- 854 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Turist modunda
TURİST MODUNDA
Anne Gülsüm "Oğlum yarın seninle mağazaya alışverişe gideceğiz. Sana üst baş alacağım."
Oğuz hemen atıldı. "Anne bana marka kot al. Yoksa gitmem."
Gülsüm "Oğlum istediğinden alayım. Yeter ki sen beğen. Geçen sene ki gibi aldığın kotu beğenmeyip fırlatıp atma."
Oğuz "Anne ben onu özürlü diye giymedim. Beğenmediğimden değil."
Gülsüm "Ben onu bunu bilmem. Babanın parası boşa gidiyor. Yazık mı değil yepyeni kota.."
Oğuz "Anneciğim söz. O kotu artık mahallede giyeceğim. Evde de giyeceğim. Ama benim çarşıma dokunma."
Gülsüm "İyi bakalım. Bir evde bir çarşıda. Gören seni defile uzmanı zanneder.."
Oğuz yemeğini yemişti. Ellerini bitiştirdi. Sesli şekilde "Dua edeceğim amin de."
Duasını okumaya başladı. "Tanrım günlük gıdamı verdiğin için teşekkür ederim."
Gülsüm "Aferin sana. Ne güzel dua ediyorsun."
Oğuz "Anne bu duayı hep içimden ederim. Tılsım oldu benim için."
Oğuz yerinden kalktı. Masada ki bulaşık tabak, kaşık ve bardağı lavaboya koydu. Onları yıkamaya başladı. Bulaşıkları önce sudan geçirdi. Sonra onları sünger ile sabunladı. Ardından tekrar su ile duruladı.
Anne Gülsüm geldi. "Aferin sana."
Oğuz "Anne en çok dua edince şevkleniyorum. Birde bulaşık yıkayınca. O an midem dopdolu olsa da hafifliyor. Neden bu anne?"
Gülsüm "Bilmem. Tılsım dedin ya. Belki ondandır. Bir şeyi her gün söylersen tılsımlaşabilir. Sen de öyle yapmışsın."
Oğuz "Anne ben dışarıya çıkacağım.."
Gülsüm "Gezerken sağına soluna dikkat et. Trafikte dikkatli ol."
Oğuz son cümleyi duymadan evden çıktı.
Ayakkabısı spordu. Adidas. Bir switshirt. Kotu siyah. Çarşıda geziyordu. Kalabalık insanlar. Aydınlık lambalar. Işık oralardan şavkıyordu. Cadde beyaz ışığı ile tertemiz görüntüdeydi. Zaten kaldırımlar mozaik taştan ve kaygan. İnsan kendini evinde gibi hissediyor. Bütün genç kızlar Oğuz’a bakıp geçiyorlardı. Oğuz turist modundaydı. Masum ve yabancı.
Bir kafenin önünde durdu. Kapı önünde biraz bekledi. Kafenin altı disko bar. Gelene gidene, girene çıkana baktı. İki kız karşıdan geliyor. Bara gireceklerdi. "Hello." Dedi biri. Oğuz bozuntuya vermedi.
Oğuz "Hi." Karşılığını verdi.
‘İsmin ne?’, ‘nereden geliyorsun?’ gibi genel soruları Oğuz’a İngilizce sordular. Oğuz’da İngilizce karşılık verdi. Kızlar "Bay." Diye bara girdiler. Oğuz’un hemen yanında birkaç genç. Biri İngilizce ona doğru konuştu.
Oğuz "Kardeşler ben Türk’üm. Kızlar zorladı. Bende konuştum. Beni turist zannettiler..
Aynı genç "Yani turist demesem hakkını yemiş olurum."
Oğuz gülümsemekle yetindi.
Bar hınca hınç dolu. Pistte dans edenler. Taburelerinde bira içenler. Koltuğunda oturanlar. Oğuz ayakta. Kalabalığın içinden uyumlu bir seyirci. Dışarıda ki iki kız ona seslendi. Yanlarına geldi. Oğuz yine aynı modda. İngilizce şakıyor. Kızın biri onu öptü. Kahkahalarda peşinden. "Sen çok şekersin ya." Diye konuştu. Sarhoşluk bu. Oğuz ise öpücük sarhoşu.
Kızın arkadaşı "Yeter kız içtiğin."
O "Ben aşık oldum. Yaşa.. Ben Nikol’ü seviyorum." Dedi. Oğuz’u bir daha öptü. Öyle böyle değil. Öpücük bu.
Müzik modunu değiştirdi. Oğuz İngilizce kızlara kalkacağını söyledi. Sarhoş askıntı kız oralı değil.
Oğuz dışarıdaydı ""Bu kadar eğlence macera yeter." diye söylendi. Evinin yolunu tutu.
Evdeydi. Annesine barda yaşadıklarını uzun uzun anlattı. Sonunda "Anne kız o kadar manyak ki beni de manyak yaptı."
Gülsüm "Aferin sana. Büyümüşte kız öpmeye başlamış.
Oğuz "Anne çekemiyorsun biliyorum. Kızlar duygusaldır. O kız beni öptü. Bir daha unutamaz. Ama ben öpücüğü hiç unutamam.."
Gülsüm "İyi işte kızı öpmüşsün. Sevgili oldun gitti."
Oğuz "Olmaz. Kız beni turist zannediyor. Gerçeği söylemek istemem." Dedi mutfaktan odasına çekildi.
Tuna M. Yaşar
YORUMLAR
Kurgu güzel,anlatım da güzel de....Nasıl oluyor da barda ki kızın hemen bunu arkadaş olarak saydığını gelip annesine anlatabiliyor.Kız sarhoş zaten.Bir dahakine zor hatırlar nikollü oğuzu..O kısımda mantık hatası var yazarım....
Güzelliklerle kalın....saygılar..