- 1484 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
EN SEVDİĞİM DEDİ Kİ...
“ Pışt!”
“…”
“ Pışt pışt!”
“….”
“ A Hadi ama! Uyumadığını biliyorum.”
“ Nereden biliyorsun ya, nereden biliyorsun uyumadığımı? “
“ Bak, uyumuyormuşsun işte. Hem senin ne yaptığını, ben bilmeyeceğim de kim bilecek?
“ Bir rahat bırakmıyorsun.”
“ Hadi, kalk da konuşalım biraz.”
“ Ne konuşacağız, gecenin bir vakti? Hem uykum var benim, uyumak istiyorum.”
“ Ne konuşacağımızı çok iyi biliyorsun. Ne zamandır kaçıyorsun. Hadi kalk.”
“ Of ya of! İyi, tamam kalkıyorum. Yürü salona geçelim, hiç değilse.”
“ O zaman bir kahve yap da, içelim?”
“ Oldu! Başka isteğin var mı?”
“ Mızıldanma… Yürü! “
…
“ Anlat bakalım. Nedir konuşacağımız?”
“ Günlerdir kendini de huzursuz ettin, beni de. Kafanın içinde evirip, çeviriyorsun, hep aynı soruyu: “Neden?” Bir şeyleri, ait oldukları yerde bırakamamak huyundan, vazgeçemedin gitti.”
“ O kadar kolay olsaydı, yapmaz mıydım sanıyorsun? Olmuyor işte, bırakamıyorum. Tanımıyormuş gibi konuşma. Neyi yarım yamalak bıraktım da olduğu kadarı ile yoluma devam ettim ben, bu güne kadar? Sen de çok iyi biliyorsun ki takılıp kalıyorum, ilerleyemiyorum.”
“ Yanıtını bulduğun zaman ne olacak, rahatlayacak mısın?”
“ Bilmiyorum, öyle olacağını umuyorum.”
“ Pekala… Dün akşam ne oldu?”
“ Ne oldu?”
“ Hani kızınla yan yana oturmuş, televizyon izliyordunuz?”
“ E?”
“ Kızın, senden bir şey getirmeni istedi?”
“ Muhallebi getirmemi istedi.”
“ Ne yaptın?”
“ Tabi ki kalkıp, getirdim.”
“ Neden? Kazık kadar oldu. Neden kendisi almıyor da sen getiriyorsun?”
“ Ne olur ki? O benim kızım. Bugüne kadar ne istedilerse, yapmadım mı? Neden şimdi itiraz ediyorsun, yaptığıma?”
“ Ben, itiraz etmiyorum. Senin, farkına varmanı istiyorum.”
“ Neyin farkına varacağım?”
“ Sen mutfağa gidip de dolabı açmak için elini uzattığında; ben, sorunun yanıtını buldum.”
“ Bana da söyleyecek misin?”
“ Ben bulduysam, sen de bulmuşsun demektir. Ama sen, farkında değilsin. Hadi seni yormayayım, gecenin bu vakti de anlatayım.”
“ İyilik tarafın tuttu galiba? Çok şükür.”
“ Bak… Her anne, çocuğunu sever. Bazı anneler, çocuklarını, hayatlarına dahil ederler. Birlikte yaşamaya başlarlar. Paylaşılan bir hayattır, bu. Ama bazı anneler de çocuklarını, hayatları yaparlar. O andan itibaren, kendi hayatları diye bir şey yoktur. Çocuklarının hayatı vardır. Hayatı paylaşmazlar, adarlar. Çocukları, onların hayatları olurlar.
O anneler, bir noktaya gelirler, yaşam içinde. Bir karar vermeleri gerekiyordur: Tamam ya da Devam.
Karar; devam olur, her zaman. Neden, biliyor musun? Çünkü artık, kendi hayatlarını yaşamak için; çok geçtir, pes etmek içinse; çok erken.
İşte senin takılı kaldığın Neden? Sorusunun yanıtı da bu. Sen, devam dedin. Çünkü pes edemezdin. Kendi hayatını yaşaman için, çok geçti. Ama çocuklarının hayatı için de çok erken.”
“ Benim kararsızlığım ya da acizliğim değildi. Yapamazlığım, hiç değildi. Ben hiç yoktum, Neden sorusunun içinde. Aslında Neden? diye bir soru da yoktu. O benim yarattığım, var sandığım bir şey di…”
“ Evet, aynen öyle. Yıllardır beyninde evirip, çevirdiğin, hem kendini hem de beni mutsuz ettiğin şey, bu işte. Ne soru var ortada, ne de bulunacak bir yanıt. “
“ Bunu neden daha önce göremedin?”
“ Ne yani? Yine suçlu ben mi oldum?”
“ Tabi ki sensin. Sen benim iç sesim değil misin? Kaç kere sordum sana?”
“ Bana bak! Benim tepemi attırma. Hadi, söndür şu sigaranı da yatalım. Çok uykum geldi benim.”
“ Yok öyle şey. Şimdi de benim uykum kaçtı. Kahveyi ben yaptım. Sen de çay yapacaksın.”
“ Başlatma çayından… Yürü, düş önüme. Döveceğim bak…”
“ Ha ha ha! Yakala da görelim…”
Eser Akpınar
08.04.2011
İzmir
YORUMLAR
Öncelikle söyleyeyim en sevdiğini ben de çok seviyorum. Düşündüren bir paylaşımdı. Sanıyorum okuyan herkes de kendini yazının taaaa içinde bulmuştur. Tıpkı benim gibi. Yine güzeldi, yine özeldi. Tam Eser'lik bir paylaşımdı. Sevgilerimle canım benim.
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum...Sevgilerimle...Her zaman...
Karar; devam olur, her zaman. Neden, biliyor musun? Çünkü artık, kendi hayatlarını yaşamak için; çok geçtir, pes etmek içinse; çok erken.
Evet arkadaşım, aynen böyle yapıyoruz. Malesef pes etmek için çok geç kaldık.
Beğendim ben bu söyleşiyi çünkü beni benden iyi anlatmış:)))
Tebrik ediyorum
sevgimle
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum Emine'cim...Sevgilerimle...
Sormak istedim kendime ; ben de öyle mi yaptım acaba ? diye. cevap ; evet, tamamen aynısı. Çocuklar hayatım oldu ve ben halâ onlar için yaşadığıma inanıyorum.
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum, Fikret bey. Mutlu etti görüşünüz... Saygılar, selamlar...
Büyük bir keyf aldım kaleminizden.Anlatım,akım ve his hareketi fevkaladeydi. Yenileride takip edecğim.Kutluyorum.
Eser Akpınar
Sevgiler, selamlar.
Sevgili Eser bu aralar kendi içinle çok konuşuyorsun ve sanırım konuştukça keşifler artıyor.Öyle bir konu ki benim en büyük derdim.Bel ki bu konuşmaları denemeliyim.
İnsanın kendini sorgulatan ve kendinden birşeyler bulduran bir yazı.
Ellerine sağlık.Tebrikler ve sevgiler
Eser Akpınar
Sorular, bitmez. Bitmesin de. O zaman hayat bitmiş demektir...
Dert diye bir şey yoktur, yanıtı bulunmamış soru vardır... Sor, yüce evren yanıtı bulmanı sağlayacaktır...
Sevgilerimle...
Eser Akpınar
Ama her gelen gibi , yakındır gitmem :)
Okumak gerek okumak! Ara sırada resim yapmak :p"
Konuşmak gerek... En önce de kendinle konuşmak gerek...Sonra da bu konuşmayı yazmak gerek... Mutluluğu yakaladığımızı, paylaşmak gerek...:-)
Sevgili Nunile, yazılarınız kadar yorumlarınız da güzel. Her ikisinden de aynı keyifi alıyorum... Teşekkür ediyorum. Sevgiler, selamlar...
Bu yankılanan sesleri duymayan anne yoktur...
Çocukları söz konusu olduğunda her şeyi bir kenara savuran anneler değil mi?
Annem hala ağlıyor kardeşimin arkasından..Hala ilk günkü gibi..
Ağlayıp geziyor..Ağlayıp yiyor içiyor...yatıyor kalkıyor.
Aman sevdiklerinize sevdiğinizi çok çok söyleyin ve muhakkak arayın.
O hiç büyümeyen çocuklar bir zaman geliyor ölüyor...
Anneden önce...
Allah size ve çocuklarınıza hayırlı uzun ömürler versin...
Selam ve dua ile.
Eser Akpınar
Çocuklarımla, sürekli, sevgimizi dillendiririz, karşılıklı. Aramaya vaktimiz yoksa, sms yolu ile iletiriz sevgimizi. Hayatımızdaki her insana karşı böyle yapmalıyız, paylaşmalıyız...
Teşekkür ediyorum değerli görüşünüz için. Saygılar, selamlar.
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum, Ayşe Hanım. Saygılar, selamlar.
Elbette evlatlar yegane dayanağımız.Onlarsız biz ne kadar hiçsek onlarda bizsiz hiçler.Deyip bir çırpıda buradan başka bir yere bağlamak istiyorum.Nereye kadar.Belli bir yaşa gelmiş olmasını beklemeden onunda fikirlerine saygı göstermeli.O olmaz bunu yapma demek yerine.Belki sana zarar verebilir bence iyice bir düşün sonra karar ver denmeli.Biz olmadığımız zaman ne yapacaklar.?
Elimizden geldiğince destek olalım.Yalnız kalmadıklarını,en üzgün anlarında sığınacakları anneleri kadar dostları olmasınada müsade edelim.Baksınlar başlarının çaresine deyipte dışlamayalım..Ama artık onlar kendilerine bir yol çizmeye başlayınca bizimde yolumuzu çizme vakti geldi..Zaman acımasız geri gelmiyor dünkü gün..Neyi bekliyoruz.Hedefler var bizi bekleyen.
Sevgimle...
Eser Akpınar
Herşey kararınca ve yeterince olmalı. Sevgi de...
Değerli görüşünüz için çok teşekkür ediyorum. Sevgiler, selamlar.
ana.....kız.....bir arkadaş gibi olursa.....işte bu güzellikleri herdaim yaşarsın....sevgili eser ben diyalog halindeki yazıları çok severim....çok beceri gerek kalemin gibi....saygılar
Eser Akpınar
İnanın değerli yazarım, önce eşler arasındaki bir tartışma gibi okumaya başlamıştım yazınızı, sonra bir annenin iç hesaplaşması olduğunu gördüm. Ama can analarımız ne kadar iç hesaplaşma yapsalar da, bu sevdalarından vazgeçmiyeceklerdir.
Belki çocuklar için zararlı yönleri var bu yaptıklarının ama onların verdiği sevgiyi biz babalar dahil hiç kimse veremez evlatlarına bu da zararları nötrleştirmeye yetecektir. Ya da en azından azaltacaktır. O kızlarda bir gün anne olduklarında kendi Annelerinin yaptığından farklı şeyler yapmayacaklardır.
Severek okuduğum, örnek aldığım kalemi kutluyorum, selam ile.
UNALAN tarafından 4/14/2011 12:22:14 AM zamanında düzenlenmiştir.
Eser Akpınar
Ortak payda; anne - çocuk sevgisidir ve değişmez.
Teşekkür ediyorum, Mehmet Bey. Selamlar, saygılar.
Tek kelimeyle harikaydı Eser Hanımcığım. Yazınız da resim de çok güzeldi. Kutlarım. Sevgilerimle..
Eser Akpınar
:)))) Ne güzel iç açıcı bir yazı bu arkadaşım.
Evet, maalesef kızına hayatını adayanlardan biri benim. Doğduğu günden itibaren bu böyleydi. Hep eşim ve çocuklarım için yaşadım ama biliyorsun depremden sonra herşeyimi kızma adadım.
Ama artık büyüdü, mesleği var, kendine öz güveni de yerinde.
Eee, şimdi ne yapmam gerekiyor. Birazda kendi hayatıma bakma vakti geldi değil mi? :)))
İç sesim "Kendi hayatını yaşamaya başla artık" diyor ve sanırım ben o sese itaat edeceğim :)))
Çok güzeldi arkadaşım. Bir çırpıda okudum, bitti :)
Sevgimlesin...
Eser Akpınar
Evet, artık yaşama zamanı...Hepimiz için...
Teşekkür ediyorum arkadaşım. Sevgilerimle...