- 904 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kitaplarım!..
Dünya:
Dalga geçer bizlerle, farkında değiliz akıp giden her anın. Yakalayamadığımız, yakalanması bir daha olmayacak tek şey geçmekte olan zamandır. Dünya burada bir yönetmen ya da başrol karakteri olarak, sadece bir mekân gibidir… Cennetin ve cehennemin en iyi örneği olsa gerek yani iyilikler ve kötülüklerin vatanı!.. Burada ikisini beraber yaşıyoruz ve bizlere seçim hakkı tanınmış. Öteki yerde ise seçim hakkı olmaksızın sadece yargılanmak varmış!..
Cennetinde
Ulaşılmaz güzellikler barındıran, insanların en güzeli, duyguların ulaşılmaz olanıyla dolu…
Akıp giden bir ırmağın sessizce dağılışı gibi, ırmağın kenarındaki canlıların hayata bağlanışı, dört bir yanı denizlerle çevrili bir adanın benzersiz güzelliği ve bu güzelliğe ulaşıp yaşamak, yaşatmak… Doğruları kabullenmek ve bu doğrularla ilerlemek azıyla yetinmek, ellerimizden olmamak, kaybetmemek…
Cehenneminde
Yoksulluğu barındıran, zenginliğin bezmiş halini gösteren, acının bedenlere kadar işlendiği, hasretin bitmediği, ayrılıkların her an yaşandığı, kısacası kötü olan her şeyin bulunduğu, mutsuzlukların, ihanetin yeri… Belli olan şeylerdir aslında, bildiğimiz, yapılmaması gerektiren şeylerdir. Yaptıktan sonra değil önceden farkına varmaktır. Geçti zalimce dememek için…
İnsanlar
Düşünüp yargıladığımızda, ne acayip canlılarız bizler! Tükenmeyen çeşitlerle dolu... Bazen öyle çekilmez hale gireriz ki kendimizi bile unuturuz. Şimdiki dünyamızda, olmayanı olmuş gibi isteriz. Acıyı, özellikle acıyı yaşatırız çevremize ve kendimize…
Güzel olanımız da var! Şayet giden zamanla beraber, onları da kaybetmeye başlıyoruz, başlı başına bir kötülük dünyası ortaya çıkmaya başlıyor. Sevgiyi, merhameti, duyguları, örf ve âdeti hızla kaybedip duygusuzlaşırcasına değişime uğruyoruz ve "Bunlar eskiden olurdu" demeye başlıyoruz. Eskiden severdi, eskiden ölümsüzdü, eskiden merhamet doluydu, eskiden, eskiden... Hızla kayıp gidiyoruz zamanın derinliğine doğru, birer yıldız gibi… Gittikçe "Keşke insan olsaydım eskiden olduğu gibi! İnsanca yaşamak isterdim" demeye başladık…
Hayal
Hayatı yaşarken yapmak istediğimiz, beynimizde tasarladığımız, ürettiğimiz, kimi zaman gerçek bir umuda dönüşen, kimi zaman da yakalayamadığımız günler, geceler, saatler, yıllardır. Hayal, düşlerin tam ortasında durduğumuz yerdir. İki çizginin başlangıcı ve yol ayrımıdır…
Rüyaların en güzeli, unuttuğumuz ve unutamadığımızdır…
Çığlık
Sesini duyurmak istediğimiz kültür, yer, zaman ve ülkedir… Kulaklarımızda hiç bitmeyen eşsiz bir müzik, haykırış ve isyandır. Bu isyana giden kapıların aralanması için yürekle savaşmaktır. Hıçkırıklar kopararak önümüzdeki engelleri inatla aşmak ve yaşamak için çatışmaktır. Dostluğa ve insanlığa çığlık…
Sembol
Belirlediğin yolların evi olan, kendini bilmez bir dünya, kent, insan ve acımasızlığın yeri. Gülüşün başkentidir. Anıların içlerden silinmediği, çamura bulanmış sözlerin kimi zaman da insanlığın azdığı, kendini kaybettiği ve bir varlığı temsil etmemeksizin kendini ateşlere atmasıdır. Denizlerden fırtınalarla hortuma karışması gibi… Kötülüğe sembol, abide!..
Sevgi
Bir filmin başrolleri ve oyuncularının yapabildikleri... Bir alevin zalimliği, şerri ve ölümsüzlüğüdür. Sevgi; nefretin, kederin, hüznün eseri ya da kana karışmış bir ilacın damarlardaki karışımı ve dağılışıdır…
Sevgi boğazımızda düğümlenmiş bir hıçkırıktır. Gözyaşlarının inadına akıp gitmesidir. Bir yüreğin acısı, tatlısı… Kimi yaşatır kopmadan, korkmadan, inadına, kimi de sevgiyi kullanır alet eder zaman geçsin diye, incitir, yıkar geçer bütün umutları…
Kitaplarım; okuduklarım, gördüğüm ve duyduklarım, bilmeye çalıştıklarım, öğreneceklerimiz…
Kitaplarım dünya olurdu okurdum. İnsanlar olurdu, izleyip görürdüm, yargılayıp düzene sokmaya çalışırdım. Hayal ederek insanları toplar, dünya güzelliğiyle baş başa bırakırdım. Olmayan hayata çığlık olur, kulaklardan yankılanırdım. Olabildiğince sembolleşmek, güzelliklere dair sevgi olmak isterdim...
İnsanlığı savunup, güzellikle yaşamak için ve sevgiye engeller olmadan, önüne duvarlar örülmeden, dünyada insanca, hayal ederek gerçekleşmiş olarak, çığlıklar atarak bir sembol gibi unutmadan yaşamak ve yaşatmaktır kitaplarım… Akıp giden bir hayat gibi, romanlara dönmesin dünya, insanlık ve sevgi…
Turan Koca
YORUMLAR
Dünya kocaman bir hayat .İçinde cennet ve cenehhem sevgi nefret açlık tokluk susuzluk doyumsuzluk gibi vs vsşeyler barındıran hayat yelpazesi.Her an bir önceki saati hatırlamakla geri getiremeyeceğimiz zamanlar,anlar,an olanlar olmayanlar.Kitaplar başka dünyaların kapısını aralamaktan hiç korkmadığımız okumaya başladıkça anahtarı kendimizin çevirdiği gizli kapılar ardında ki sürprizler.Tebriklerimle..Güzeldi.