- 869 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Bir Ruh Macerası
“Zeuksis, üzüm salkımlarını öylesine kusursuzca betimlemiş ki kuşlar yaptığı resmin çevresine üşüşmüş, resmi gagalamışlar.”
Plinius
“Bir Ruh Macerası” Ayşe Şasa’nın öz yaşam öyküsü. Kurguyla gerçekliğin ayırt edilemez biçimde iç içe geçen yaşam döngüsünden kekremsi, kesif kesitler sunuyor bize. Dış dünya ile kendi içsel varlığı arasındaki çatışma beraberinde-belki de -kübik bir algılamayı getiriyor.
Onun sözcüklerinin güneş huzmelerinden gözleri vardır. Gözlerin gözleri… Gözlerinin gözleri… Sonsuz bir girdap…
“Anlaşılmaktan daha tehlikeli bir durum var mı? Üstelik bu zaten olası değildir ki… Hep yanlış anlaşılırsın, oysa her zamankinden daha yalnızsındır.”diyen ressama sanki ruh yakınlığı vardır, onun.
Yine:“…Özellikle önemli olan şey de ne yapmak istediğin, neye niyetlendiğindir ama bunun resmi yapılamaz.”diyen Picasso’ ya Ayşe Şasa sözcükleri “kesilmiş pırlanta yüzeyleri gibi” karşılık veriyor, adeta.
Yelesiz, pençesiz kalmış bir aslanın cılız kükreyişi gibi geçen çocukluğunun, içimize işleyen öyküsü… Öyküde ki her sözcüğün mıknatısla yüklenmiş gibi üstümüze gelmesinden; yakamıza, dilimize, beynimize yapışmasından… İstesek de kopamıyoruz. Yüreğimizin yörüngesini bir çomak gibi karıştırıyor Ayşe Şasa.
Sorguluyor, irdeliyor; kâh isyan ediyor kâh savuruyor, hırpalıyor bizi. Ve düşünce yumağımız karmakarışık bir hal alıyor. Çözmeye çalıştıkça içimizde bir yerler kanıyor.
O, kendisiyle ne kadar boğuşuyorsa biz iki katı kendimizle…
Ayşe Şasa bize bizi hatırlatıyor. Kendimizi nerde bıraktığımızı, her birini bir yerlerde unuttuğumuz parçalarımızı nasıl toplayacağımızın adresini veriyor adeta bize. Yek olmanın anahtarını sunuyor. Gerçek bir ilham kaynağı Ayşe Şasa, bir taraftan ruhuyla boğuşadursun, diğer taraftan geride kalan ruhlarımıza yetişebilmemiz için bize yardım ediyor.
Şeyh ül Ekber’in aşkıyla konuşan kaleminin edası artık ‘BİLİNMEK İSTENENİN‘yerleşmiş sevgi ve muhabbetinin sarhoşluğuyla o, yazılarını - Geylâni’ye gelecekten haber veren - Ay’ın kraterlerine yazıyor.
Her dem Allah’ın izniyle nice kalplerin genişlemesine vesile olacağına inancım sonsuz.
‘’Yazan, Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, yazsın!’’
(Bakara:282)
Gönül Gençyılmaz