9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2172
Okunma
Bir insan kaç kişilikte olur? Bir veya iki, bilemedin üç... Dahası var mıdır? Eğer Onur BİLGE ise konu, evet çok yönlü bir kişiliği vardır.
Birinci kişiliği DİNDARLIĞIDIR. Yazı ve şiirlerinde bunu açıkça görebiliriz. Allah dostudur. Asla taviz vermeyeceği tek konu bu olsa gerek.
İkinci kişiliği yazarlığıdır. Öğretmen çocuğu oluşundan mıdır bilinmez ama çok okuduğunu anlarız yazılarından.
Üçüncü kişiliği şairliğidir. Aşk, dini ve sosyal yaşamla ilgili şiirlerinin kimisi serbest kimisi ölçülüdür. Çevresine olan duyarlılığı hissedilir şiirlerinde. Örneğin bir ’’AĞIT’’ şiiri… Dinlediği gerçek yaşam öyküsüne kendini öyle bir kaptırmış, o acıyı içinde hissetmiştir ki, karşımıza AĞIT gibi bir eser çıkmıştır.
Özellikle aşk konulu şiirlerini okurken insan, kaybolur içinde ve bu yüreği merak eder. Tanımak ister, bilir ki bu dizeleri yazan şairin yüreği AŞK diye atandır.
Her bir şiirinin hikâyesi olduğunu hissetmişimdir. Bu denli içten yazılan şiir ne kurgu olabilir ne de bir başkasının duygusu... Şiirlerinin bir özelliği de ilham verişidir. Örneğin ’’ÇEŞMNEDA’’ şiirini okuduktan sonra, ’’Sende Yâr olmak’’ adlı çok sevdiğim şiirimi yazdım.
Dördüncü kişiliği öykü yazarlığıdır. Öykülerinde de konu aynı. Din, aile hayatı, sevgi saygı ve aşk... Özellikle günümüzde dağılan yuvaları göz önüne alırsak, Onur BİLGE’nin öykülerinin ne denli önemli olduğunu fark ederiz. Bu öyküler; kadın, erkek ve çocuklar tarafından okunmalı, bir ders gibi.
Ve hastalık derecesindeki titizliği... Bu nedenle psikolojik öykü yazdığını da söyleyebiliriz.
Beşinci kişiliği eleştirmenliğidir. Türkçeyi yerinde, hakkını vererek kullanan biri olarak, okuduklarını eleştirir, gereken uyarıları yapmaktan çekinmez. Bunda öğreticilik özelliğinin de tesiri vardır. Her ne kadar yazar ve şairlerce ’’ACIMASIZ’’ diye nitelense de, ben öyle düşünmedim hiç. Eleştirilerini, çevresini bir mum gibi aydınlatmak olarak gördüm.
Doğruyu göstermek için çabaladığını, hatta bunu göstermezse KUL HAKKINA gireceğini düşündüğünü bile hissettim zaman zaman.
Altıncı kişiliği ressamlığıdır. O bir portre ressamıdır. Ela gözleriyle şiir şiir bakarken, elleriyle resmeder gördüğünü.
Yedinci kişiliği tasavvuf dünyasıdır. Her bir olay onu tefekküre gönderir. Düşünmeden edemez, bir çiçekte, bir böcekte, her ne görse Yaratan’ı arar. Yok eder, kendini kaybeder, dünya onun için, kirli bir mendildir adeta.
Sekizinci kişiliği, şiirin özüne, özünden gözüne girebilmesidir. Her metnin adeta röntgenini çeker, kemiğine, iliğine iner. En kapalı anlatımları dize dize açıklama yeteneğine sahiptir. Şairin o şiiri yazdığı ana gider, onunla telepatik bir bağ kurar, sadece şiirin anlamından söz etmekle kalmaz, ruhi çözümlemeler yapmaya başlar.
Dokuzuncu özelliği, münzevi hayatıdır. Dört duvar arasında, ayrı bir dünya kurmuş kendine. Bilinmez nedeni asla. Ne bir edebiyat etkinliğinde bulunur ne bir davete katılır. Bir garip Onur Bilge... Katılmasa da her etkinlikte onu yanı başımda hissetmişimdir. Mutlaka sözü geçer. Ya bir şiirinden ya bir hikâyesinden konu açılır ya da eleştirileri gündeme gelir. Bu nedenle o hep aramızdadır. Kaç şair bedeni gitmeden bir yerlere gidebilir? Onur BİLGE, cismi ile değil yazdıklarıyla yürür.
Bir ay içinde dokuz şiiri, tarafımdan slayt haline getirilmiş, youtube, facebook ve izlesene com. da yayınlanmıştır.
İlk ’’Tabut Çivisi’’ şiiriyle tanıdım Onur BİLGE’yi. Yıl 2009... O gün bu gündür, şiirlerini ve hikâyelerini takip ederim. Henüz tamamlamadığı, şu an devam ettiği BİN BİR GECE ÖYKÜLERİ’nin, her birinden ya bir ayet ya da bir hadis gizlidir ve ayrı bir ders niteliğindedir. Kabuğu kırılmamış bir cevizdir o...
Patlamaya ramak kalmış, Antalya’da yaşayan yazar ve şairdir o. Şiir ve yazılarına ulaşabildiğiniz oranında zıttır kendisine ulaşmanız. Esrarengizdir o ve kendisine çok yakışır gizemli olmak. Ne kadar zarf atarsanız atın, asla ulaşılmazdır o...
Şiirlerine video hazırlamaktan zevk aldığımdır o... CİSMİNİ GÖRMESEM DE DOSTUM, CANDOSTUMDUR O!..