Bir Avukatın Günlüğünden, Acımak...
Bugün İstanbul’da göreve başlamamın ilk günü.Dosyaların içinde kayboldum neredeyse.İlk günün ezikliği işte.Gözümde canlanıyor;
İleri ki yıllarda nişanlım benden sıkılacak,çünkü mesleğime duyduğum aşk yüzünden nişanlıma yeterinde ilgi gösteremeyeceğim.Biliyorum zor olacak ama elimden geleni yapacağım.Belki de fazlasını...
...Bir ay oldu,alışıyorum yavaş yavaş.Savcım ’Hazırlan,gidiyoruz’ dedi. Davaya gidiyorduk.Heyecanlanmıştım.Belki savunma yapmayacaktım ama o salonun heyecanı,oradaki hava,benim özgüvenimi yerine getirecekti.Yola çaktık.Kalbim saatli bomba gibiydi.Her an patlamaya hazır.En sonunda varmıştık.Ama gittiğimiz yer adliye değildi.Yıkık dökük evler,yerler çamur.Üstü başı yırtık,ayağında giymekten çürümüş ayakkabıları olan çocuklar.Kafamı birden çevirdim ve çalışır halde olan iş makinaları.Ne olduğunu anlamadım.Birden yükselen ses ’Yıkın!’.Birden irkildim.Gece konduları yıkmaya başladılar.Gözyaşlarıma zoraki hakim olabiliyordum.Sonra karşıma küçük bir kız çocuğu geçti.Ağlamıyordu ama gözleri dolu doluydu.Acıma duygularımı ilk kez bu kadar yoğun hissettim.Yağmur yağmaya başladı. Ruhumun kirlerini yıkıyordu sanki. Acımasızlığım,bencilliğimi,her ne varsa.Dizlerimin bağı çözüldü.O an toprağa gömülsem gıkımı bile çıkarmazdım sanki.Birden esen rüzgar bir tokat misali vuruyor yüzüme.Çaresizliğin demindeyim ilk ve son kez,umarım...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.