- 3087 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EĞİTİM YÖNETİMİ
Gelişen eğitim dünyasında, moralli, istekli, kendini yenileyebilen öğretmenlere ihtiyaç vardır. Eğitim yenilikçi, morali yüksek, verimli öğretmenlerin elinde gelişecektir. Günümüzde öğretmenlerin maddi açıdan beklentileri yüksek olduğu için, elde edemedikleri beklentilerinin moralsizliği, kendilerinin tüketildiği düşüncesi altında kalarak verimsizleşmektedirler. Kendini idare edenlerin tutumları, ortam yetersizliği, hızlı değişimler, çatışmalar, stres, birbirleriyle iletişim kuramama, motivasyon edilememe bütün güçlerini tüketmektedir.
Tatmin olamayan, düşük performanslı eğitimcilerin faturasını, kendisinin ödemesini istemeyen okul müdürleri; sistemlerin ve eğitim süreçlerinin üzerinde durduğu kadar, eğitimcilerin duyguları üzerinde de durmalıdır. Çalışanların duygularını anlamayan ve yönetemeyen okul müdürleri, onların düşüncelerini ve eylemlerini de yönetemezler.
İyi bir okul müdürü; çalışanların duygularının paylaşıldığı, iletişimin kurulduğu basit anlamda kurullar oluşturur. Böylece duyguların paylaşılmasına ve iş birliğine kapı açmış olur. Kurulan bu küçük kurullar, çalışanların duygularının olumlu yanlarını geliştirecek ve kullanacak, olumsuz yanlarını da giderecektir. Okul müdürü; eğitimi, çalışanlarını yönetirken alınacak kararları, almadan önce kurum çalışanlarına danışır, onların morallerini yüksek tutar, kararları benimsemelerini kolaylaştırır. Demokratik bir ortam hazırlar ve değişik toplantılarla sorular sormalarını sağlar. Gelen sorular yönetimi kolaylaştıracaktır.
İyi bir okul müdürü; öğretmenlerin duygu ve düşüncelerini destekleyen, okul kültürü oluşturur. Kurumsal kültür haline geldiğinde her öğretmen; barışçıl yaklaşım içinde kendinden fedakârlık etmeye hazırdır. Kurumsal kültür oluştururken okul amblemi, okul marşı, okul logosu, bayram törenleri, çıkarılacak dergide işbirliği gibi unsurlardan yararlanarak, öğretmenlerin duygularını yönetir. İstediği çizgiye çekebilir. Okul müdürü çeşitli eğlence ve yeniliklerle pazartesi sendromunu yok eder ve öğretmen okula gelirken koşa koşa gelir.
Kurum içinde gurupları faal eden en önemli etken etkili iletişimdir. Okul müdürü bu etkili iletişim konusunda fedakârlık etmeli ve zaman ayırmalıdır. Etkili iletişimi kurarken de açık, şeffaf, dürüst etkili iletişimi seçmelidir. Gerekirse bu konularda eğitim fakültelerinden rehberlik servislerinde psikologlardan yardım almalıdır. Etkili iletişimde önemli olan; araçların kullanımı değil, insan duygularının paylaşımıdır. Bunu da unutmamak gerekir.
İyi bir iletişim için okul müdürü sık sık toplantılar düzenlemeli ve mümkünse kendisi konuşmamalı, personele danışıp onların fikirlerinden faydalanmalıdır. Alışıla gelmiş,klasik toplantılardan kaçınılmalıdır. Daha çok onların kaygılarını dile getirmelerine fırsat verilmelidir. Çalışanlar kendilerine gerçeklerin anlatılmasını isterler. En üstten başlayan dürüstlük ve açıklık ilkesi guruba yayılır ve gurup içinde güven ortamı oluşturur.
Okul müdürü misyon ve vizyon konusunda gurubun görüşünü alma toplantıları yapıp onların ufuklarını genişletecek etkin kararlar aldırmalıdır. Öğretmenlerin kendilerinin seçtikleri vizyon ve misyon daha çabuk ve daha kolay gerçekleşecektir. Oynanacak oyunun kurallarını bilmek isteyen öğretmenler, çeşitli sorularla nasıl katkıda bulunacaklarını merak ederler. Nasıl katkıda bulunacaklarını bilemeyen öğretmenler vizyon ve misyona katkı sağlayamazlar. Okul müdürünün sunduğu geniş çerçeveli resim zekâ ve duygusal anlamda da anlaşıldığı zaman sınırlarından kurtulup harekete geçecektir. Okul müdürü hizmetleri ve süreçleri çalıştırmak ve üzerinde kafa yormak konusunda öğretmenleri yönlendirmelidir.
İyi bir okul müdürü; öğretmenlere yaptıkları iş üzerinde söz sahibi olma hakkını tanır.
Çalışanlara yaptıkları iş üzerinde kontrol hakkı tanınmaması ve sonuçların sonradan öğrenilmesi, onlar üzerinde bir çaresizlik duygusuna yol açar. Öğretmen artık çözüm aramak için hiçbir girişimde bulunmaz. Çünkü bir çözüm olmadığını bilirler. Bu da yenilik ya da sorunların zekice çözümü açısından verimli bir zemin olamaz. Kendisini çaresiz hissetmek öğretmeni yalnızca sorunlara çözüm aramaktan alıkoymakla kalmayıp, onların düşünme yeteneklerini de etkiler. Öğretmenler kendilerini güçsüz ve çaresiz hissettiklerinde, akıllarını kullanmayı bırakırlar. İşleri üzerinde söz sahibi olmadıkça ve değerlendirme yapıp sonuca ulaşma yeteneklerini kullanmalarına izin verilmedikçe, öğretmenler, aşağıya doğru inen bir sarmal üzerinde giderek daha kötü değerlendirmeler yapar, daha kötü kararlar verirler; bu da, çaresizlik duygularını artırarak akıllarını giderek daha az kullanabilmelerine yol açar. Öğretmenleri değerlendirme yapmaya, kararlar vermeye, iş yaşamları üzerinde söz sahibi olmaya özendirin ve böylece onların düşünce güçlerinin gelişmesini sağlayın.
İyi bir okul müdürü; öğretmenlerin yaptıkları işe kendilerini katmalarına izin verir. Bir yönetici olarak misyon bildirinizi yazın, bunu çalışanlarınızla paylaşın ve onlara kendi misyon bildirilerini yazmalarını söyleyin.
Okul müdürü okulda güvenli bir ortam hazırlamalı. Bilgiler ve duygular eğer paylaşılırsa hızla değer kazanır ve gelişir. Ancak güvenin söz konusu olmadığı, insanların kolayca harcanabilecekleri düşündükleri anda öğretmen gizli bilgi ve becerilerini paylaşmaz. Çoğu zaman bilgi güç değil, güvenlik içinde olmak demektir. Müdürüne güven duymayan ve kolayca gözden çıkarılabileceğini düşünen bir kişi bilgisini ve zihinsel gücünü kendisine saklar. Bildiklerini başkası ile paylaşırsa değerinin azalacağını düşünür. Güvensizliğin egemen olduğu ortamlarda çok önemli bilgilerin ve zihinsel becerilerin büyük bir kısmı bir kenarda bekler. Ancak ara sıra kullanılmak üzere ortaya çıkarılır.
İyi bir okul müdürü; öğretmenlerini çalışmalarından dolayı ödüllendirmelidir.
Başarılı öğretmenler, kalıpların dışında düşünebilmek için duygusal güvenliğin gerekli olduğunu bilirler. Öğretmenler kendi başlarına düşündükleri için cezalandırmak ya da bir sorunun yanıtını almak için müdüre koştuklarından dolayı ödüllendirmek, onların akıllarını kullanamamalarına neden olur. Her şeyi bilen yöneticilerin yanında Hiçbir şey bilmeyen öğretmenler bulunur. Yöneticiler, her şeyin yanıtını bilemeyeceklerini rahatça kabullendikleri ve öğretmenlerine kendi çözümlerini üretmeleri için yol gösterebildikleri zaman öğretmenlerin kendilerine güveni ve verdikleri değer artar.
İyi bir okul müdürü başarıyı paylaşmayı ve kullanmayı bir eğlence haline getirmeli, kutlamalı ve ödüllendirmelidir. Bilgi ve duygu paylaşımının keyfini öğretmenlere yaşatmalı ve bunu kutlamalıdır. Okul müdürü olarak; başarılı çalışanların olumlu ilişkiler geliştirerek iş arkadaşlarının sahip oldukları bilgileri, daha iyi iş çıkarmak ya da işlerini kolaylaştırmak için birlikte nasıl kullandıklarına ilişkin örnekleri de öğretmenlerinize aktarımalısınız. Ödüllendirilen davranış tekrarlanır ifadesi burada da geçerlidir. Güvenin egemen olduğu, bilginin paylaşıldığı bir kültür yaratmak için, ortak duyguların paylaşıldığı etkinlikler düzenleyin, eğitimler yapın. Bu eylemleri kutlayın, ödüllendirin.
Ödüllendirme, yaptıkları işin takdir edilmesi ve olayların içinde yer alıyorolma duygusu kazandırır. Düşünmeye ve değerlendirmeye zaman ayrılmasını isteyin.
Olumlu ilişkilere dayalı bir kurumsal kültürün yaratılmasında geçmiş deneyimler üzerine düşünmek ve bunları değerlendirmek çok önemlidir. Üzerinde düşünmediğimiz sürece deneyimlerden ders alamaz, yeni inançlar ve değerler geliştiremeyiz. Çalışanlardan zaman zaman duygularını, tutumlarını, inanç ve değerlerini düşünmeye ve değerlendirmeye zaman ayırmalarını isteyin.
Okul müdürü olarak olumlu bir duygusal ortam yaratın.
Öğretmenler duygular ile aklın birbirinden ayrılmaz biçimde iç içe olduklarını sezgileriyle bilirler. Duygular dikkatimizin odaklanmasını sağlar ve düşüncemizi şekillendirir. Ne düşündüğümüzü ve neleri fark ettiğimizi etkileyerek dikkatimizin odaklanmasını sağlarlar. Yaptıkları işten heyecan ve gurur duyan, kendilerine değer verildiğini hisseden öğretmenler, okullarını daha iyi hale getirmenin yolları üzerinde düşünür ve bu konudaki fırsatlara karşı uyanık olurlar. Üstlerinden gelen geribildirimi, velilerin tepkilerini ve okuldaki değişiklikleri olumlu bir biçimde yorumlar ve olumlu tepkiler verirler. Yaratıcı, esnek ve analitik düşünürler. Korku duyguları içinde yaşayan, kırgın ve sıkıntı içindeki öğretmenler ise katı, ilkel, dağınık, basit ve yüzeysel düşünmeye başlarlar. Bunun nedeni acı verici gerçekten kaçma isteğidir. Olumsuz duygusal durumlar ile işlevler arasındaki bu ilişkiyi anlamak, insan kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmek isteyen okul açısından çok önemlidir.
İyi bir okul müdürü; zihinsel duygusal farklılıklardan yararlanır. Çok sayıda ve çeşitlilikte insanın bir ekip oluşturmasının ne kadar büyük bir potansiyel güç yaratacağını bilirler. Başarılı liderler, insanlara, oldukları gibi olma fırsatı tanırlar; zaten kendileri de özgün ve gerçektirler. Kişisel vizyonunu, duygularını ve düşlerini öğretmenleriyle paylaşan okul müdürleri, bunun karşılığını alırlar. Okul müdürü olarak; içinizdeki heyecanı, coşkuyu paylaşın. Her gelişmeyi ve başarıyı kutlayın! Öğretmenler işlerini sevdikleri ve kendilerine değer verildiğini hissettikleri zaman, tüm bilgi ve becerilerini işe vereceklerdir.
Öğretmenlerin yenilikçi, kararlı ve yeni talepleri karşılamaya hazır olmaları, bunun için kendilerini geliştirmeyi istemeleri gerekir. Bu da, ancak çalışanların güven duyma, değerli olduklarını hissetme ve işlerinin bir anlamı olduğunu düşünme ihtiyaçlarının karşılanması halinde gerçekleşebilecektir. =======================AR========================
Mehmet Talip BİLGİL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.