sokakta yürümek..
sokağı bilmek..
sokağı tanımak..
sokağı bilmek yetmez..tanımaktır esası
tanımak için sokağı..şöyle bağrına,basa basa yürümeli..
farkına varasın diye sesine kulak vererek..
kokusuna , burnunu dayayıp..
gözüne, gözünü kaçırmadan bakarak..
/sora sora öğrenilir..yaşayarak tanınır /
nedir sokak ?
sokak , isyan..barikatlar kurulduğunda
sokak , kavga..polis , jopuyla..biber gazıyla saldırdığında
sokak hain ,sokak faili meçhul ..
bi kurşun şakağından vurduğunda
"papucu yarımm ,
çık dışarıya
oynayalımm"
çocuk sesleriyle ,sokak şenlikli
sokak sancılı ,
bastonlu yaşlılarıyla
işsiz gençleriyle sokak
ağzına kadar dolu..
sevdiğin terk ettiğinde ,
yapalanızdır sokak..
dostur sokak ,
sevdiklerinle karşılaştığında
sokakta yürüdüğün gibi düşmek de var..
elini uzatıp çekip alan olur..
çelme takan da
sokakların adları var..
çiçek,böcek,ağaçtır adaşları..
sevilmiş kadın adları..
bey ,efendi ,paşa lakapları
kimi hep hatırlanır..kimi , postacının bildiği adrestirler sadece
adları habire, iktidarlarla değişenler..
ilk kulağına üflendiğinden bu yana değişmeyenler..
en güzel sokak adı (bana kalırsa) ,içinde yaşayanlarının ,
onun özelliğine özen gösterip verdikleri adlardır..
misal mi ! ..
-gelin saçı
-balık tutan şaşı kedi
-yel üfürdü
-salkım söğüt
-kediseven
-şair Nigar..
sokakların namları..namlıları vardır..
öylesine, sıradan olanları..
her sokağın illaki bi de delisi (!)..
aklına geleni , çoğumuzun aramızda dahi cesaret edemiyeceğini,
bağıra bağıra sokağın tam otrasında söyleyen..
yalın ayak,elinde fenerini ..gündüzün, gözüne sallya sallaya
"adam arıyorum,adam" diyen ..
herkesin bildiği..Sinop’un hangi sokağındandır bilinmez,
yeter ki gölge olmasın ,başka ihsan istemeyen , Dyojen...
zamanın zalimleri taa Atina’ya sürmüşlerdi..
Atina, onu Üniversiteye felozoftur deyip, hoca yapmıştı..
sokağın delileri kadar delikanlılıları da var..kızları da...
delikanlıları , hanım kızları ile övünür sokak..
adı çıkmış kızları ile utanır..
utanarak , ne kadar..ne de.. namusludurlar (!)..
sokağa düşen kızların en meşhuru , İrma !
adamın biri , Alexandre BreFford..adına oturup bi müzikal yazar..
hayat,müzikli,komik yüzüyle güldürür "o" İrma’nın , yüzünü..
bizim İrma’lar ise hayatın öteki yüzüyle karşıkarşıyadır....
nerdeyse "o"İrma’yı bütün dünya tanır da.. bizim İrma’ları kimse tanımak istemez...
onlar düşmüştürler bi kere..düştükleri sokaktan..başka sokağa taşınırlar...
o sokağın adı geçtiğinde ;
suratlarda,kirli bi gülüş gezinir..kadınlar ise, o sokağın adını bile anmak istemezler..
"neme lazım".."sonra ne derler"...
fakat, bilmezler ! , "o" sokak "sakini " kadınlarla ,
aralarındaki ,tek farkın ;
sevgi ve saygının olmadığı evliliklerinde..bi kişiye verdikleri hizmetle,
resmi hizmetçi ve resmi fahişedirler...
biliyorum ! ..yazdıklarım ağır..çok ağır...
kızıl Emma(Goldman),benden ağırını öylemiş vakitiyle ,
"kadın ile erkek arasında aşkla kutsanmamış ,doğal olmayan ,her türlü birliktelik sadece fuhuştur”
sokakların köpekleri..kedileri de var.. hatta bi sokak kedisinin ,
hayatın en sıcak,en içinden şiirlerinin sahibi ,Orhan Veli’nin mısraları ile şiiri bile var..
"Uyuşamayız, yollarımız ayrı
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi.
Senin yiyeceğin kalaylı kapta
Benimki aslan ağzında.
Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik
Ama, seninki de kolay değil kardeşim
Kolay değil hani
Böyle kuyruk sallamak tanrının günü..."
refah ve özgürlüğü ne güzel anlatır..bağırmadan,kafaya vurmadan,tercihlerimizi..
bedellerini , bilge mısraları ile..
ne yazık ki ,sokak ona , kötülerin en kötüsü şakasını yapar ...
daha otuzlarında belediyenin açtığı çukura düşürüp ..öldürür...
sokağın satıcıları..kilo kilo alıcıları..hiç alamayanları var..
baharda manavın , albenli yeşil eriklerine, bakakalan yoksulları ..
çalgıcılar...yüz liralar verip,konser salonlarına kuruluruz da..
en ilgilimizin bile kulağımızı sevindiren notalarını durup dinleme zahmetinde(!)bulunmadığımız..
sokağın çalgıcıları..
en çok çocukların sevdiği..gökkuşağı boyaları ile sokak ressamları ..
belki çocukların sevdiği ;
-ben de onlar gibi yapabilirim..
umudu ,isteği..
sokağın, farkına varmadığımız , önümüzden akıp giden kimsesizleri ..
yakalayamadığımız,yakın duramadığımız...
bazan görmezlikten geldiğimiz..
bazan merhamet gösterip kendimizi sevdiğimiz..
sokak dilencileri...
sokaklara mevsimler gelir ..
mevsimler ,geçer sokaklardan..
mesela bahar.. artık şehirlerde (şaka gibi ) önce ,mezarlıklara gelse de..
dilimde o türkü ,
"gine geldi faslı bahar
dağlarda lâla vaktıdır
gözüvü sevdiğim saki
şimdi piyala vaktıdır"(A.Küzecioğlu)
bahar türkülerle mezarlıktan , sokağa iner..
hava biraz ısınınca..
işte ! yaz...
evet ! Hasan Hüseyin!..."Haziranda Ölmek Zor"...
hele , ölenler sevdiklerinse..
"havada tüy
havada kuş
havada kuş soluğu kokusu
hava leylâk
ve tomurcuk kokuyor "
sonra , E.Cansever kulağınıza fısıldar ,
"Yakamı bırak da gideyim
Köşebaşını tutan leylâk kokusu"
yazın ,şanslı bi sokağın kiraz ağacının , bi dalından bi avuç .. hadi daha az..
iki sap , ikiz kiraz hiç koparmadınız mı ?
sonbaharı sokağın..ayağınıza solmuş bi çınar yaprağı hiç dolaşmadı mı ?
kış.. ayakklarınız karda , hiç üşümedi..sevdiğiniz kadının yada erkeğin ,
ayak izlerini aramadınız mı ?
/ merak ederim !!!..Vivaldi , Dört Mevsim’i nasıl yazdı ?...
pencereden sokağa bakarak..sokağın sesini dinleyerek mi ?..
yoksa sokağa inip;
sevinçli,telaşlı kuş,kelebek kanatlarını..arı vızıltılarını..
yağmurun damlalarını..rüzgarın ıslığını..
güneşin sıcağı..karın sesliğini ..
önce kulağına ,sonra mı ? kağıda yazdı ..
öyle ya koca piyanoyu sokağa kuracak değil ya.. onca güzelim an’ı ,
uyduracak değil ya..o bir sanatçı...
elbette hayal gücü var ..hayalin , güçlü olması için,yaşamak,
hissetmek gerekli değil mi ?
hay aksi ! sokağı şaşırdım..aklımın dar sokaklarına kadar çıktım...
koca piyanoyu bırakalım yerinde , ağır kalsın..
demek istediğm, sokağın yakışıklıları,
gitar,klarnet,darbuka,keman..sazın kolay taşınanı../
sokağın en öfkeli amcası , duvarlara içini dökünce,
"buraya çöp dökenin,işeyenin anasını,avradını..."
sokağın dili olur,küfrederek..
sokakta romans !..
sokağın romantiğinin,bi türlü sevdiğinin yüzüne söyleyemedği ,
ilan ı aşk ;
"ulan yaktın be..Ayşe ,seni seviyom lan"
sokağın pencerelerinden ,yeni pişen biber dolmasının kokusu ,
kimi çocukluğuna götürmez ki ?..
kim anasını , evinin şevkât kokusunu hatırlamaz ki ?
sokağın en çok canı kuytularda..derinlerde..arkalarda yanar ...
dahi , canını kaybeder..
arka sokaklar ağır kanar...
bi sabah ezanı ,imam camiye giderken..serhoş, meyhaneden dönerken..
kim imanlı ,kim imansız
kim suçlu , kim suçsuz
kim güçlü , kim güçsüz
alacakaranlıkta hepsi birbirine sarmaşdolaş...
s o k a k ç o c u k l a r ı . . .
sokağın alacakaranlığında durma kanayan yarasıdır..sokağın çocukları ...
onlar biraz "Perçemli Sokak"ta yaşarlar..
"Bacaların da kuşları var
Toplu iğnelerden körpe
Yağmurların evinde
İkiz aynası çocukların
Lambaların şiltesinde uyurlar
Ellerinde çitlenbik ağaçları
Şehirler gibi dalgalanır rüzgârda
Uzun saçlı gözleri" (oktay Rıfat)
az daha unutuyordum !.. keşke unutabilseydim ! sokakların darbeleri de var ! ..
ardında postal sesleriyle..ağzında yüreğin..evine gidemezsin..tanıdığın bütün kapılar yüzüne kapanır..sokakta kalakalırsın ..
şansın varsa ..karanlığa sarınıp saklanırsın sabaha..
yada.. kaybolursun sokakta...
sokak gözetler..
İsa’nın tablolardaki bakışları !
hani ,nereye gitsen ..
gözler üstünde kalır..
sokaktaki yürüyüşü güzel bitirmeliyim !..
sokağın yüzünü güldüren..yüzünün akı ,çingenelerle..
adlarını pembeye canı gönülden veren..sokağı çiçekleriyle,şarkıları ile süsleyen ,
kimlikleriyle ne yerinen , ne övünen,
sevincini ,kederini doya doya yaşayan canım çingeneler..
s o k a k !
adıyla..sesi , kokusuyla..
dili..acısı ,sevinci. ,neşesi ,
kederi..kavgası..
çeri , çöpü..
çıkmazı , bi caddeye çıkanı..
güzeli , çirkini..
yoksulu , varsılı..
pasaklısısı , şıkı ile
yaşayan, elini neresesine koyarsan nabzı orada atan bir canlı ,sokak...
ister ağır ağır çıkın..ister kendinizi sokağa atın..bi derin nefes alın...
kimbilir ! selâmlayacak bi dosta rastlarsınız...
sokak bu !.. sürprizlerle dolu..
sokak , hiçkimsenin ve sokak herkesin...
"Yönetmeni sensin seyrin, sendedir bakış açısı.
Hangi gözle bakarsan, öyle görüyorsun sokağı. "(E.Cansever)
şebnem
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.