Kim Demiş!
KİM DEMİŞ!
Kim demiş hey! Kim demiş! Aslını inkâr edenlerdenim diye?
Aslını inkâr etmek demek anasını, babasını yani atasını inkâr etmek demektir.
Atasını inkâr etmek demek atasının kemiklerini mezarda sızlatmak ve ihanet etmek demektir.
İhanet ise şahsiyetsizliktir.
Evet, milliyetçiyim!
Ama benim milliyetçiliğim ırkçılığı yüreğinde barındırmayan bir milliyetçiliktir.
Benim milliyetçiliğim özünde vatan, millet, bayrak ve birlik-beraberliği barındıran bir milliyetçiliktir.
İlk öğretmenim: Anam.
Anam okuma-yazma bilmeyen bir Kürt kadınıydı, babam gibi.
Anam ki tabiri caizse yolda yürümesini dahi bilmezdi…
Hiç unutmam, bir gün ona zorla topuklu bir terlik aldırtmıştım. Terliğin topuğu tahtadan ve üzerinde yakma yöntemiyle işlenmiş desenler vardı.
Lastik ayakkabısıyla yürümeye alışık olan anam beni kırmamak adına terlikleri ayağına geçirip de çarşıya çıktığımızda; onun yürürken bir sağa bir sola doğru yalpaladığını görünce gülme krizine tutulmuştum. Anam ise bir taraftan terlikleriyle cebelleşirken bir taraftan da bana verip veriştiriyordu.
Anam işte. Herşeyiyle anam.
Diliyle, rengiyle, teninin kokusuyla yüreğimin köşesinde oturan ve de hep oturacak olan anam.
Toprak olsa bile…
Anam sevmesini bilmezdi. Kim bilir belki de babasız kız çocuğu büyüttüğü için otoriter olması gerekiyordu ve belki de sırf bu yüzden şımartmamalıydı beni sevgisiyle…
Ama vatanını, milletini, bayrağını iyi biliyordu ve seviyordu.
Ve bu vatanın Başöğretmenini de biliyor ve seviyordu…
Ki o zamanlar küçücük odamızın duvarında asılı duran Mareşal üniformalı Başöğretmen’in kocaman resminin duvarda ne diye asılı durduğunu anlayamazdım. Ve akşamüstleri sahil boyu yürüyüşüne çıktığımızda, sahil boyunda askeri bandonun çaldığı İstiklal Marşı’nı duyunca neden saygı duruşunda durduğumuzu da anlayamazdım. Ama madem anam duvardaki resmi seviyor ve madem anam İstiklal Marşı çalınınca saygı duruşunda duruyordu o halde ben de saygı duruşunda durmalıydım ve ben de duvardaki resmin sahibini sevmeliydim.
Bazı geceler anamın koynuna sokulduğumda uzun süre uyumaz anamın anlattıklarını dinlerdim. En çok babasızlığını anlatırdı. Kim bilir belki de bana babasızlık konusunda yalnız olmadığımı hissettirmek için anlatırdı babasızlığını…
Ama aramızda bir fark vardı. O şehit kızıydı…
Savaş günlerini anlatırdı, büyüklerden duyduğu öğrendiği kadarıyla. Ve zor günleri, karneyle ekmek alındığı günleri anlatırdı. Ama en çok da babasızlığını anlatırdı.
Anne karnına ilk düştüğünde gitmişti babası ve bir daha geri dönmemişti. Hani babasızlığına razı olacaktı belki ama ya annesizliği…
En çok da annesizliğini anlatırken tutamazdı gözyaşlarını ve sitem ederdi bir anne nasıl olur da babasız doğan çocuğunu terk edip giderdi diye. Oysa daha kaç yıl olmuştu babasız kalalı. Hem, bir çocuk öksüz ve yetim olarak onun bunun elinin altında nasıl mutlu büyürdü...
Ama övünürdü de ‘daha yedi yaşındayken ev temizler, bulaşık yıkar ve hatta paça yapılacağı zaman kelle bile temizlerdim” derken.
Ve anam doğru dürüst Türkçe konuşmasını da bilmezdi. Ama “Erzurum Dağları Kar İle Boran” türküsünü iyi söylerdi. Urfalı olduğundan olsa gerek, yanık bir sesi vardı. Ve bu türküyü her söylediğinde ne zaman ki nakarat bölümüne gelip de “Oy beni beni de Saadetim beni, çıkayım dağlara da kurt yesin beni” dedi mi, ağlardım.
Neden bilmem ama bu türküyü nerde ve ne zaman duysam, dinlesem yine gözlerim dolar ve yine ağlarım...
“Erzurum Dağları Kar ile Boran
Erzurum dağları kar ile boran
Aldı yüreğimi dert ile verem
Sizde bulunmaz mı bir kurşun kalem
Yazam arzuhalim yare gönderem
Uy beni beni beni de belalım beni
Satarım bu canı da alırım seni
Çıkayım dağlara da kurt yesin beni
Dört yanımı gurbet sardı tel ile
Yaslı yaslı bayram yaptım el ile
Göz göz oldu yaralarım dil ile
Yaramı sarmaya derman bulamam
Uy beni beni beni de belalım beni
Satarım bu canı da alırım seni
Çıkayım dağlara da kurt yesin beni
Kaynak: Hakkı Coskun
Yöre: Malatya”
Ve şimdi siz bana neden milliyetçisin mi diyorsunuz?
Ve şimdi siz bana aslını unutansın mı diyorsunuz?
Ah limin!
15 Ağustos 2009
Saadet Ün
YORUMLAR
bekızm ALLAH anana bol bol rahmet etsin bu negüzel anlatmışsın anayı
Okurken gözlerim doldu bizdeanasız büyüdük ALLAHTAN isteyim tüm anaların
Günahını affı magfıret etsın biz razıyız ALLAHrazı olsun amin
Saadet Ün
Teşekkür ediyorum.
Saygımla
Saadet Ün
Anam da bu yazı vesilesiyle sizler tarafından anıldı, ruhuna rahmet okundu... Sağ olun, var olun.
Selam ve sevgilerimle...
Aglattiniz beni gurul gurul hemde .. anneniz sag ise sarilin benim icinde , yok eger degilse , cennet mekani olsun en guzel yerinde insalalh diyorum . sevgilerimi birakiyorum ...
Saadet Ün
İşte ondan da bana ruhuma fısıldadığı bu anılar kaldı...
Teşekkür ediyorum,
Sevgilerimle
Yazınız; içerik, anlatım, akıcılık ve doğru yazım yönünden hoşuma gitti. Sizi asıl, mangal gibi bir yüreğe sahip olduğunuz için kutluyorum.
Başarılarınızın devamını diliyorum.
Ülkemiz muhacırıyla, çerkeziyle, arnavutuyla, lazıyla, kürdüyle bir bütündür. Hepimiz milliyetçiyiz ve amacımız bu bütünlüğün bozulmamasıdır. Ülkemizde barış ve kardeşçe aynı bayrak altında yaşayabilmek varken, bu birlikteliği bozmaya çalışanlar utansın.
Annenize Rabbimden rahmet diliyorum. Kaleminize sağlık. Sevgilerimle
Saadet Ün
"Ülkemiz muhacırıyla, çerkeziyle, arnavutuyla, lazıyla, kürdüyle bir bütündür."
Evet, öyledir ve inşaallah da öyle kalacak...
Yorumunuza teşekkürler,
Sevgilerimle
Sevgili Saadet Hanım, Anneniz sağ mı bilmiyorum ama eğer sağ ise Annenizin ellerinden saygıyla öpüyorum. Milliyetçilik ve vatan sevgisi dil, din,ırk ile ölçülemez. Önce vatanını sevecek, sahip çıkacak, bölünmesine izin vermeyecek. Anneniz ve anneniz gibi muhterem insanların önünde saygıyla eğiliyorum. Sevgiklerim arkadaşım.
Saadet Ün
Teşekkür ediyorum Nermin Hanım,
Allah herkesin annesini, sevdiklerini bağışlasın.
Rahmetli olanlara da Allah rahmet eylesin...
Daha önce siteye eklediğim bir yazıydı. Silmiştim tüm yazılarımı. Bugün artık sildiğim eski yazılarım siteye ekleyeyim dedim ve ekledim.
Ustaca bir yazı olmasa da yürek sesimdi, çünkü anamın sesiydi...
Kokusunu özledim ya!..
Nermin Kaçar
Saadet Ün
Canımsın ya :))
Valla itiraf edeyim ki, kürtçe biliyor ama yazmasını ve okumasını bilmiyorum. Kürtçem de beni idare edecek kadar var... Karşılaştığım insanı dinleyecek, varsa bir diyeceğim, söyleyecek kadar var ve bir de hal hatır sorup selam vermek için....
İşte budur kardeşlik!
Bu kadar...
Teşekkür ve sevgimle...
(Mustafa Çetiner)
Aynı şeyleri aynı zamanda düşünmüşüz:)
İnanın cevap bildiriniz geldiğin de ben de araştırma halindeydim.
Ama benim PC im yok.
Aranıza cep telefonundan katılıyorum ve cevabınızı okurken şarjım bitti:))
Şarja takıp telefonu açtığımda siz çoktan eklemiştiniz:(
Ama bahane yok, yan yattı çamura battı yok:)
Siz kazandınız, tebrikler.
Spas kirin, bu siteye kattığınız her şey için.
Selam ve Saygımla.
Laz'ız, Çerkez'iz, Kürdüz,Türk'üz,Yörüğüz, Aleviyiz, Sünnîyiz Ama aynı Bayrak altında, aynı topraklarda yaşayan kardeşleriz.
Ve biz o Anaların çocuklarıyız.
Mekanları Cennet olsun.
Çok güzel bir yazıydı keşke Kürtçe bilsem ve Kürtçe bir selam bırakabilseydim sayfanıza.
Kutlarım.
Spas kirin (İnşaallah doğrudur)
Selam ve Sevgimle.
cetiner07 tarafından 4/18/2011 7:52:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
cetiner07 tarafından 4/18/2011 8:02:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
Mehtap ALTAN
hadi bakalım hangimiz daha önce teşekkür edeceğiz kürtçe :)
Saadet Ün
Ve bilinmelidir ki, gerçekten bu ülke oyunların kurbanı olmuştur ve oluyorda... Bütün mesele, top tüfek silah satmakta... Dengesi bozulan ülkelerin dengelerinin düzelmesine yaramakta...
Mesela benim torunlardan biri Laz uşağudur; bir Türk ve biri de Arap...
Alevi'miz de vardır Sunni'miz de...
E, ne yapalım yani şimdi, bu uşakları ikiye mi ayıralım? Alın bir yarısı sizin diğer yarısı bizim mi diyelim?
Valla, kim ne derse desin!
İnadına birlik, inadına beraberlik, inadına kardeşlik!
O kadar...
Allahın izniyle de öyle olacak ve insanlarımız derin uykularından ayılıp gerçekleri görüp, birbirlerine gülümsemesini bilecekler...
İnşaallahhhh!
Saygımla...
(Mustafa Çetiner)
Burası küçük bir yer ve herkes bilir ki ben Milliyetçi bir adamım ve müşterilerimin çoğu Milliyetçidir.
Ama turizm bölgesi olduğu için ekmeklerini kazanmak için gelen Kürt kardeşlerimin sayısı da bir hayli fazla ve ben onlara da hizmet vermek zorundaydım.
Bu sebeple Kürtçe kaset satan nadir kasetçilerdendim.
Anlamama rağmen sesinin güzelliği ve ezgilerinin yüreğime değmesi sebebiyle Şehriban'ın kasetini sıkça çalardım.
Şiwan Perver, Civan Haco,Murat Bektaş gibi pek çok Kürt sanatçıların kasetlerini çalardım.
Komşularım derdi ki:
"Kapat şunu, sen nasıl Milliyetçisin"
Zihniyete bakar mısınız?
Ben de derdim ki:
"Ben burada Mariah Carey, UB40, Bob Marley v.b bir sürü yabancı sanatçının kasetlerini çalıyorum rahatsız olmuyorsunuz da Kürtçe çalınca neden rahatsız oluyorsunuz?"
O zaman cevap veremezler verenler de saçmalardı.
Yani demem o ki:
Sizin de dediğiniz gibi, inadına kardeşlik , inadına dostluk, inadına birlik inadına, inadına.
Selam ve Saygımla.
Saadet Ün
Milliyetçilik, Kürt asıllı insanlara satış yapmaya, onların türkülerini dinlemeye engel değildir. İnsan eğer ırkçılık yapmazsa, karşısındaki de nihayet insan...
Ve evet, her dilden şarkılar dinliyoruz. Peki bu şarkılarını dinlediklerimiz çok mu dost bizlere?..
Kız alınmış kız verilmiş. Bebeleri olmuş boy boy... Bize yakışmıyor "Ben-Sen-O..." meselesi.
Bu ülkenin tüm evlatlarının hakkıdır huzur... İnsanca yaşama...
Ne diyem başka...
Gönlüm ve duam, hep birlikte gülümseyebilme, huzur içinde yaşama, sevgiden ve güzel yarınlardan yana...
Rabbim nasip etsin o güzel günleri bu ülkenin tüm insanlarına...
Saygımla
Ya canım ağlamak istedi ya da yazınızdaki gergefin içinde işlendi duygularım lime lime...
Al bayrağımızın altında insanca kardeşçe dostça yaşabilenlerindir bu kutsal vatan toprağı...
Yazınızı ayağa kalkıp alkışladım aslını unutmayan ve yüreği vatan sevgisiyle dolu kocaman yüreğinizi...
sevgimle...
Saadet Ün
Ülkemin delisiyim, bayrağımında....
Artık yeter diyorum "ben-sen-o" diyenlere. Ne kimse bölücülük yapsın ne de ırkçılık. Çok güzel bir ülkenin çocuklarıyız. Ki, ta geçmişten bu yana ülkemin hayaliyle yaşar sinsi ülkeler. sinsi güçler.
Ben hep dedim, hep senlendim "yoktur birbirimizden farkımız" diye.
Hem ders olarak yetmiyor mu bizlere şu an işgal altında olan, zulüm gören ülkeler...
Bizler de bunu mu bekliyoruz birbirimizin kıymetini anlamak için...
Ben de yorumunuzu alkışlıyorum, beni anlayan yüreğinizi...
Sevgilerimle
Mehtap ALTAN
Dostluk benim yüreğimdeki en değerli anlam...
Ve inanın 10 yıl önce SİİRT'e bulunduğumuz dönem ki yan komşum (ki kendisi kürt )dostum arkadaşım ile hala görüşüyoruz...
Dertlenince omzunu o mutlu olunca gülüşlerimiiz veririz birbirimize...
Aslında bizler arasında hiç bir şey yok ...
Tek sorun bu güzellikten rahatsız olanlarda emin ol...
yazını ruhunu yüreğini bir kere daha alkışlıyorum...