- 579 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Mala Bağlamak-2
Sermayesi malı mülkü olan birinin, yoksa artısına koyduğu envantere girmez bir şeyleri; civarı da kaynıyorsa ’mal’ simsarlarıyla, üzüm üzüme baka baka misali bir zaman sonra mal yatacak mal kalkacaktır haliyle.
Maliki olduğunu piyasaya arz ederken her parti sunumda maliyet hesabını yapan, verilen ve alınanın asla aynı cins ve değerde olmamasından kaynaklanan değer sorununu ve yıpranma amortisman hesaplaşmalarını yıl sonu denkleştirme fasıllarında çözümlemeye çalışırken, bir zaman zaman sonra model ve işlev zayıflığının oluşturduğu hafakanlar ve güç yetirememezlikler, onu incinme ve sarsmada taşıyamayacağı noktalara sürükleyecektir.
Sonra bir tatminsizlik, bir laçkalık, bir rehavet.. Bir giydirme halleri... Bildiğin koyverme sendromu...
Ne mallık ama?
Önerim her zaman şudur:
Kasmadan yaşamak lazım ki kasılarak süzülmeyelim...
Mevcudu yok saymadan, yoka da varlık yüklemeden...
Mal değilken mal muamelesi istiyorsan;
mal muamelesi görmüyorken mallık yapıyorsan
pişmiş aşına su kattığının resmidir.
Tadından olursun...
Kapının iki mandalı var ve ikisi de bozuksa girene çıkana hesap yetişmez.
Zorlanırsa imkanlar imkansızlığa, olup olacağı budur.
’Mal benim malım, kim ne karışır’ ise format, derdin germez girilecek delik derdindekileri.
Madem oluyor bu, malını yatırımlara tahvil etmemiş ve sermayeyi çeşitlememişsen önünde yaşayacaklarının ceremesini ona buna çıkarmaya çalışmak yerine, kendine bir ince ayar çekmek isabettir.
Kuru mal, çeşnili mal...
Mal maldır.
İnsanın karşılaşmayı en son isteyeceği şey mevzusunun mala bağlanmasıdır ve en sık yaptığı da bundan başka bir şey değildir.
Ve gerçek, inkar edildikçe bunaltır.