- 1735 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
EV Hayali
İçine en az 2 insanın sığa bileceği dört duvar.Yatak odası,mutfak,salon banyo ve tuvalet.Olarak şekillenmiş Kişiye mahsus. Onun en özeli, en korunaklı mekanı.Neye benzediğinin bir önemi yok.Ha şato görünümünde, ha bir mağara.Akşama kadar hayatla mücadele etmekten yorulan şahsın.Enine uzununa uzanıp yatabileceği hatta dilerse tek ayak üstünde kefy edeceği,amuda kalkıp yuvarlansa bile kimsenin karışmadığı karışamadığı bir dünya.Ev işte adı üzerinde.EV.
***İçinde ne Patron,ne iş, ne otobüs ne ticari taksiler,nede bakkal’ın,kasabın olmadığı esasen 3 kişilik bir dünya.Maskesiz yanlarımızdan haberdar.En çok insana benzediğimiz olağan üstü,Hanım bey ve Allah dan müteşekkil bir yapı.
**"Hanım ve bey dedim.Zira evler çocuklar için birer sığınma yurdu,nezaret hane.yada mahpus damıdır.Çocuklar için yaşasın!! güle oynaya tepişile bilinen sokaklar.En Müşfik anne,baba bile çocuğuna Evde iken, dünyayı dar eder.Çocuklar "yaramazdır" evde.Oysa yaramaz çocuk yoktur.Yaramaz anne ve babalar vardır sadece.Neyse konumuz çocuklar değil.
**Misafir beklenen.Sevginin öbeklendiği,kimsenin kimseye küsmeyip,kırgınlıkların naz makamında süzüldüğü yüzlerden renk alan duvarları ile içimizin döküldüğü mekanlar.Evlerimiz işte. Sevginin her nev’i ni, ekip biçtiğimiz.Varlığımıza işaret eden,bizi ölümsüz kılan yer.Bom boş dünyayı doldurabilen hatta tüm dünyanın kalbi.Bizim evimiz.O olmadığında kalbi atmaz dünyanın.Sevimsiz ve itici gelir bize kainat. Yoksa evimiz.Mülküne sahip olmak zorunda da değiliz.Sadece kiralanmış dahi olsa evimiz hayatımızın kendisidir aslında.
**Günümüzde. Adına daire denen, ya da, gündüz işi olduğu için olsa gerek "gece konduğu na" inanılan. Derma çatma da olsa ev işte.Sıcacık.Yağda yanmış soğan kokan,hafif nem aromalı huzur kokan mekanlar.Birde biz varız.İnsan olamadığımız için,Evleri gece konaklarına benzeten zavallı garip yaratıklar.
**Soruyorum ev neydi sahi.
**En son hatırladıklarımı yazayım.Biraz geniz sızlatan hasret,eli nasırlı babalar,mahsuscuktan feryat edip, evladına korku salan babaların yarı şen yarı muzip naralarının dışarı aksettiği pencerelerinden,bazan sofra bezi bazen altını ıslatan çocukların battaniyelerinin sarktığı.Hiç kimsenin hiç kimseden utanmadığı mahallelerde aslanlar gibi dikilen.24 Saat herkese açık kapılardı evler.
**Dikizlenmek korkusu gütmeyen pencerelerde,yarım yamalak kapatılmış renga renk çiçeklerle bezeli kalın ve ince olmak üzere 2 perdeli camlar,camlardan sarkıp bir birine hal hatır soran,komşusunun oğlunun askere gideceğini yada gelip gelmediğini merak eden,meraklı seslerin kavisler çizerek dolaştığı mahallede,bu dedikodulardan, yüzlere bulaşan tebessümün, bir güneş gibi ruhları ısıttığı mahalleleri oluşturan,belli belirsiz şekillere sahip.Evler
**En az iki kişi nin bir diğerine misafir gittiği,Misafir gelmediğinde dışarı sızan Radyo teyip veya televizyonun sesleri nin. "Ben yalnızım biri oturmaya gelse ne iyi olur" diye ağlarcasına sokağa taştığı pencerelerden.Bu sesleri "İmdaaat beni yalnızlıktan kurtarın diye anlayan diğer evler."
** Kapısında ayakkabı çiğnenmeden içeri girilemeyen.Çikarken yanlışlıkla terliği tenkeş giyinen komşuların terlik dalaşından sokağa yayılan şen hanım kahkalarının,seher tadındaki uyarışları,Kek kokularının buram buram tüttüğü merdivenlerden.’Acaba hanım ne pişirdi’.Merakıyla eve çıkan beylerin "bu gün birşey pişiremedim" ifadesini duymayacağından emin adımlarla ilerlediği basamaklarda çocukların kaçırdığı kurabiye veya pasta parçalarının döküldüğü basamakların bitiminde parmak ucuyla ilk öpücüğün buluştuğu zilin.
Gurbetten gelmiş birine koşan ayak seslerinin alt komşuyu rahatsız etmediği yegane yuvalar.
**Eve giren beyin tebessümle sırtından ceketini alırken yorgunluğunuda alan.’Nasıl geçti günün bey?’ sorusunun Babanız geldi kapatın televizyonu veya radyoyu ile noktalanan.Buluşma zeminiydi evlerimiz.
**Şimdi sadece.sadece dizi izlemek için gidilen,dizi bitince yatılan.Gidecek yeri olmayanların mecburi istasyonu evler.Temizlikten bihaber. Ev den çok müzeyi andıran.Koltukların, süslü halıların,lüks eşyaların istila ettiği içinde İnsandan başka her melanetin olduğu.Duygusuz hır gür yatağı.
**İki küstüm ün. Bir yastıkta kocamayı unutturduğu Kocaman tabutlar.Biz adına ev desekte bunların. Evler. Dedeler ve ninelerle beraber aramızdan gittiler.Hepimizin başı sağ olsun.
YORUMLAR
Mekanı cennet olsun iyi evdi yaa..
Az çekmedi kahrımızı..Hiç korkumuz olmazdı.Hırsız yoktu o vakitler.Anahtarı paspasın altına gizlemeye gerek duymadan bırakırdık üzerinde.Kimin ne ihtiyacı varsa girer alırdı evden kah çay kah kahve belkide kızına dürücü gelecek olanlar için ufacık bir tepsi üzerine konacak dantel parçası..
İyiydi eski evler dedikya eski geçmiş gitmiş..şimdiki evler sosyete kılıklı oldular.ne kapıyı açan ne o kapıdan girmek isteyen var..
EyvaAllah..Yazacak ne çok şey canlanda gözümde..Ömrünüze bereket
yeğinadnan
**Hakikaten yazılacak okadar şey varki .İnsan ve insana dair.
Ne oldu ise Kadın ve aşk yazmaktan hayatları tedavülden çıkardık.Belki bir kıvılcım olur birilerinin yüreğini tetiklerde,Bizim olan bize dair değerleri kalame alırız diye böyle bir konu seçtim.
Güzel bir misafirdiniz.Güzellikler getirdiniz.Teşekkür ederim.