- 1052 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
Ne Dersin?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
‘’İşte burada!’’ diye masanın üzerini işaret etti.
Masanın ortasında, alçıdan bir büst duvara doğru bakıyordu.
‘’Bakışlarından rahatsız oldum, çevirdim.’’ dedi.
Klasik sanata meraklı olduğumu biliyordu. Ben de onun yüzünü kara çıkarmadım.
‘’Bunu Vatikan müzesinde görmüştüm. Belvedere Apollon’u diye bilinir. Antik Yunan’ın Roma kopyası. Seninki onun küçültülmüş bir modeli. Orijinali bir insandan daha büyük.’’
Şaşkınlıkla bana baktı:
‘’Ne o, çalışıp da mı geldin?’’
‘’Yok, öyle değil. Müzeyi gezerken Cahide’yle bu büst yüzünden tartışmaya başlamıştık. Ben hayran kalmıştım, o ise ‘’Bu kadar büyük büst mü olur?’’ diye beni terslemişti. O tartışmadan sonra da geziden hayır gelmemişti. Uzun sözün kısası, Apollon’un bu heykelinin hayatımda bir yeri var.’’
‘’Oldu o zaman.’’ Oturmam için kanepeyi işaret etti; ben de paltomu çıkarıp oraya geçtim. Karşımdaki koltuğa oturdu. Bir sigara yaktı. Birkaç nefesten sonra anlatmaya başladı.
‘’Heykeli resmini yapmak için aldım. Akademi öğrencileri için model satan yerler var, onlardan birinden. Çalışmaya başladıktan sonra büstün sıradan bir alçı model olmadığını düşünmeye başladım.’’
‘’Başka bir madde mi kullandıklarını düşünüyorsun?’’
‘’Yok, başka bir maddeden çok canlı gibi olması dikkatimi çekti. Sanki beni odada izliyordu.’’
Sigarasının dumanı bana kahve içmediğimi hatırlattı. Ama o konuya daldığından, kahve içmediğimizin farkında değildi.
‘’Bir süre sonra resmini yapmaktan vazgeçtim, büstün kafasını da duvara doğru çevirdim.’’
‘’İyi yapmışsın.’’dedim. Heykelin kendisini gözlediğini düşünen birine başka ne denirdi ki?
Sigarasından son bir nefes daha çekti, sonra sadece yarısını içmiş olmasına rağmen söndürdü. Bir şeyler daha söylememi bekliyor gibiydi.
‘’İstersen sana bir iyilik yapabilirim. Madem resmini yapmayı bırakmışsın, heykele ihtiyacın kalmamış. Onu ben alayım, böylece seni rahatsız etmez.’’
‘’Sen onunla ne yapacaksın?’’
‘’Yalnız bir adam bir heykel başıyla ne yaparsa onu. Konuşacağım.’’
‘’Seninle konuşacağını mı düşünüyorsun?’’
‘’Sen onun sana baktığını düşünüyorsun ama.’’
Cevap vermedi. Getirdiği bir bezle heykeli paketledik. Sonra onu koltuğumun altına aldım, ‘’İyi geceler’’ dileyip çıktım.
Hava soğuktu ama evim yakın olduğu için taksiye binmedim. Yürürken onun sorusunu düşündüm. Bu heykelle ne yapacaktım? Bir köşeye koyabilirdim. Tepesine mum dikerdim, mumluk olurdu. Daha iyisi, etrafına mumları dizer, eve getirdiğim kızlara ‘’Atalarımın inancından vazgeçemedim’’ deyip egzotik bir atmosfer yaratabilirdim. Belki de arkadaşım büstün canlı olduğunda haklıydı. Olabilirdi, daha önce evimde heykel bulundurmamıştım. Neler yapabilecekleri konusunda bir fikrim yoktu.
Peki ya canlanırsa, o zaman ne yapacaktım? ‘’Kusura bakma Apollon, modan geçti.’’ mi diyecektim? İnsan evinde bir tanrı bulursa ne yapar? İkram da mı bulunur? O oturana kadar ayakta mı durur? Sohbet konusu mu arar, yoksa o buyuruncaya değin susar mı?
Kendi kendime gülerken durdum. Bugün yaşamasalar da geçmişteki birilerinin kutsalıyla dalga geçtiğimi farkettim. Ağır bir yüktü koltuğumun altındaki. Baktım bu sorumluluk bana fazla geliyor, büstü ilk gördüğüm çöp tenekesine attım.
YORUMLAR
kısa öz şiirleri hep sevmişimdir tesadüfen sayfanızda bulunup resminizdeki heykel etkilemişti sanki utanıyordu yada o kadar düşünceler vardı ki eğikti başı...öyküyü okuyunca resminizle alakalı olması şaşırtsa da çok isabetli olmuş sayın ilhan bey saygılarımla...
İlhan Kemal
Tesekkur ederim oykulerim icin soylediginiz ovgu dolu sozlere. Yuzumu kizarttiniz bu soguk Nisan aksaminda.
İlhan Kemal
Diğer arkadaşlarım söylenmesi gerekenleri söylemişler yazı hakkında, bana da kutlamak kaldı.
Yazı zaten hak ettiği yere gelmiş, tebrik ederim
saygı ve selamlar
İlhan Kemal
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygımla.
“Baktım bu sorumluluk bana fazla geliyor, büstü ilk gördüğüm çöp tenekesine attım.”
Ne bileyim, sanki bir “tırsma” durumları var ortada. Sorumluluk mazereti ile zevahiri kurtarmaya çalışıyor kahramanımız.
Acaba diyorum; şöyle göğüs dekolteli bir “Afrodit” büstünü de bu kadar kolay sallar mıydın çöp tenekesine e köftehor diyesim geldi kahramanımıza, affınıza mağruren :- )
Tebrikler, selamlar
İlhan Kemal
Gülümseten yorumunuz için en içten teşekkürlerimle.
Yine muzipçe, yine beklenmeyen, yine şaşırtan ve yine tebessüm ettiren bir son.
Kalemi mi çılgın kendisi mi bu yazarın bilmiyorum. Ama çılgınlığını kıskanıyorum.
Günün yazısı seçilmiş öyküsü.
Ben şimdiye kadar okuduğum her öyküsünü günümün yazısı olarak seçmiştim gönlümde.
Tebrik ediyorum İlhan kardeşim.
Saygı ve sevgiyle kal...
İlhan Kemal
Hep çok güzel yorumlar yapıyorsunuz. Teşekkür ederim. Saygılarımla.
İlhan Kemal
Özgün çalışmalar konusunda ilk sıralara yerleşen isim, İlhan Kemal. Aldığı yorumlarla ve yorumlara verdiği cevaplarla takip edilmesi gereken keyifli bir sayfa. Uzun uzadıya bir okur-yazar köşe kapmacası gibi geliyor bu sayfada yaşanan muhabbet. Okurlar mı kazanacak yazar mı vazgeçecek ipi göğüslemekten doğrusu şimdilik muamma.
Gözden kaçan basit anları yakalayıp çıkaran ustalıklı bir kalem oynatışın ve okuru sürükleyen yazar baştan çıkarıcılığı.
Tebrik edebiliyorum bende yalnızca tüm okurlar kadar. Selamla...
Aynur Engindeniz
İlhan Kemal
Çok güzel sözler yazmışsınız. Umarım onları hakedebiliyorumdur. Saygılarımla.
Tek kelimeyle mükemmeldi. Harika bir konu ve hoş diyaloglar. Güne gelmesine çok sevindim. Tebrikler.
İlhan Kemal
Öncelikle tebrik ediyorum. Sürekli aynı şekilde sizi ne kadar başarılı bulduğumu söylememe gerek yok sanırım. Duymaktan sıkılmamanız açısından...
Ama söylemeden geçemeyeceğim; ilk kez bir öykünüzde gelişine yazılmış cümleler gördüm.
"Sigarasının dumanı bana geldikçe benim canım da kahve istiyordu. Ama o konuya dalmış, benim kahve servisini beklediğimin farkında değildi." Bence bu cümleleri bir kez daha okuyunca beni anlayacaksınız.
Tekin Beye katılıyorum. Zira ben de romanınız için sırada bekleyebileceklerdenim.
Saygılar.
İlhan Kemal
Roman başka bir dünya. Ama benim gibi bilimkurgu romanı yazma hayalleriniz varsa önce bir evren yaratmalısınız. Ben daha bir büstü koltuğumun altında taşıyamıyorum. Saygılarımla.
Aynur Engindeniz
Alınmadığınıza sevindim. Açıkçası yazıp yazmamak arasında gidip geldim bir kaç dakika. Gördüğümü söylememin, size karşı bir borç olduğunu düşündüm.
Takibinizdeyim. Siz yazmanıza bakın, dar vakit geniş vakit mühim değil. Nasılsa göç yolda düzeliyor.
Bilim kurgu fikri çok güzel. O halde beni şimdiden "haberdar edilecekler" listesinin ikinci sırasına kaydedebilirsiniz.
Şimdi yazıyı bir kez daha okumak istiyorum.
İzninizle,
Saygılar.
canandemirel
İlhan Kemal
İlhan Kemal
Okurken çok güldüm....ben de bir Apolllon büstü var ve üstelik ben çizdim..
neredeyse üç gündür düşünüyorum çizdiğim bu sevimsiz büste ne şiir yazayım diye.. en iyisi sizin yazınızdan bir alıntı yapayım..
Şaka bir yana ama yazıyı çok sevdim...Tebrikler...
Sevgilerimle..iyi geceler..
canandemirel tarafından 4/9/2011 8:44:22 AM zamanında düzenlenmiştir.
İlhan Kemal
Aynur Engindeniz
İlhama vesile olanı da, büstü de, yazarı da bir kez daha kutluyorum.
canandemirel
İlhan bey sizi yürekten kutluyorum..sevgiyle...
Üzülmesin kahraman. Büst olsa olsa göz hapsine alır, canlanma ihtimaline cevaben de ancak konuşmayı monolog olmaktan kurtarır. En bilemedi ilgiliymiş gibi görünen ilgisiz bir misafire ceza olarak hediye edebilir. Roman kurgusu zamanı gelmedi mi?