- 2835 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
GÖKÇEKIZ
Bir varmış,bir yokmuş...Torosların eteklerinde,yörüklerin obasında bir Gökçe kız yaşarmış...Kara kaşlı üzüm gözlü,ince belli,güzel mi güzel..Kınalı parmakları yün eğirirmiş.Gel zaman git zaman,bir Yörük beyinin oğlunun obaya yolu düşmüş.Yiğit mi yiğit görmüş Gökçe kız’ı görmez olaymış.Tepeden tırnağa Gökçe kız ’la yoğurulmuş hamuru sanki.Vurulmuş en karasından sevdanın.Ne çare Gökçe kız’da ona vurulmuş vurulmasına da,delikanlı evliymiş başka bir obadan..Suratsız,cadı bir kızla..Gökçe kız yemeden içmeden kesilmiş.Artık ne yün eğirir,ne süt sağar,nede güler oynarmış.Gökçe kız’ın halini görüp acırlarmış.Elden ne gelir.kızcağız ağlar,beyoğlu ağlar.aradan günler geçer dururmuş...
Bir gün Gökçe kız’ı istemeye gelmişler.babası ne bilir,ne anlar aşkı sevdayı acımasız adamın tekiymiş ? Hem anlasa ne olacakki? Ümitsiz hayırsız bir iş bu. Evli adama gönül vermek olur mu hiç diye düşünmüş.Gökçe kız’ı güya nişanlamışlar.Hiç taş toprak nişanlanırmı? Gökçe kız da tıpkı taş toprak gibi sağır,dilsiz ve hissizmiş evleneceği adama karşı.Bey oğlu diye atarmış yüreği..
Haber almış Bey oğlu.Duymuş ki,obanın güzeli kara ceylanını başkasına verecekler.Ciğerine bir yangın düşmüş ki düşman başına..Sabahı zor etmiş.binmiş yağız atına,soluğu Gökçe kız’ın kıl çadırının önünde almış.Başlamış bağırmaya.-Heyyy Gökçe kız, Gökçe kız, Al yazması akça kız..
Gökçe kız şaşkın perişan iri,kara gözleri mahmur,çadırın önüne çıkmış.Daha oba halkı uyanmadan Bey oğlu tuttuğu gibi elinden,obanın en güzel kızını atıvermiş atının terkisine.Kızcağız herşeyi göze almışmış zaten .Sevdiğiyle olmayacaksa,yaşamanın ne anlamı var ki diye düşünmüş.
Az gitmişler uz gitmişler,dere tepe düz gitmişler.Aç susuz bir dere kenarına varmışlar.
Dere seslenmiş: Hey aşıklar! eğer beni geçebilirseniz,size bir hediyem var,demiş.Bin bir zorluktan sonra atları ve kendileri bitkin durumda karşıya geçebilmişler.Dere demiş ki :Ben sözümde dururum yarenler,şu ağacın dibindeki iri,beyaz çakıl taşını alın,bu benim size düğün hediyemdir demiş.Gökçe kız ve sevdiği ’buda neye yarar ki’ diye düşünmüşler.Ama dere darılmasın diye çakıl taşını alıp yollarına devam etmişler.
Dereden bol su içtiklerinden sadece açlarmış.Bey oğlu yorgun bitkin,Gökçe kız’ı bir ağacın altına oturtup,ormanda avlayacak bir av aramaya başlamış.Bakmış bir tavşan;zavallı tavşancık dile gelmiş :Hey Bey oğlu! Beyin oğlu..Beni vurma daha küçük iki yavrum var.Ben ölürsem onlarda aç kalır ölürler demiş. Delikanlı açlık pahasına tavşancığı öldürmemiş.Kan ter içinde,aç susuz ağacın altına Gökçe Kız’ın yanına gelmiş. Gökçe Kızda ondan betermiş.Çaresiz Bey oğlu,almış yine Gökçe kızı atının terkisine,yorgun bitkin yola koyulmuşlar.
Yavaş yavaş giderlerken,bakmışlar ki bir sincap..ağzında ceviz,bir ağaç kovuğuna giriyor.Gökçe kız seslenmiş atın terkisinden :Hey sincap kardeş! Bak biz açız yorgunuz.Bize de birkaç ceviz versene.Sincap dile gelmiş: Hey Gökçe kız,al yanaklı akça kız..Bende de bir çocuk var.Ona bakmak zorundayım.Ama sizin aç kalmanıza da gönlüm razı olmaz.Şu vereceğim cevizlerin ikisini yeyin,diğerinide saklayın, hem sizde bilirsinizki :Ak akçe kara gün içindir demiş ..Gökçe kız’la Bey Oğlu,vardır bununda bir hikmeti diye ses etmemişler.
Cevizlerin ikisini yeyip birini saklamışlar.Gide gide bir köye ulaşmışlar.Allı güllü yemyeşil olan bu köyü pek sevmişler.Orada evlenip yerleşmek istemişler.Paraları yok,evleri yok.Bey oğlu,altın dolu keseleri,malı mülkü,obalarında bırakıp Gökçe kız’ın aşkından yanına para,altın almayı unutmuşmuş.Delikanlı kara, kara, düşünürken,cebinden pıt diye çakıltaşı yere düşmüş. Gökçe kız’la Bey Oğlu şaşırmış kalmışlar.Çakıltaşı bir kese altın olmasın mı..! Bu arada Gökçe kız’ın elindeki ceviz de yere düşmüş.Düşer düşmez,elbiseler,cehizler,sandıklar bohçalar...Ve Gökçe kıza al örtülü ipek gelinlik yerlere saçılmış. İki sevgili gözlerine inanamış.Derenin ve sincapın sözlerindeki hikmeti şimdi anlamışlar.
Altını satıp kırk gün kırk gece düğün yapmışlar.Fakir fukara yemiş içmiş bayram etmiş. Artan altınlarlada ev,tarla almışlar.Köyde böyle bir düğün ne görülmüş ne duyulmuş.kösler vurulmuş,halaylar çekilmiş.. Bey Oğlu beyaz at üstünde,Gökçe Kızsa ipek al gelinlik içinde yanakları elma gibi güler dururmuş.
Gökten iki elma düştü,biri sizin minik başınıza,biri de tüm sevenlerin...
RabiaBelgin
Bu yazının her türlü telif hakkı yazarın kendisine ve/veya temsilcisine aittir