- 943 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Bu bayram Beypazarındaydım...(2010)
Beypazarının dar ve cumbalı evlerinin huzur veren sokaklarında gezindim durdum...Yanımda eşim, oğlum, eş, dost var ama sanki yalnızdım o kahverenginin en sıcak tonlarındaki sokaklarda...Sokaklar güzel güzel olmasına da; tıpkı hayat gibi, ilerledikçe yoruyor insanı...Tatlı yokuşlar var ilk başta, yürüdükçe dikleşiyor yollar hepten...Ama sonuna kadar görmek gezmek istiyor insan...Ne kadar dik ve dikenli olsada hayatın yolları, hep gideceğimiz en son noktaya kadar ulaşmayı istemez miyiz? Can tatlı dedikleri bu olsa gerek...Nefes aldığımız sürece, yaşadığımızı hissetmez miyiz?
Dik yokuşun sonlarına doğru bir konağın kapısını çaldım...Devasa tahta bir kapı...Belli ki asırlık bir kapı...Koca koca zincirlere, asma kilitler vurulmuş...Gıcırdayarak açıldı kapı, içeri girdik ve başladılar Beypazarının tarihini anlatmaya...Bende kapının ardına geçip bir fotoğraf çektirdim...Kaderim kapıyı çalmış da, ben habersiz açıyormuşum gibi...Sephia tonlarında bir fotoğraf...Ben hala gülüyorum, kaderin bana getirdiklerine, çaresiz...
Kimbilir kimler çalıyor kapımızı? Kimleri buyur edip, kimleri def ediyoruz...Gelen insan olsun, istediğimiz sürece olur hayatımızda.Ama kapıyı çalan kaderse ve yanında getirdiği kederse...Yapacak birşey yok...Kadere de, kedere de eyvallah...
En dik yokuşu yürüyerek geldiğimiz o güzeel kapılı konaktan aşağıya doğru yürümeye başlamıştık...Yani zorlukları aşmıştık ve şimdi zevkle yürüyorduk Beypazarının sokaklarında...Tıpkı hayatımızdaki zorlukları aşıp, huzura ermemiz gibi...
Aşağıya doğru yürürken, bir başka konağın avlusunun duvarına yaslandım...Buz gibi taşlara dayadım sırtımı, içimdeki harareti alsın, ruhumu da serinletsin diye...Yorulduğumda yaslandığım o duvar bir nebze rahatlattı beni...Hayatımızda da yaslandığımız onlarca duvar yokmu...
YORUMLAR
Beypazarına bir arkadaşımızı ziyarete gitmiştik, öyle çok fazla gezmedik, konaklarını falan.
Yazınızın başlığı dikkatimi çekti okudum, yeni arkadaşlarımızdan olduğunuzu anladım.
Öncelikle hoş geldiniz, bu günlerde biraz seyrek girebildim siteye, ilk yazılarınızı kaçırmışım, geri dönük okumaya gayret edeceğim.
İyi ki geldiniz,yeni yazılarınızda buluşmak üzere, selamlar.
(( Seçil Nimet ))
(( Seçil Nimet ))
(( Seçil Nimet ))
handan akbaş
Yorumuma öyle candan bir cevap yazmışsıız ki, çok teşekkür ederim.Okumayı, arkadaşlarımla yazdıklarımızı paylaşmayı seviyorum, yeni kalemler yeni dünyalardır, kimi dertli, kimi neşeli.
Siz yazın , nasıl olursa olsun okuruz arkadaşım, size sağlıklı, huzurlu gülüşünüzü hiç soldurmayacak günler diliyorum, selamlar.
(( Seçil Nimet ))
(( Seçil Nimet ))
Yokuşlar hep zor gelir çıkarken ve inerken unuturuz çıktığımız zamanki zorlukları.Eğer unutmayı bilmeseydik bir daha çıkarmıydık o yokuşlardan.Ya da yolun sonundaki güzelliği düşünmesek tekrar göze alırmıyız o yokuşu çıkmayı.
Hayatın rengide bu iniş ve çıkışlarda değilmidir?
Bu kısa yazılar çok hoşuma gitti.
sevgiler
(( Seçil Nimet ))
(( Seçil Nimet ))
Sizi okumayı sevdim ben. Meğer ki büyüdüğüm iklimlerin toprakları dokunmuş ayaklarınıza ve sırtınızı vermişsiniz taş duvarlara. Bambaşka şenlik yeri bir dünya bekliyor sizi o dakikadan sonra. Bende anlatmak isterdim taşımı toprağımı ama siz öyle bir anlatmışsınız ki, hiç mübalağa etmiyorum artık eksik kalırım anlatmaya kalkarsam. Vatan sevmesini bilenin midir yoksa diye düşünüyorum şimdi. İmbikten damlıyor kelimeleriniz cümleleriniz. Misk gibi, amber kokulu. Sevgimi kabul edin lütfen.
asran tarafından 4/7/2011 6:02:22 PM zamanında düzenlenmiştir.