- 1856 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
OF BİLE DEME ANA'YA BABA'YA
Kıymetli okurlar,
Bizleri doğuran ve sevgiyle, şefkatle büyüten analarımız, bizleri koruyan ailelerimizin, evlerimizin direği babalarımız, bu muhterem insanlara ne kadar saygı gösteriyoruz? Onlara saygıda sevgide şefkatte kusur etmememiz gerektiğinin bilincinde miyiz?
Kıymetli okurlar eskiden ailelerimiz çok kalabalık bir şekilde hep bir arada yaşardı. Yani her evde on oniki kişi yaşardı. Bu şehirde de kasabada da köyde de aynıydı, dolayısıyla çocukluk, gençlik ve yaşlılık dönemlerini iç içe yaşıyorduk. Yani dedeler, torunlar, gelinler, evlatlar her şeyi beraber paylaşırdık.
Hayat şartlarından mı diyelim, gelenek göreneklerimizin kaybolmasından mı diyelim, kültür erozyonundan mı diyelim bilmiyorum, bildiğim tek şey var, o da anaya, babaya, büyüğe, küçüğe saygının sevginin hızlı bir şekilde azalması hatta kaybolması.
Yaşadığımız hayatta birinci vazifemiz olan anaya babaya karşı şefkat ve merhametli olma görevimizi ne kadar yapabiliyoruz veya yapıyor muyuz?
Bizleri dünyaya getiren anamızı göz önüne alırsak, bizleri dünyaya getirinceye kadar karnında taşıdığı dokuz ay on günlük zamanı boyunca, nasıl ve ne güçlükler geçirdi, bizler bunu biliyor muyuz?
Bence hayır, kesinlikle bilemeyiz, bırakın bilmeyi tahmin bile edemeyiz, onu en iyi bilen, o anı yaşayan analarımızdır.
Peki, bu durumu geçelim değerli okurlar, bizleri dünyaya getiren analarımız dünyaya getirdikten sonra, ne zahmetler, ne çileler, ne acılar çektiler, bilebilir miyiz veya tahmin edebilir miyiz?
Bence hayır. Ne bilebiliriz nede tahmin edebiliriz. Onu da yine en iyi bilen analarımız ve babalarımızdır.
Bizleri bir zahmetlerle, el bebek gül bebek büyüten analarımız bizler için canını hiç düşünmeden feda edebilen analarımız babalarımız, yaşlandıklarında bizlerden ne kadar ilgi görüyorlar, onlara ne kadar ilgi gösterebiliyoruz?
Bizler çocukluk dönemlerimizde anne-baba şefkatini ararız değil mi? İşte onlarda yaşlandıklarında bizlerin sevgi ve şefkatini beklerler değerli okurlar.
Günümüzde maalesef yukarıda bahsettiğim bir arada yaşama yani dedelerin, ninelerin, evlenmiş ve evlenmemiş oğullarıyla, kızlarıyla gelinleriyle birlikte yaşayan aile sayısı yok denecek kadar azdır.
Değerli dostlar, yaşlılık aynı zamanda güçten düşme ve bazı uzuvların işlevini yerine getirememe durumudur. Bu durumu kısaca şöyle açıklayabiliriz; foksiyon kaybı, yani ruhi ve zihni hastalıkların artması, kendi kendine bakamama, yani başkasının yardımına ihtiyaç duyma diyebiliriz.
Bütün bunları göz önüne alırsak yaşlı ana babalarımıza bakmanın ne kadar önemli olduğunu görür ve anlarız. Yüce Allah’ın buyruğu da bu yöndedir. Anaya ve babaya iyilik sevgi şefkat le yaklaşmamız, onlara bakmamız ve onlara öf bile demememizi emretmiştir.
Allah celle celaluhu, onlara dua etmemizi ve dua ederken kendi küçüklüğümüzü hatırlamamızı, anamızın bizi dokuz ay on gün nasıl karnında taşıdığını ne zorluklar çektiğini kendi özünden çıkan sütle bizleri besleyip büyüttüğünü, gecelerini uykusuz geçirdiğini senin uyuman için nasıl çaba sarf ettiğini, babanın senin için gecesini gündüzüne katarak çalıştığını unutma!
Onun için yaşlılarımıza elimizden geldiğince hoş davranmak onların bu son günlerinde gönlünü almak dualarını almak bizlerin birinci vazifesidir. Yarın bizler de yaşlandığımız zaman aynı duruma düşeceğimizi aklımızdan çıkarmamalıyız
Saygılarımla..
Sami ASLAN-Şair yazar
YORUMLAR
hocam bu yazınız beni çok korkuttu
çünkü her kelimesi doğru
malesef artık büyüklerimizi hayatımızda fazlalık görmeye başladık.
ne zaman ki vefat ederler vahvah ederiz
aslında onların, bırakın evimizde olmasını sadece hayatta olmaları bile
duaları ile ayakta durmamızı sağlıyor.
aile terbiyesi almış her insan bunu bilir.
çınarlarımızı kaybetmeden kıymetlerini bilelim
bu konuyu paylaştığınız için çok teşekkür ederim sağolun
Sami ASLAN
değerince dğerinde bir paylaşım
değerlerimiz adına
alkışı hak eden mürekkeb-i ruha
selam saygılar
Sami ASLAN
Sami ASLAN tarafından 6/28/2011 1:22:29 AM zamanında düzenlenmiştir.
handan akbaş
Tebrikler, bu değerli paylaşım için.
Evet ...anne babalarımız, bizim varlık sebebimiz... öyle yalın ve öz anlatmışsınız ki üzerine yazacak yorum bulmak zor, günün yazısı benim için, saygılar.
Sami ASLAN
bugun geriye baktığımda...onların ardından...iyi ve hayırlı evlat olmuşum diye ..görebiliyorum...
ömrünü ailesine adamış biriyim..her kez bana ..seninde hayatın var yapma derken..son nefeslerini verene dek..onları pamuklarda sakladım....babamı 15 yıl... 2 yıl önce annemi kaybettim...2 yıl felçli yattı annem....of bile demeden..altından bile aldım..götürmediğim dr. hastane kalmadı...yeterki derdine çare olsun..bebekler gibi baktım...
bana hayatı boyunca hep dediki ben biliyorum ki..sen yanımda olduğunda..dünya batsa bana birşey olmaz..
ben hep onun ve babamın delikanlı kızıydım...bugun yüreğimde hiç keşkelerim yok onlarla ilgili...
kaleminize ..yüreğinize sağlık...güzel bir yazı..
babama yazdığım öykümü lütfedip okursanız...o güzel duyguyu benimle paylaşmış olursunuz...
saygılarımla
İnsanı iki şey öldürürmüş; birincisi sevmediği insanın silahından gelen mermi, İkincisi sevdiği insandan gelmeyen ilgi.Hele bu evlat olursa insan hergün ölür.Hep çocuk olmak isteriz.Çünkü o dönemde mutluyduk deriz.Mutluluğu veren anne babalarımız değil midir? O zaman yaşlılıklarında aynı mutluluğu vermeliyiz.
Güzl paylaşımdı.
Tebrikler