- 1539 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜLCAN
Bir web sitesinde çevrimiçi kişilere sevgi mesajları göndermek dost kazanmanın en iyi yoluydu. O da öyle yapmıştı. Karşısına çıkan 25 yaşındaki Gülcan’ın hiç terk etmemek üzere kalbindeki şefkat deposunun en güzel yerine yerleşeceğini bilmiyordu o zamanlar.
Yazılan mesaj çok hoşuna gitmişti Gülcan’ın. İlk iş olarak grubuna davet etmişti bu çok sevdiği sevgi insanını. Gruplara sıcak bakmamakla birlikte Gülcan’ın nazik teklifini reddedememişti. Çünkü onu çok sevmişti. Gülcan da onu.
Çok sevmek ve sevilmekte haklıydı, çünkü aldığı mesaj ışıl ışıl sevgi ve şefkat saçıyordu. Gülcan baba görmemişti (2 yaşındayken babasını kaybetmiş) Şefkat Çağlayanı ise kız evlat özlemi içindeydi. Çok kolay baba-kız olmuşlardı.
Bir sırrını açıkladı Gülcan. Şefkat Çağlayanının sevgi dolu yüreği hüzne boğuldu. Gülcan’ın grupta kimseye söyleyemediği amansız hastalığıydı bu. Bu hanım kızdan ve amansız hastalığı öylesine etkilenmişti ki Şefkat Çağlayanını, saatler gibi kısa süre mesajlarına yanıt alamazsa korkar olmuştu. “Kızımı kaybettim” düşüncesiyle hıçkıra hıçkıra ağladığı oluyordu. Gülcan da bilgisayarında sorun olunca “babacım merak eder” endişesini duymuştu hep.
Bir gün mesajlara cevap vermez olmuştu Gülcan. Mesajları okuduğu izleniyordu. Bu davranışı Şefkat Çağlayanını üzer olmuştu. “Bana kırgın mısın?” diye sitemkar bir mesaj yazmıştı. Aldığı yanıt şuydu;
“Babacığım, bu akşam tedavi için ABD’ye gidiyorum. Siz üzülmeyesiniz diye sizden habersiz gitmeyi düşünüyordum ama böyle daha fazla üzüleceğinizi bilemedim. Dualarınızı bekliyorum.”
Gülcan’ın bu ince düşüncesi kalbe dolan sevgisinin taşmasına neden olmuştu…
O ABD’de iken her gün konuştular. Çok duygusal konuşmaları oldu.
“Ne güzel oluyormuş birine babacım diyebilmek”
Bir gün alınan bir haber herkesi yasa boğdu. Doktorlar birkaç saatlik ömür biçmişlerdi. Onun yanında giden ağabeyi bu acıya daha fazla katlanamamış kalp krizi geçirmişti. Gülcan ise ağabeyinin bir evrakla uğraştığını sanıyordu. O geceyi Gülcan’ın sevenleri dualarla geçirdiler. Ama günün sabahında Gülcan mucizesi oldu. Gülcan babacığını aradı. Doktorların mucize olarak değerlendirdiği olaydı bu. Doktorları şaşırtmaya devam etti Gülcan. Bir gün babacığını aradı sevinç içinde “kemoterapiye başlıyorlar babacım”. Başka bir gün yine babacığını daha bir sevinçle aradı; “Rüyamda bana papatyalar verdin babacım. Papatyalarını ömrüm boyunca saklayacağım”. Başka bir gün sevinç çığlıkları ile arıyordu; “Babacım, bil bakalım neredeyim, bahçedeyim”. Ve nihayet hava alanında arıyordu. Yine sevinç çığlıkları; “Toprağı öpmek istiyorum babacım”
Bir sabah Şefkat Çağlayanı Gülcan’ın grubundan kendisinin çıkartılmış olduğunu gördü. Acı günlerin başlangıcı oldu bu. Gülcan’ı aradı, telefon yanıt vermeyince mesaj gönderdi. Gülcan aradı, babacığını çok üzgün buldu; “Üzülme babacım, bizim Sevgi Pınarımız var.”
Öyle dedi ama ondan sonra telefonları açmaz, mesajları yanıtlamaz oldu. Şefkat Çağlayanı bir gün bir mesaj aldı, o mesajda Gülcan’ın onun bir sözüne kırılmış, o nedenle komada olduğunu söylüyordu.
Onu kıracak bir söz nasıl söyleyebilirdi? Sevgisi içini dolduran, gece gündüz düşündüğü bu hanım kızı nasıl kırabilirdi?
Bir gün eşinin telefonundan görüşme olanağı buldu. “Hiç sana kırılabilir miyim babacım” diyordu. “Bu durumuma üzülmeni istemiyorum” diyor ama hıçkırarak da ağlıyordu. Bu onunla son görüşmesi oldu.
Şefkat Çağlayanı görüşemese de sevgisini içinde yaşattı. Giderek tutkuya dönüştü ve bu tutkuyu sevmeye başladı. Onun için bir dua programı oluşturdu, her gün düzgün bir program içinde dualar etti kızı için. Eğlencelerden soyutladı kendisini. Gülcan için yazılmış şiirlerle doldu Antolojisi. İçindeki tutku azalma eğilimi gösterdikçe endişelendi ve “Rabbim, bu tutkuyu azaltma” diye dualar etti. Öyle ki onu kendi dualarının koruduğuna kendisini inandırdı.
Bir gün Gülcan’dan bir mesaj aldı. Her şey için teşekkür ediyordu. Ama telefonla görüşme olanağı olmadığını söylüyordu. Başka bir gün çok daha fazla mutlu olduğu bir olay Gülcan’ın Sevgi Pınarı üye oluşu idi. Babacığını çok sevdiği mesajını da yazdı gruba. O bir gün Şefkat Çağlayanı için bir ömre bedeldi…
Kadir Tozlu
31/07/2006
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.