Ne Dediysek O!
O değil de;
Konuşurken bazen öyle laflar sarfediyoruz ki, aslında hiç planlamadığımız düşünmediğimiz şeyler. Ağzımızdan çıkarken kontrol edemiyoruz da sonra kendi söylediğimize kendimiz bile inanamıyoruz ama iş işten geçiyor.
Herşey sarpa sarıyor ki çözmek ne mümkün! Sonrasında da, ’yok, aslında hiç öyle düşünmemiştim, öyle söylemek istemedim, ağzımdan birden öyle çıktı’ şeklinde sızlanıyoruz.
İstemeden farkında olmadan söylediğimiz sözler bazen de bilerek ve isteyerek uyarı amaçlı söylediğimiz sözler söylenenden çok söylenmeyeni satır aralarını okumaya itiyor.
O değil de;
Satır arasını okumak hiç öyle zannedildiği gibi kolay iş değil. Yapılacak en ufak bir yanlış tamiri imkansız şeylere sebep olabilir.
O değil de;
Ne dediysek o!
O değil de;
sana bensizlik yaramaz demiştim/inanmamıştın
O değil de;
İyi bayramlar.
YORUMLAR
Esma KAHRAMAN
:) Sevgiler Sayın Yazarım.
O qué
Bana kırıldığını söylemiş birisine, ben de telefonla aradım güya arayı düzeltecem, kırılmasının anlamsızlığını kanıtlayacağım.
Konuşmak istedediğini , kapatmak istediğini söyledi işte o zaman delirdim :s
Ben de söyleyeceğimi söyledim , öyle kapatılmaz böyle kapatılır diye deyip, kapadım.
Küskünlüğünün nedenini anlatsam , o başlı başına bir paradox .
Ama mutsuzum , keşke sabırlı olsaydım :s
Ah Sevgiler.
Esma KAHRAMAN
ona sensizlik yaramamış ama size de onsuzluk yaramamış gibi geliyor...
sitemin zerresini savuruyorsak onun toprağına
hala onda kalan bir yağmur damlamız var demektir...
sayfanızdan hep bir oksijen alıp gidiyorum bilginize...
Esma KAHRAMAN
:) Sevgilerimle.
Yok planmış,yok projeymiş,
ağzımızdan çıkanı kontrol edemiyor muşuz.
Satırbaşı,satır arası!
Satır araları da neymiş.
Yani,şurda iki laf edemeyecek miyiz?
Ağzıma geleni söylerim valla.
Ne demişsem o!
İşine gelmiyosa,al misketlerini çık...
Mis gibi bir hava,
masmavi bir deniz ve inci gibi bir güneş..
O istiridyeden de,altı aylık meze çıkar valla.
Helal olsun adamlara.
Teşekkürler Sayın Yazarım
Esma KAHRAMAN
insanların konuşmaları iki türlüdür bence
birincisi : önce konuşur sonra konuştuğu cümlelerin içini / arkasını doldurur
ikincisi : önce cümleleri içini / arkasını doldurur sonra konuşur
o değil de
hata yapanlar boşlukta sallananlar özür dilemek zorunda kalanlar vs vs vs birinci çeşit ! lerdir
Râzı.
sonrada pembeyi kaptım
mükafat olaraktan
:-))
o değil de
yakışıyor da yani
:-))
Bu gidişle herkes hafiften sıyırtık halde dolaşmaya başlayacak...
Onları görenler "bunral mı? Ha..bunlar bir internet sayfasındaki yazıyı kırk kere okumuşlar da kafayı sıyırmışlar...elleşmen zararlı değlller..öööyle -o değilk de- der gezer bu manyaklar.."
Bakıyorum herkesin ağzında...kaleminin ucunda.
:)))
Ya iyi başka bi söz çakmadın..
Haaaa...
O değil de...
Ben de olur bu gibi durumlar..
En çok da "aman Erol..ağzından kaçırırsın felan..çook ayıp olur."
Veyaz "benden duymuş olma....sakın ha oğlum söylenmez" diye tembih edildi mi...
Bir karıncalanır içimm...
Aman Ya Rab!
Ölürüm..
Ha dedim ..ha diyice..
Dilimi ısırırım..
Söylenmeyecek kelimeyi tekrarlarım kendi kendime..
Satır aralarına sıkıştırmadan geniiiiiş genişşşş söylenmeli sözler...
Bence....
Haaaaaa...Bi de!
O değil de...
Esma KAHRAMAN
:) En kötü sözüm 'iyi bayramlar' işte. Bunu da nasıl almak isterlerse artık. Sadesi var, peynirlisi var, kıymalısı var, var da var...
O değil de;
'Benden duymuş olma' diye başlıyosa zaten duyulası hayra alamet bişi değildir. Orda durmamak lazım.
:) O değil de:
İyi bayramlar.
erolabi
Bir de ekmeklisi var...
Anladım...
Benim bi halam var...
O "heraldeee" diye başlar bütün senaryoyu bitrir.
Bir sene köyde adamlar birbirini vurdu onun heraldelerinden sebep...
Ben de "iyi bayramlar "diyorum..
BAyram heralde...