6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1579
Okunma
Ne kadar çok kalın bir kabuğun var, sana çok yakışan(şimdilik). Başkalarınca yadırganan.
Özelliğimdenmidir ? Yoksa özünü gördüğümden mi? Bilinmez ama, sert kalın kabuğunla sevdim seni, sevdim işte.
Zaman zaman düşünürüm bu kalın kabuğun oluşumunu...Sana soramam, es geçersin biliyorum.
İşine gelmeyen soruları duymaz, işine gelenleri anında yanıtlarsın. Yalan söylemeye dilin varmaz, onurundandır,
duyumsamayışın, aldırmayışın. Kimileri saygısız dese de bu tavrına, ben demem asla. Özün vurur göz bebeklerime.
Nerde kalmıştık, kabuğunda...
İlk aklıma gelen soru; yaratılıştan mı sert kabuğun? yoksa yaşadıkların mı kalınlaştırdı ?
Ön sezilerim derki yaşadıklarınla kalınlaştı, sertleşti bu kabuk. Sevgi ekip, hüzün dermen. İlgi verip, yalnızlık sarman.
Elini uzatıp, ortada kalması...İhanet,anlayışsızlık, öfkeli bakışlara şahhit olmak.Belki güvensizlik, belki korku...
Kimbilir belki de yaşam tarzı oldu sende...Her neyse, su gibi berrak,incitmekten korkan, sevgi pınarı oluşunu duyuyorum yürek kulağımla.
Sanki sen değilsin şiirleri yazan kişi, konuşurken. Ölümüne seven şiirler, konuşurken sevgi sözünden bi haber.
Tezat sarar duyuşları. Oysa sana duyulan sevgi, aslında şiirlerindeki ince, aşk dolu yüreğe...
Anlayamaz ben gibi seni, hiç kimse...Sana ne akıl vermeye gücüm yeter ne de yönlendirmeye...Vardır elbet bir bildiğin.
Zaman, mekan...Hiç bilinmez kabuk ne zaman kırılır, ulaşılır özüne...
Ne psikoloğum, ne de büyücü. bildiğim birşey varsa sert, kalın kabuklarını yüreğimin elleriyle soyup,
beynimin dudaklarıyla özüne ulaşmamdır.
Bekliyorum kendi ellerinle,kendi dilinle ve kendi gözlerinle, hayalimdeki sevdayı önüme sereceğin günü.
Ve hep bekleyeceğim...
Nilgün KURT/Yürek vuruşları-duyuşları çantamdan-1.not