- 1194 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KAZ ÇOBANI
Şafak sökmüş,hava deniz maviliğine bürünmüştü.Sabahı aydınlatan güneş ışıkları taştan yapılmış küçük köy evinin camlarının arasından usulca girdi içeri.Bir anne şefkatiyle küçük Fatoş’un yanaklarını okşadı.Bu inanılmaz sıcaklığı al renkli yanaklarında hisseden Fatoş zeytin karası gözlerini açtı bu yeni güne.Yüreği çiçekten çiçeğe konmak için uçan bir kelebek gibi pır pır ediyordu.Yaşamayı , doğayı,insanları ,hayvanları seviyordu Fatoş.Dilinde hep şu şarkının sözleri vardı.’ Hayat sevince güzel/Sevince tatlı günler/Bir kuşu kelebeği/Sevelim bize yeter...
Yeni bir güne başlamak,kuş cıvıltılarını duymak,toprağın o inanılmaz kokusunu içine çekmek Fatoş için ayrı bir zevkti.Onun yaşamında önemli yer tutan bir şey daha vardı.Kazları...Çünkü o bir kaz çobanıydı.Onlara türküler yazıyor,şarkılar söylüyordu.Sanki kazlarıyla bir bütün olmuştı küçük Fatoş.Onlarla konuşuyor dertleşiyordu.Onlar arasındaki sevgi kıskanılacak kadar büyük bir sevgiydi.Köy halkı onlar arasınadi bu sevgiye büyük bir hayranlıkla bakıyor Fatoş u kazlarından ayrı düşünemiyorlardı.
Fatoş yataktan kalktıktan sonra doğruca kazlarının yanına gitti.Duymak istiyordu onların seslerini ,konuşmak istiyordu onlarla. Fatoşu gören kazlar bağırmaya ,onunla adeta konuşmaya başladı.Bugün onları yeni kırlara götüreceğini söyledi ve koşarak eve geldi.Annesinin yaptığı sıcak yufkalardan birkaçtane aldı,yanlarına biraz da peynir koydu.Bunları bir bohça yaptı ve aldı eline .Kahvaltısını kırlarda kazlarıyla yapacağını annesine söyledikten sonra annesinin yanağına bir öpücük kondurdu ve koşarak kazlarının bulunduğu kulubeye gitti.
Çıkardı kazlarını kulübeden ve onlar için yazdığı türküleri söyleyerek koyuldu yola.Kazlar onu büyük bir şevkle dinliyor,arkasından inci taneleri gibi dizilmiş bir halde ilerliyor adeta ritm tutuyorlardı.Köyden bir hayli uzaklaşan Fatoş gitmek istediği yere varmıştı.Sergisini yere serdi ve uzandı serginin üstüne.Kazlar da başlarını eğmiş yemlerini
yemeye başlamışlardı bile.
Fatoş gökyüzüne,doğaya bakıyor her bakışında başka başka güzellikler keşfediyordu.Çiçek çiçekle,böcek böcekle konuşuyordu sanki.Tabiat gerçekten ne kadar güzeldi.Her şey yaratıcı tarafından bir uyum içinde oturtulmuştu bu ayrı cennete.
Uzandığı sergiden usulca kalkan Fatoş o her zaman yapmaktan büyük zevk aldığı hareketleri yaptı.Kırların üzeride yuvarlanmaya başladı.Sonra kalktı ve kazların yaptığı küçük dairenin ortasında o güzel türkülerini söylemeye başladı.Tabiat sanki onun türküleriyle uyanmıştı.Kuşlar cıvıldaşıyor,kazlar çeşitli sesler çıkartarak ona eşlik ediyorlardı.
Türküler /ah bu köy türküleri/Ana sütü gibi saf ve temiz.İnsanı başka başka diyarlara götüren türküler...
Zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştı Fatoş.Batan güneşin kızıllığı her tarafı sarmıştı.Yine türkülerini söyleyerek taktı kazlarını peşine ve köye doğru yola koyuldular.Köye varınca kazları kulübelerine kapatan Fatoş onlara iyi geceler diyerek ,onları ne çok sevdiğini söyleyerek odasına gitti.Yer yatağını açarak içine girdi.Bu güzel günün yorgunluğu ancak uyuyarak geçirebilirdi.Kazlarını düşünerek derin bir uykuya daldı.
Fatoş sabah kalktığında yine kazlarını yanına gitti;fakat onlar yerlerinde yoktu.Yüreğinden bir şeyler kopup gitmişti sanki.Koşarak annesini yanına gitti.Annesi elinde elek un eliyor,hıçkırarak ağlıyordu.Gözlerinden akan sicim sicim yaşlar elediği unu ıslatıyordu.Annesine neden ağladığını sordu.Annesi ağlamaktan cevap veremiyor Fatoş’un yüzüne bakamıyordu.Fatoş ’kazlarım nerde anne ?’ diye sordu.Annesi daha fazla saklayamazdı.Kazların hepsinin bir hayvan hastalığndan (kırgın) öldüğünü söyledi.Bu sözleri duyan Fatoşun sanki dünya başına yıkıldı.Gözlerinden yaşlar volkan gibi fışkırmaya çığlıkları köyün her tarafında yankılanmaya başladı.Neden neden ,olamaz olamaz diyordu.Kendisini annesinin şefkatli kollarına attı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Bu sırada Fatoş’un babası onların yanına geldi.Ve bizim koyun bir kuzu doğurdu dedi.Ağlayan gözlerde ufak bir tebessüm belirdi.
Hayat işte buydu.Bir yerlerde birileri hayata elveda derken birileri de bir yerlerde hayata merhaba diyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.