52...
52....
Aşıkken sana sensizliğe bile delice tutulmak…Şanlandırmasa da beni en güzeliydi aşkların bence…Kapkara ruhuma saplanan oklar can yakıyordu,hem de çok…Ilık rüzgarlar gibi ellerini sıcaklığını hissetmek,gözlerine bakabilmek umutla;bana ne kadar acı verse de benim için en güzel şeydi.Mutluydum ama nasıl bir his olduğunu bilemezsin,bilmeni de istemem,dayanamam o acıya katlanmana…
Susmak bana göre olmadı hiç.En derinimde senin adının çığlıklarını atıyordu ruhum,dilim sustuğu anlarda…Nereden geldiğini bilmediğin tüm o sesler benden geliyordu…İsmini çağıran hep bendim işte…Sessizce,kimsenin duymayacağı çığlıkları ben atıyordum işte…Eşsiz sen içindi tüm çığlıklarım,bir sen bilmiyordun bunu,bir de tüm dünya…Vuslatımız asla olmayacaktı ama ben yine de seviyordum seni,seviyorum seni.İnceden yağan yağmur gibi seviyordum seni,biliyordum lodos esecek ve savuracaktı beni,değemeyecektim tenine;ama yine de yağacaktım,yağıyordum,yağıyorum…Yağmurlar gibi sevmek,ne seni bana getirdi,ne beni sana ulaştırdı.O kadar yakındım ki aslında tenine,ne yağdığımı hissettin benim,ne de estiğini rüzgarın…Rıhtımını kaybeden bir gemiden yağıyordum ben zaten,gözyaşlarından oluşan…Uçurumlara savrulmaya mahkum bir yağmur,tenin yerine…Mahlassız bir şair kadar gerçek,benim kadar gerçek,gözyaşlarım kadar,kanım kadar gerçek bir yağmurdum ben ve yağıyordum,yağıyorum,bir sana aşık…
Vasıflarımız yoktu belki…El ele tutuşamayacaktık,evet…Sessiz sessiz bakamayacaktık birbirimizin gözlerine asla…En yalnız anımızda birbirimize sevgi sözcükleri de sıralayamayacaktık,birbirimize sıkı sıkı sarılırken…Ne zaman geleceği belli olmayan sevgi patlamalarımız hiç olmayacaktı…ipimiz olmadan bir kuyuya inmeyecektik asla,sadece birbirimize güvenerek…Senleyken olmayacaktı daha doğrusu bunlar ve olmayacak asla bunlar…En fazla ben hayal edeceğim bunları her gece…Vahim anlarımdan hayallerimle çıkacağım ben yine,yeniden ve yeniden…Matemli çiziklerle dolu yüreğim paramparça olacak,o çizikler birleşecek her seferinde.En derinde,yarım kalan hep ben olacağım sensizken,senin gelmeni beklerken;hem de gelmeyeceğini bile bile…Kesilen,parçalanan,onarılamayan bedenime bir çizik daha atacağım,daha fazla kanasın diye.Tek kalan ruhuma bile lanet okuyacağım;yeterince kanamıyor diye…Ellerime umutsuz süzülen kanlarımdan mürekkep yapacağım ben,güzel kanamalı ruhum,akmalı oluk oluk satırlara…Nedensiz maaleseflerle dolu yazılar yazacağım,içinde sen,ben,maalesefler ve maaleseflere yüklediğim nefretle birlikte…
Aslalarla dolu bir hayat yaşayacağım sensiz,bir sensiz…Susuz kalan çiçekler gibi küsecek tüm dünyaya bedenim,ruhum,kalbim… “Lütfen gitme,kal benimle” demem senin için bir anlam ifade etmeyecek,zaten sen “asla” benim olmadın ki…Asla olmanın,aslalarla her gün ölmenin acısını taşıyacağım ben;yüreğinde benimkinden başka bir yürek taşıyacaksın sen…
…Ve zaman akıp gidecek…Amaçsız savrulan bir iskambil destesinin iki kartı olacağız biz…Zaten ancak o şekilde yakın olacağım sana,farklı iki kart olarak,yanında dost kalarak…Güzel Kupa Kızı olacaksın sen;yalnız üzgün Kupa Ası’ysa ben…Ellerimiz ayrı olacak her zaman,her ne kadar ikimiz de kupa olsak da;çünkü Kupa Papazı olacak seni seven,seninle birlikte olan…Çok mesafe var aramızda ya da sadece bir Kupa Papazı aslında…Mağlup edemem Kupa Papazını;geçemem de aramızda duran onca lanetli kartı ve her zaman aramızda bir kişi olacak en az senin sevdiğin…En azından yakın olabileceğin sana,düzgün dizildikçe hayat destemiz…Yarınlarda yanımda olmanın umuduyla yırtmayacağım kartımı,çıkmayacak ruhum karttan…Elbette dostun olacağım yine,senin yanında seni benden kollayan Kupa Papazı’n olacak…Cesur olmak istesem de karşısında Kupa papazı’nın,yapamam;tüm kartlar onunla,asi benden başka…Eşşiz sana ulaşamayacağım yani…Gene bir şey yapamayacağım,senin aşkın olan Kupa Papazı karşısında…İskambil kağıtları umarsız dağıtılmasın diye umarak geçen her saniyemde seni düşlesem de bileceğim;asla bitmeyecek olan dostluğumuz yıkacak sana olan aşkımı…Maalesef buluşamayacak Kupa Kızı ve kupa ası gönlündeki gibi As’ın; 52’lik hayat destesi içersinde…
13.06,2008-Cuma
22:05-22:57 Alperen AK
YORUMLAR
Kör olan âşık, ona acıyarak bakan maşuk… Maşuk için ellerini yok eden âşık, başkasının elini tutan maşuk… Her şeyi göze alan âşık, ondan korkarak kaçan maşuk… Maşukunu kimseyle kıyaslayamayan âşık, aşkı sokakta bulan maşuk… Her iki taraf da acı çeker biri sevdiği, diğeri sevildiği için.
aşık ve maşuk üzerine etkileyici satırlar okudum, yüreğinize sağlık...