SEVGİLİYE MEKTUP (1)

• 10 Nisan 2011 Pazar 04:47:47

- Sevgiye dair örnek mektup - (kurgudur)

"SEVGİNİN TARİFİ YAPILAMAZ, SADECE HİSSEDİLİR."

Ahhh benim gül goncası biricik prensesim. Sesim, bitmez tükenmez nefesim. Aşk ile duygulanmak sadece sana mı mahsus benim kınalı biricik bebeğim. Biliyorum, mevzu aşk ve sevgi olunca sevgiliye verilen değeri göstermek adına yazılmış ve yazılmamış tüm kelime ve cümleler bile ne kadar etkisiz ne kadar kifayetsiz kalıyor değil mi? Seni çok iyi anlıyorum. Çünkü ruhlar birbirlerini anlar sevgilim. İkimizin ruhu ezelde buluştu ve yeryüzüne sevgi tomurcuğu misali indirildi. Bir elmanın bir yarısı sen, diğer yarısı ben.

Kalbim, ahhh kalbim, her bir tik-tak sesi, biri senin, diğeri benim için. Kalbimin bir yarısı sen, bir yarısı ben. İşte ikimiz. Biliyor musun ben seni tanımadan önce, bir hiçtim. Bilir misin, el değmemiş ve kimse tarafından ayak basılmamış bir adacık nasıl ki mahsun ve kimsesiz bir yetim gibi boynu bükükse, işte ben de öyleydim. Ta ki, sen benim yüreğime dokunana, ta ki bana elini uzatana dek. İşte ben buyum. Seninle mutlu, seninle huzurluyum. Sana rastlayışımla, Sevgi Adası’na döndüm sanki. Her bir uzvum, baharı bekleyen kurumuş ağaç dalları misali senin sevginle canlandı. Yüzüm güldü. Neşe geldi, can geldi bana. Neşe getirdin; can suyu misali can verdin damarlarıma. Yüreğim kıpır kıpır oldu sayende. HOŞGELDİN, SEFALAR GETİRDİN GÜLÜM. İşte ben buyum. Varlığınla anlamlı, yokluğunla bir hiçim. Ben aslında SEN’im. Sen ise ben. Senin ya da benim kim olduğumuzun ne önemi var ki? Bizim adımız SEVGİ. Bir bütünüz, önemli olan budur. İki ruh birleşti ve BİZ olduk. Ben, Sen’im. Yetmez mi?

Kendimi yeryüzünde yaşayan milyarlarca insan arasında o kadar şanslı görüyorum ki. Bana nasip oldu bu gönül fethi. Daha ne olsun. Önemli olan, fethetmek değildir, orada kalabilmektir. Kalmasını bilmektir. Bu da ancak, birbirimize duyduğumuz mucizevi sevginin ve saygının devamı ile mümkündür. Platonik devam eden nice aşklar vardır ki, aslında başlamadan bitmiştir. Bir kandırmacadan ibarettir bu türlü aşklar. Tek taraflı yaşanan aşk ve sevgiler sevgi de, aşk da değildir. Dilerim, vuslata bir an önce ereriz seninle prensesim.Sana doyasıya sarılabilmek, öpebilmek, koklayabilmek. Ahhh benim nazlı çiçeğim; bir bilsen, öyle çok isterim ki bu rüyanın gerçekleşmesini. Elinden tutabilmek, gözlerine doyasıya bakabilmek mutlulukların en güzeli olmalı.

Biliyor musun, bir mum misali eriyip bitmekten korkuyorum ben. Seni ilk gördüğümde, öyle sanıyorumki, kalbim dakikada 150 kere atacak. Yüzüm kızaracak heyecandan. Ellerim titreyecek. Tüm bedenim benim olmaktan çıkacak.Bunları düşünmesi bile ne kadar güzel. İşte sevgi budur. Heyecan duymuyorsa bir insan, bil ki orada sevgi de azalmıştır. Ben, hep aynı duygular içindeyim. Bir kartopu misali, gittikçe büyüyor sana olan bitimsiz sevgim.

Aşk, kanun dinleseydi aşk olmazdı ki adı. İkimiz, kendi kanunumuzu kendimiz yazdık. Aşkın kanunu bu. Yüce sevgimizin ölümsüz eseri. Dursun istiyorum, zaman dursun ve bizler zamanı esir alalım. Ömrümden diyorum yıllarımı sana versem, karşılığında ise senden sadece ve sadece bana vefa duygusuyla bağlı kalmanı istesem, sevgini sunmanı istesem, çok şey mi istemiş olurum. Benim yaşam sevincimsin. Işığımsın. Gönlümde çağlayan sevgi pınarımsın. Bu pınar hiç kurumasın, birlikte yaşatalım ve hep mutluluğa doğru yol alalım. Bu yol ki, meşakkatli, çetin. Yer yer dikenli ve mutlaka ama mutlaka bir yerlerimizi kanatıyor. Geçeceğiz bu yollardan, ikimiz de geçeceğiz.Birlikte, sadece ikimiz. El ele, gönül gönüle verirsek, hangi engel bizi yıkabilir ki? Yeter ki güvenelim birbirimize. Her zaman ve her koşulda bir olalım. Zaten ruhlarımız ve gönüllerimiz bir değil mi? Senin adın sadece dudaklarımda değil, yüreğime kazınmış. Dilimdedir adın. Dilim lâl olmuşsa, boşuna mı olmuş. Bu aşkımız saf, bir bebek kadar masum ve tertemiz. Sevgi secdesine kapandık bile sen ve ben. Yoksa birbirimize nasıl bağlı kalabilirdik ki değil mi? Günahsız bir sevgi bu. Karşılık bulan ama çıkarsız bir sevgi. İşte sevginin mucizevi gücü budur. Aşk haremimde bir tek sevgiliye yer verdim ben. Gönül gözümle sevip, ruhumla gördüğüm, hissettiğim yalnızca ve bir tek sevgiliye. O da sensin aşkım. İlgiden, sevgiden yoksun kalmak, sadece ve sadece ölü beden ve ruhlara özgüdür. Sana kıyabilir miyim ben? Mahrum edebilir miyim sevgimden. Sana gelen her türlü dert ve ızdırap bana gelsin. Ben sana hiçbir şekilde zarar gelmesini istemiyorum. Varlığım yoluna kurbandır. Geçtiğin toprak, bastığın kuru yaprak olayım.

Sarhoş olmak, ahhhh, zaten ben varlığınla çoktan sarhoş olmuşum. Kurtuluş yolu, vuslattır sevgili. Ne zaman birbirimize kavuşursak, işte o zaman kurtuluşumuz olacaktır. İşte o zaman, sana, soluklarımdan bir şifa değil, binlerce şifa sunmaya and içtim. Bu uğurda canımı koydum ortaya. Canım sana feda olsun ey sevgili. Tüm her şeyimle seninim. Seni sevmek, Allah ve peygamberden sonra gelen en büyük lezzet. Bu lezzeti benden esirgeme ne olur.Kollarım her gece seni sarıyor, damarımdaki kan seninle anlam kazanıyor çünkü kalbimde sen varsın ve kalbim her bir uzvuma kanımı pompaladıkça, seni taşımış oluyor. Seninle hayat buluyorum. Göklerdeki tüm yıldızlar bizimdir sevgili. Sen zaten bir yıldızsın. Kalbime sığdıramamışım ki seni, göklere nasıl sığdırayım mukaddes ismini.

O beklenen güzel günler yakındır sevgili. Sabır, işte bütün mesele bu. Benim bir türlü rıza gösteremediğim, ama senin tüm benliğinle inandığın değer sabır. "Beklenen gün gelecekse, çekilen çile kutsaldır." derler. Çilemiz, sabrımız, ikimizi de o beklenen, özlenen güzel yarınlara götürecektir. İnanalım ve sabırla bekleyelim yeter ki.

Allah’a emanet ol gül goncası. Henüz vakit bu vakit değil. Gül goncası büyüyecek, görkemli bir gül olacak ve ancak o zaman koklanacak. İşte o zaman sadece bana mahsus, sadece benim koklayabileceğim bir gül olacak. O gül sensin. Benim her şeyimsin. Seni senden de çok seviyorum benim biricik elma şekerim.

Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
10/04/2011