GÜLERKEN AĞLAMAK (7)
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kerim zor şartlarda, altı ay kadar daha Yaşlılar Bakım Evinde çalıştı. Her şeye rağmen iyi para kazanmış, Avusturalya’da da bir yılını doldurmuştu.
Artık, vizesini uzatmanın zamanıydı.
Daha önce kurs gördüğü dershaneye müracaat ederek, yeni bir kursa başlamak için belge aldı ve konsolosluğun yolunu tuttu.
Yetkililer zorluk çıkarmayarak, vizesini bir yıl daha uzatınca, yine her şey yolunda gitmeye başlamıştı.
Bundan sonraki amacı, bir yıl daha kalarak, göçmenlik vizesini alabilmekti. Göçmenlik vizesini de aldıktan sonra:
İş, “ikinci vatandaşlık için” baş vurmaya kalacaktı.
O gün o kadar heyecanlıydı ki, güneşin ilk ışıkları üzerine vurduğunda, hemen yataktan kalktı. Bakım evinde her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol ettikten sonra, acele ile hazırlanarak haberi vermek için Kisho’yu aramaya başladı.
Aslında o gün Kisho’da Kerim’le görüşmek istiyordu, çünkü onun da Kerim’e verecek bir haberi vardı.
Kisho kursu bitirdikten sonra, bir süre okuldan arkadaşları ile birlikte kalmış, aynı evi paylaştığı üç kız arkadaşı ile anlaşamayınca, sonun da babasını ikna ederek ayrı bir ev tutmaya karar vermiş, gerekli maddi olanağı sağladıktan sonra da, eşyalı iki odalı bir ev tutmuştu.
Karşılaştıklarında ikisi birden:
“Sana bir müjdem var” deyince,
Kahkahayla gülmeye başladılar.
Kerim “önce sen söyle” dedi.
Kisho ise “hayır hayır önce sen söyle” diye cevap verdi.
”Pekâla, vizemi bir yıl daha uzattım. Güzel bir haber değil mi?” haydi şimdi sen söyle, diyen Kerim’e
”Bir dakika, bir dakika, kursa devam edeceksin. Yine yatılı mı kalacaksın?” Diyen Kisho,
Kendi müjdesini biraz daha erteledi.
Kerim; “Başka çare mi var? Bir de ev mi tutayım?” Deyince.
Kisho; “Hayır benimle kalacaksın! Çünkü ben yalnız başıma ev tuttum” Dedi.
Kerim sevinçle haykırarak Kisho’yu kucakladı ve beraberce önce Kerim’in kaydını yaptırmak üzere dershaneye gidip, kayıt işleminden sonra da, mutlu bir şekilde evin yolunu tuttular.
Eve geldiklerinde Kerim “birlikte kalmak için bir şartı” olduğunu söyledi.
Kisho; merakla şartının ne olduğunu sordu.
Kerim,” kiranın yarısını ben vereceğim” deyince
Kisho önce “ama benim baba gönderecek” diye direttiyse de, Kerim’in kararlı olduğunu görüp, bu şartı kabul etti.
Artık birlikte yaşamaya başlamışlardı. Kerim, Bakım Evindeki işten ayrılmış, kurstan vakit buldukça arada bazı kaçak işlerde çalışmaya başlamıştı.
Sabahları evden birlikte çıkıyorlar, Kerim kursa, Kisho ise okuluna gidiyordu.
Akşamları Kerim Kisho’dan bir saat önce geliyor, hemen yemek hazırlığına başlıyordu.
İlk pirinç pilavı yaptığında:
Kisho” bu çok zararlı, bu kadar yağlı yenmez” diyerek itiraz ettiyse de, pilavın tadına baktıktan sonra, hayretler içinde kaldı ve “inanılmaz bir lezzet bu” Dedi.
Daha sonra Kerim Kisho’ ya Türk yemekleri, Kisho ise Kerim’e Japon yemekleri öğretmeye çalıştılar, ama bir iki ay sonra artık daha çok Türk yemekleri yapmaya karar verdiler.
İkinci altı aylık kursta sona erince, Kerim göçmenlik hakkını daha erken almanın yollarını araştırmaya başladı.
Bu arada Kisho, öğrenimden önce Avusturalya’da ki gördüğü kurslarla birlikte beş yılı tamamladığından, Avusturalya vatandaşlığı hakkını almıştı.
Kerim’e “eğer evlenirsek, seni de göçmen olarak kabul ederler” dedi ve öyle de oldu.
İki genç Kisho’nun babasının ve ailesinin karşı çıkmasına rağmen, birlikte oturmaya başladıktan altı ay kadar sonra evlendiler.
Türkiye’de saat gece yarısını gösterdiğinde, telefon çalınca:
Ana, kız heyecanla yataklarından fırladılar.
Bu saatte kim arayabilirdi ?
Mukaddes hanım“Aman Allah’ım” “Hayırdır inşallah” Diyerek.
Terliklerini bile giymeden telefona doğru koştu.
-Tekrar“hayırdır inşallah” dedi ve telefonu açtı.
Tanımadığı bir ses, bozuk bir Türkçe ile:
-“ Ane sen nasılsin ? ” Deyince
Mukaddes hanım kızgınlıkla:
“ Birisi dalga geçiyor galiba” dedi.
Ses bu defa:
“Sen artık Kerim hiç marak etme, biz çok mutlu” deyince,
Kadıncağız şaşkın bir vaziyette:
“Aman Allah’ım” diye çığlık attı.
Merakla bekleyen Zehra, bir taraftan da annesine.
“Kimmiş ? Ne olmuş? Ne diyor?”Diye ard arda sorular soruyordu.
Daha sonra telefonu alan Kerim Annesine:
“ben evlendim burada anneciğim” müjdesini verince,
Ana, kız; Bir an da ne diyeceklerini şaşırdılar ve buruk bir mutluluk duydular.
Bir taraftan Kerim’in mutlu olmasına sevinirken, bir taraftan onun mutluluğuna yakından tanık olamadıkları için üzüldüler.
Bir de, tatlı dilini duydukları Japon gelinlerinin yüzünü görememe üzüntüsü vardı tabi ki.
Kerim’in ailesi oğullarının mutluluğuna ne kadar sevindilerse de, Kisho’nun ailesi bu habersiz evliliği hiç de hoş karşılamadı.
“Şunu hiç unutma, bir Türk’le mutlu olamazsın” demişti rahip Mikao.
“Bir müddet sonra eyvah! Dediğinde yanında olmayacağımı da bil”
Kızını ikna edemeyince rahip Mikao, kendine göre onu cezalandırmış ve artık para göndermeyi kesmişti.
Bu duruma Kisho çok üzülse de, Kerim pek de umursamayıp eşini teselli ederek, tekrar sürekli bir işte çalışmanın yollarını aramaya başlamıştı.
Evlilik nedeniyle göçmen statüsüne geçtiği için artık iş bulması daha kolaydı.
Avusturalya’ ya İlk gelişinde Türk taksicinin söylediği:
“Kim bilir ? Belki bir gün sen de bu mesleği yaparsın” Sözünü hatırladı.
Kendi kendine “Gelir gelmez Türk taksiciyle boşu boşuna karşılaşmamışım, bunda da bir hayır varmış” diye düşündü.
Ertesi gün hemen böyle bir iş araştırmaya başladı ve aynen taksicinin dediği gibi “Yunanlı bir filo sahibinin” yanında taksi şoförü olarak işe başladı.
Artık Kerim takside çalışıyor, iyi de para kazanıyordu, Kisho ise dört elle derslerine sarılmıştı.
Bir an önce okulunu bitirerek, Kerim ile birlikte Japonya’ya ailesini ziyarete giderek, kendisini affettirmek, Kerim’i onlarla tanıştırmak istiyordu.
Kerim’i o kadar çok seviyordu ki, ailesinin de onu tanıyınca çok seveceklerini ve kendisini affedeceklerini düşünüyordu.
Devam edecek
YORUMLAR
UNALAN
merakla bekliyoruz devamını güzel bir pembe dizi olur bundan ..:)
kutladım günün yazısını hayata kattığınız eşsiz güzellikleri iyi ki varsınız değerli dost UNALAN..
sevgim saygım selamlarımla..
UNALAN
bu güzel yazıyı kutlamak nasip oldu.....ps arızası anca yetişdik dost saygılar
UNALAN
UNALAN
evvelini okumadım.
ama bu gün güne düşen bu değerli çalışmayı ve onun yazarını en içten kutlar başarılarını8n devamını dilerim...
ve dileirm okumak nasib olsun....saygı ve duamla inşaAllah....
UNALAN
Değerli Ünalan,
bu tür çok bölümlü öykülerde yorum yapmayı hep finale bırakmak benim alışkanlığımdı, ama bu sadece iki veya üç bölümlü öyküler için geçerliyd.. Sizin öykünüz epeyce uzayınca haksızlık yapabileceğimi düşünerek vazgeçtim finali beklemekten.
Baştan şu ana kadar adeta nefesimi tutarak öykünüzü okumaya devam ediyorum. Beni oldukça saran ve ilgilendiren böylesi konulu öykünüz, hem 18 yıl yurtdışında yaşamış olmam hem 80'li yıllarda bir yabancıyla yaptığım evliliğime benzer parallellikte sahnelerin olması bu ilgimi daha da artırdı.
İnsanı sıkmayan diyalogları, konuya hakimliğiniz, mükemmel anlatımınızla sıkı sıkıya bağladınız beni öykünüze.
Ben yine de finali bekleyeceğim sabırla ama, güne gelmiş olmanızı da fırsat bilerek şimdilikizninizle tam 7 kez sizi yürekten kutlamak istiyorum.
İnsanın içini ısıtan, akıcı diliiz var.
Eminim ki, bu heyecanlı ve herkesi kendisine bağlayan bu öykünüz hakkında benim gibi herkes da kafasında kendince bir final oluşturmuştur. Benim hayalimdeki final neden acıklı bilemiyorum :( Umarım öyle değildir.
Saygı ve sevgiyle kalın...
UNALAN
Beğenerek okuduğum bu öykünün güne gelmesine çok sevindim, tebrikler, selam ve saygılar.
UNALAN
Okumaya değer bulan, yorum yapan, yapmayan tüm değerli yazarlarıma, tüm dostlara, güne layık gören değerli Seçki Kuruluna şükranlarımı sunuyorum. Siz değerli yazarlarım; Nesir sayfalarına geldiğim günden beri her türlü desteği esirgemediniz. Sağolun var olun. selam ve sevgilerimle.
UNALAN tarafından 4/13/2011 12:48:26 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kaçırmadan okuyorum ve yazdığınız her satır film gibi gözümde canlanıyor.
Bakalım bundan sonra ne olacak.. Kisho'nun ailesi ikna olacak mı?
:)
Güne düşen yazınızı kutlarım
SAygılarımla
UNALAN
Aradaşım öykün güne çok yakışmış. Kalemin daim olsun.
Bir kez daha kutluyorum.
Sevgi ve saygıyla
UNALAN
çok keyifli bir hikaye üstad..kutlarım... devamını merakla bekliyorum...
kaleminiz tükenmesin...
saygıyla kalın
UNALAN
Sayın Ünalan,
Demek keramet benim size yorum yazmamamdaymış:) Bir kere yazmadım günün yazısı oldu:)
Şaka bir yana ben size ne söylemiştim hatırlıyorsunuz değil mi?
Aynen devam. İyi olacak, daha da iyi olacak.
Kutluyorum.
UNALAN
UNALAN
Keyif ve beğeni ile izlediğim dizinizi günde görmek, çok mutlu etti. Tebrikler, sayın yazar.
Saygılarımla.
UNALAN
Öykünün bugunkü bölümü, sıcacık akışıyla , gençlerin mutluluğu kavrayışıyla insanın içini ısıtıyor, keyif veriyor.
"Keşke böyle devam etse" dedirtiyor.
Akıcı dilli, sürükleyici yazınızı kutlarım. Devamını heyecanla bekleyeceğim.
Selam, sevgi ve saygılarımla.
ayşe1 tarafından 4/13/2011 10:14:34 AM zamanında düzenlenmiştir.
UNALAN
UNALAN
UNALAN
İnşallah hep mutlu olurlar, hayatlarına gölge düşmez sürükleyici bir yazı dizi kutlarım şair dost kaleminiz hiç susmasın saygılar...
UMUT ve DOSTCA
UNALAN
Umarım aile Kerim'i sever kabul eder..
Bakalım iki farklı kültür anlaşacak mı?
Zaman zaman bu farklı kültürler boşanmalara yol açıyor hadi hayırlısı diyelim..
Dünkü yazıyı kaçrıdım sanıyorum..2 gün edebiyata giremedim sanırım sorun vardı
Öykü hızla ve aynı güzellikte devam ediyor..kutlarım sizi
Sevgiler..
UNALAN
UNALAN
İki farklı kültürden insanın evlilikleri uzun soluklu olur mu bilemiyorum. Ne olursa olsun, zor dönemlerinde Kerim yalnız kalmadı. Eğer Kisho'da olmasaydı, belki Kerim daha fazla bunalıma girebilirdi.
Bakarsınız evlilikleri de ömür boyu sürer.
Arkadaşım, iki gündür pc ye fazla oturamıyorum, biraz geciktim ama affola. Bilirim ki sen geç kaldığım için kırılmazsın.
Sevgi ve saygıyla
UNALAN
okuyamadığım tüm bölümleri heyecanla okudum.gayet güzel gidiyor.yaşadığım yerde yabancı evilikler çok olduğu için normal karşılıyor ve eğer aileler sorun çıkarmazsa anlaşabileceklerini umuyorum..saygılarımla devamını inşallah en kısa zamanda okuruz...
UNALAN
Yakın kültürler olsa da yine de zor. Bakalım Kisho'nun ailesi yatışacak mı? Sanmıyorum ama kalem, ustanın elinde... O ne derse o olur..:-)
Saygılar, selamlar.
Eser Akpınar tarafından 4/12/2011 2:21:10 PM zamanında düzenlenmiştir.
UNALAN
UNALAN
Farklı bir ülke ve farklı düşünceler..Elbette olacak olmassa zaten bir anormallik var demektir.Dilerim ömür boyu yaşayacakları bir evlilikleri olur ve ailesini ikna edebilirler..
Tebrik ederim yine akıcı ve güzeldi..
UNALAN
Mehmet bey öykü hızla gelişiyor, merakla neler olacağını bekliyorum.
Yalnızca kurgu mu, yoksa yaşanmış olaylar mı yön veriyor öyküye?
Selam ve saygılar...
UNALAN
Yok ben kızımı göndermekten vazgeçtim.Her bölüm fikrim değişiyor.
Evliliklerde kültür farklılığı aslında çok önemli.Zamanla bu tür evliliklere alıştık ama bir çoğu sorun yaşıyor.Hele çoluk çocuk oldu mu, sorun iki katına çıkıyor.İnşallah öyle bitmez.
Hızlı ve güzel gidiyor.Tebrikler.
Selamlar