- 1182 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kime ve Neye Kulluk?
Yaşamın ve ölümün yaratılma nedenini, "O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı..." (Mülk Suresi, 2) ayetiyle bildirir Yüce Allah. İnsan dünyada kendisi için belirlenmiş olan yaşamı süresince bu konuda imtihan olur.
"Ben iman ettim" demek yeterli değildir. Kişi, Allah’a olan imanı, bağlılığı, kararlılığı, sabrı ve özel olarak yaratılan olaylarla sınanır.
Allah’a kulluk, yaşamı Allah korkusu ve O’nun hoşnutluğu üzerine inşa etmektir ve "…Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır." (Enam Suresi, 162) ayetiyle dikkat çekildiği üzere insanın tüm yaşamını kapsar. Vicdanlı ve samimi bir insanın yapması gereken, kulluk bilinci taşımak, yaratılış amacını düşünmek ve tüm yaşamını Yüce Rabb’imizin bildirdiği şekilde, O’nun sınırlarını koruyarak geçirmeye çalışmaktır.
Allah’ın verdiği nimetler, Allah’ın hoşnutluğunu kazanabilmek için yalnızca birer araçtır. Dolayısıyla insanın ölümü, yapayalnız Allah huzurunda sorgulanacağını, cennet ve cehennemi unutarak yalnızca dünyevi çıkarlar peşinde olması büyük yanılgıdır.
Şeytan insana imanı yaşamayı zor ve sıkıntılı gösterir. Ancak Allah, samimi kullarına imanı sevdirir ve onları karanlıklardan çıkararak Kendi dosdoğru, aydınlık yoluna iletir. Dolayısıyla sinsi karakterli şeytan, Allah’a kullukta samimi çaba içinde olan müminleri verdiği telkinlerle kandıramaz, yaşadıkları aydınlıktan kendi bataklığına çekemez.
Gerçek sıkıntı ve eziyet, “…Kim Allah’a ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş de onu bir kuş kapıvermiş veya rüzgar onu ıssız bir yere sürükleyip atmış gibidir.” (Hac Suresi, 31) ayetiyle bildirildiği üzere, şirktedir. Sahte ilahlarını terk ederek Allah’a yönelen bir insan, boşlukta sürüklenmekten kurtulur, tek gerçek ilah olan Allah’a sığınarak, yalnız O’na kulluk ederek huzur ve güven içinde yaşar. Şirkin karanlıklarından –Allah’ın dilemesiyle- nura çıkar.
Şirk, yalnız birtakım eşya ya da putlara tapmakla sınırlı değildir. Allah’tan başka varlıklardan yardım beklemek, onların hoşnutluğunu aramak ve Allah dışında başka bir varlığın rızasını Allah rızasına tercih etmek; bunların tümü, Allah’tan başka ilah edinmektir, şirktir. İnsanın kendisini bu durumdan uzak/müstağni görmesi büyük hatadır.
Hırsla dünyevi hedeflere yönelen insanın, şuurunda olmadığı bir başka gerçek daha vardır. Dünya hayatında kulluk ettiği onlarca putu bırakıp yalnızca Allah’a kulluk etmediği sürece asla gerçek huzuru bulamayacaktır. Çünkü insanın nefsi sınır tanımaz ve bitmek tükenmek bilmez tutkulara sahiptir. Bencil tutkularının tatmini için yaşayan kişi, herşeye sahip olsa da, nefsi asla tatmin olmaz. Sahip olduğu herşey daha da tatminsiz olmasına yol açar; çünkü hepsinin daha iyisi ve daha kusursuzu vardır. Sürekli bir başka tutkunun peşinde koşarak azgınlaşan birinin kuşkusuz mutlu bir yaşamı olmayacaktır.
İnsanın, kendisiyle ilgili olumsuz bir şeyi duyduğu anda değiştirmesi gerekir. Ayette iman sahipleri, ”İşittik icabet ettik” derler. İnsan şirk koşuyorsa, ”tamam sonra düzelteceğim” demesi samimiyetsizliktir. Anında değiştirmelidir; çünkü vakti olmayabilir. Aksini düşünüyorsa, Allah korkusunu gözden geçirmelidir.
İnsanların mutluluk ve nimetler içinde yaşayabilmelerinin tek yolu, yalnızca Allah’a kulluk etme bilincini taşımalarıdır. Bu gerçek unutulduğunda ahlaki dejenerasyon, insan ilişkilerindeki yozlaşma, çıkar ve beklentilere dayalı ilişkiler, güçlünün zayıfı ezmesi, acımasızlık, zalimlik, sahtekarlık ve düşmanlığa hayat sahası açılır. Allah’ın buyruklarını terk edip, kendi hevalarına uymaları, insanları ciddi dejenerasyona sürükler.
Bu şuurla, yaşamlarını Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak doğrultusunda sürdüren insanlar, dünyayı bencil tutkularını gerçekleştirebilecekleri bir mekân olarak görmezler. Nefislerini tatmin etme gibi bir hırs içinde olmaz; Allah’a gereği gibi kulluk etme konusunda samimi istek taşırlar. Ölümün yakınlığını, cennet ve cehennemi tefekkür ederler… Allah’ın gizlinin gizlisini bildiğinden ve yaptıklarından haberi olduğunun farkındadırlar ve bu nedenle davranışlarının her zaman Kuran ahlakına uygun olmasına titizlik gösterirler.
"Ben, yalnızca Allah’a kulluk etmek ve O’na ortak koşmamakla emrolundum. Ben ancak O’na davet ederim ve son dönüşüm O’nadır." (Ra’d Suresi, 36)
Fuat Türker
YORUMLAR
Gerçek sıkıntı ve eziyet, “…Kim Allah’a ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş de onu bir kuş kapıvermiş veya rüzgar onu ıssız bir yere sürükleyip atmış gibidir.” (Hac Suresi, 31) ayetiyle bildirildiği üzere, şirktedir. Sahte ilahlarını terk ederek Allah’a yönelen bir insan, boşlukta sürüklenmekten kurtulur, tek gerçek ilah olan Allah’a sığınarak, yalnız O’na kulluk ederek huzur ve güven içinde yaşar. Şirkin karanlıklarından –Allah’ın dilemesiyle- nura çıkar.
Bu güzel tokat gibi yüzümüzde patlayan gerçekleri tekrar tekrar okuyup,hayatımıza uygulamalı,gerçek aşkın sahipleri olmalıyız...Ne mutlu bana ki bu güzel yazıyı okuma şerefine nail oldum,işte anlattığınız gerçek aşk ile bugünkü yazım vücut bulmuş siz dostalırımla paylaşılmıştır.Selam ve hürmetlerimle
Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır." (Enam Suresi, 162) ...
Ahhh...Ah!
Kardeşimin vefatından sonra arkadaşlarının yaptığı bir konuşmada bu ayeti okuyup..Biz Adnan'ı bu ayete o kadar yakıştırıyoruz ki" demişlerdi.
Allah bu ayette bahsedilern kullarından olmamıza yardım etsin.
Selam saygı ve dua ile.