- 917 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YALNIZLIK
Saat kaç? Oldu mu o kadar? Beni bekliyordur, gitmeliyim. Bu akşam sokaklar bomboş, hiç bir ses yok, kediler bile çöp karıştırmıyor, yollar da kimsecikler yok. Hızlı hızlı yürüyorum, hiç bir yöne bakmadan... Kafamda bazı düşünceler var, sahi bu düşünceler ne? Kafamı karıştıran, miğdemi bulandıran, düşünmesi bile ölüyormuş hissi veren bu şey ne? Hayır o değil! Evet galiba o, kesinlikler o. Yalnızlık! Hele o gittikten sonra öyle yalnız kaldım ki... koskoca ev, kocaman şehir ve on milyon insan içinde yalnız kalmış ben. Neden bıraktı ki beni? Sevmiyor muydu, benden bıkmış mıydı? Off bak yine başım dönüyor. Git artık, bırak peşimi yalnızlık! Bu yolda bitmek bilmiyor, uzadılca uzuyor. Aaa bu Mustafa değil mi? Peki neden selam vermedi? Mustafa benim ben, Şefket . Hiç bir tepki vermeden yanımdan geçip gidiyor. Aaa o değilmiş, evet o değil zaten o geçen yıl ölmemiş miydi?... Bu yokuş beni öldürecek, ne kadar da dik böyle. Merve de bu yokuştan şikayetçiydi, aceba ordada böyle yorucu yokuşlar var mıdır? Merve yine yoruluyor mudur? Nihayet ev göründü, iki katlı, mavi boyalı, içi sarı , ufak bir bahçesi var... Anahtar nerdeydi? Montumun cebinde mi yoksa paspasın altında mı veya zile basayım Merve kapıyı açsın ama Merve .....
Tamam buldum anahtarı. Ve evimdeyim, yıllarımı verdiğim evimdeyim, kederlerime, sevinçlerime ortak olmuş evimdeyim... Merve ne yemek yaptı aceba, pırasa mı? Ama ben pırasayı sevmem, kesin dolma yapmıştır, çok güzel yapar dolmayı... Televizyonda da hiç birşey yok, en iyisi kitap okumak. Yok vazgeçtim en iyisi uyumak...
Merve saat kaç?...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.