümetler devrilmiş, hükümetler kurulmuş;.siyasi istikrarsızlığın hakim olduğu bir dönem yaşanmış; tam bir yıl içinde de üç hükümet kurulmuş.
Bu çalkantılı döneme rağmen bizi gururlandıran güzel bir tesis açılmış: Ereğli Demir Çelik Fabrikası. Nüfus sayımı yapılmış; Cumhuriyetin kurulduğu yıllardaki insan sayımız üçe katlanmış, otuz bir milyon olmuşuz. Şimdi ise yetmiş iki milyonuz. Kırk beş yılda sayımız ikiye katlanmış.
1965 yılından önceki dönemimiz nasıldı?
Size şimdi de bir tarih gezisi yaptırayım:Osmanlı İmparatorluğu Kırım Savaşı’nın başlangıcında 1854 yılında Fransa’dan 200.000.- Sterlin borç almış. Borçlanma daha koskoca imparatorluğun çöküşüne kadar devam etmiş. Dış borçlar, Osmanlı Devleti çöktükten sonra, Osmanlı topraklarında kurulan devletler arasında paylaştırılmış ve en büyük borç yükü Türkiye’ye verilmiştir. 1925 yılında Osmanlı borçlarının %67’sinin Türkiye tarafından ödenmesi kararlaştırılmıştır. Türkiye’nin payına düşen 107,5 milyon altın Osmanlı Lirası tutarındaki borcun ödenmesi için Düyun-u Umumiye İdaresi ile 13 Haziran 1928 tarihinde Paris’te bir anlaşma imzalanmıştır.
Türkiye Düyun-u Umumiye’ ye olan borcunun son taksitini, ilk dış borcun alınmasından tam bir yüzyıl sonra, 25 Mayıs 1954’ te ödemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti ilk borcunu 1930 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nden 10 Milyon dolar olarak almış. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra da ABD’den Marşal Yardımları yapılmış. Bizim ilkokul çağımızda da yine ABD’den “Süt Tozu” yardımı gelmiş. Daha sonraki yıllarda ise IMF’ye (Uluslararsı Para Fonu) borçlanmışız. Çok şükür şu son yıllarda IMF’den borç almadık ve borcumuzu azalttık.
Gördüğünüz gibi, “Uyu uyu yat uyu“ “Baba bana bal al.“, “Al Atay bu bal.“, “Baba bana elma ver.“ “Al Atay sana elma “ cümleleriyle Osmanlı İmparatorluğu’ndan başlamak üzere son yüz yılda bizleri hep borçlandırmışlar. “Süt Tozu” gibi çeşitli yardımlar yaparak beyinlerimizi köleleştirmek istemişler.
Borç alan emir almayı kabul edendir. Çünkü borç aldığınız kişiye devamlı boynunuz bükük olur. Onun her isteğini istemesenizde yapmak zorunda kalırsınız.
Çok şükür bugün borç alan değil , borç veren ve çevresindeki mazlum milletlere yardım eden bir TÜRKİYE var.
Ülkemizle gurur duyalım.
Gençlerimize de “Uyu uyu yat uyu” yerine, “Çalış çalış çalış” diyelim.