Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
(( Seçil Nimet ))
(( Seçil Nimet ))
@--secilnimet--

Bu bayram Beypazarındaydım...(2010)

7 Nisan 2011 Perşembe
Yorum

Bu bayram Beypazarındaydım...(2010)

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

963

Okunma

Bu bayram Beypazarındaydım...(2010)

Bu bayram Beypazarındaydım...(2010)


Beypazarının dar ve cumbalı evlerinin huzur veren sokaklarında gezindim durdum...Yanımda eşim, oğlum, eş, dost var ama sanki yalnızdım o kahverenginin en sıcak tonlarındaki sokaklarda...Sokaklar güzel güzel olmasına da; tıpkı hayat gibi, ilerledikçe yoruyor insanı...Tatlı yokuşlar var ilk başta, yürüdükçe dikleşiyor yollar hepten...Ama sonuna kadar görmek gezmek istiyor insan...Ne kadar dik ve dikenli olsada hayatın yolları, hep gideceğimiz en son noktaya kadar ulaşmayı istemez miyiz? Can tatlı dedikleri bu olsa gerek...Nefes aldığımız sürece, yaşadığımızı hissetmez miyiz?

Dik yokuşun sonlarına doğru bir konağın kapısını çaldım...Devasa tahta bir kapı...Belli ki asırlık bir kapı...Koca koca zincirlere, asma kilitler vurulmuş...Gıcırdayarak açıldı kapı, içeri girdik ve başladılar Beypazarının tarihini anlatmaya...Bende kapının ardına geçip bir fotoğraf çektirdim...Kaderim kapıyı çalmış da, ben habersiz açıyormuşum gibi...Sephia tonlarında bir fotoğraf...Ben hala gülüyorum, kaderin bana getirdiklerine, çaresiz...

Kimbilir kimler çalıyor kapımızı? Kimleri buyur edip, kimleri def ediyoruz...Gelen insan olsun, istediğimiz sürece olur hayatımızda.Ama kapıyı çalan kaderse ve yanında getirdiği kederse...Yapacak birşey yok...Kadere de, kedere de eyvallah...

En dik yokuşu yürüyerek geldiğimiz o güzeel kapılı konaktan aşağıya doğru yürümeye başlamıştık...Yani zorlukları aşmıştık ve şimdi zevkle yürüyorduk Beypazarının sokaklarında...Tıpkı hayatımızdaki zorlukları aşıp, huzura ermemiz gibi...

Aşağıya doğru yürürken, bir başka konağın avlusunun duvarına yaslandım...Buz gibi taşlara dayadım sırtımı, içimdeki harareti alsın, ruhumu da serinletsin diye...Yorulduğumda yaslandığım o duvar bir nebze rahatlattı beni...Hayatımızda da yaslandığımız onlarca duvar yokmu...

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bu bayram beypazarındaydım...(2010) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bu bayram beypazarındaydım...(2010) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bu bayram Beypazarındaydım...(2010) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
8.4.2011 11:19:35
Beypazarına bir arkadaşımızı ziyarete gitmiştik, öyle çok fazla gezmedik, konaklarını falan.
Yazınızın başlığı dikkatimi çekti okudum, yeni arkadaşlarımızdan olduğunuzu anladım.
Öncelikle hoş geldiniz, bu günlerde biraz seyrek girebildim siteye, ilk yazılarınızı kaçırmışım, geri dönük okumaya gayret edeceğim.
İyi ki geldiniz,yeni yazılarınızda buluşmak üzere, selamlar.
UNALAN
UNALAN, @unalan
8.4.2011 09:06:16
Her yöresi bir cennet, memleket kokuyor, vatan kokuyor güzel yazınız değerli yazarım, kapınızı hep dostlar çalsın ve hep iyi kader çalsın, kötüklüklerden uzak derken, bu çok güzel yazınızı kutluyorum, selam ile.
incidal
incidal, @incidal
7.4.2011 19:33:11
Yokuşlar hep zor gelir çıkarken ve inerken unuturuz çıktığımız zamanki zorlukları.Eğer unutmayı bilmeseydik bir daha çıkarmıydık o yokuşlardan.Ya da yolun sonundaki güzelliği düşünmesek tekrar göze alırmıyız o yokuşu çıkmayı.

Hayatın rengide bu iniş ve çıkışlarda değilmidir?

Bu kısa yazılar çok hoşuma gitti.
sevgiler

asran
asran, @asran
7.4.2011 18:02:02
10 puan verdi
Sizi okumayı sevdim ben. Meğer ki büyüdüğüm iklimlerin toprakları dokunmuş ayaklarınıza ve sırtınızı vermişsiniz taş duvarlara. Bambaşka şenlik yeri bir dünya bekliyor sizi o dakikadan sonra. Bende anlatmak isterdim taşımı toprağımı ama siz öyle bir anlatmışsınız ki, hiç mübalağa etmiyorum artık eksik kalırım anlatmaya kalkarsam. Vatan sevmesini bilenin midir yoksa diye düşünüyorum şimdi. İmbikten damlıyor kelimeleriniz cümleleriniz. Misk gibi, amber kokulu. Sevgimi kabul edin lütfen.

asran tarafından 4/7/2011 6:02:22 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.