____DİLDEN DİLE DÜŞÜRDÜN BENİ!! EY KALBİM ! _______
____kalp organımızdır,sevgi bahçesidir..
______yürek,beşeri aşk merkezidir....
_______gönül ise beşeri aşkın nur ile ALLAH aşkına büründüğü sıfatıdır...
_____________________________________________________________________________
Zemahşeri’nin Keşşaf isimli tefsir kitabında şöyle bir olay nakledilmektedir:
Bir gün Davut peygamber ,Lokman’dan ,bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça et getirmesini istemiş;Lokman’da , ONA kestiği hayvanın dilini ve yüreğini getirmiş.
Bir kaç gün geçince Davud aleyhisselam ,bu defa hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesini istemiş; O , yine dilini ve yüreğini getirmiş.HZ. Davud’un sebebini sorması üzerine Lokman şöyle demiş:
"Bu ikisi iyi olursa ,bundan daha iyisi; kötü olursa ,yine bunlardan daha kötüsü olmaz."
Dil öylesine keskin bir kılıçtır ki;bir anda sözlerimizle binlerce yüreği fethedebiliriz;yada aynı zamanda binlerce yüreğin tuz buz oluşunu gözler önüne serebiliriz.dilimizdir bizi gönüllere sultan eden ve yine dilimizdir ki alay-ı illiyinden esfel-i safile sürükleyen...ne gelmişse başımıza hepside dilden...öyle bir keskin kılıç ki;dedim ya ağızdan bir kere çıktı mı işlem tamamlanmıştır..silsen silinmez yazıdaki gibi...tanmiri ne mümkün OK gibi fırlamıştır bir kere karşı kalbe...o yüzden konuştuklarımızı ölçüp tartmamız lazım her daim..bin kere düşün ,bir kere söyle düsturunu unutmamamız gerekir ki ;kırmayalım,kırılmayalım...
dilden konuya giriş yaptım;çünkü haneye ulaşmak için önce kapıdan geçmek lazım...dilimiz bir kapıdır,kapıcıdır .Yüreğimiz ki insan bedeninin başkentidir.Duygularımızın muhafaza edildiği,bir bebek edasında sarılıp saklandığı bir misafir odasıdır...Öyle ki hissiyatlarımızın her daim uğradığı sessiz bahçedir...Şayet sessiz bahçenin nadide güllerinin söylenecek sözleri varsa kapıcı olan dille suskunluk nağmeye dönüşür ama bazı zamanlar vardır ki;
nağmeler inleyen nağmelere döner...ve sonrası mı deriz ki :İNLEYEN NAĞMELER RUHUMU SARDI...İŞTE bu sebebten dolayı gün gelir beslediğimiz güzel duygularımızla GÜL BAHÇESİ eyleriz kalbimizi;gün gelir nefretimizle DİKENLİ TARLAYA dönüştürürüz.NE ZAMAN Kİ dikenler kalbi güzelliklerimizi yok edip acıtınca ,dilimize can yakan söz olarak değer...dilimiz zehir saçan sarmaşığa dönüşüverir bir anda...
Aslında yukarda anlattığım gibi yürek merkezdir,başkentidir beden yurdumuzun.Dilimiz ise ona yardımcıdır ,kalp ne söylerse dil onu söylemeye amadedir.Kalbimizin tercümanıdır..öyle kendi başına söylecek sözler barındırmaz...çünkü görevi sadece iletmektir..o halde önce kalbimizi sorguya çekmek lazım...karar mercii yürektir..yani o doğruysa dilde doğrudur,o ihaneti bir kere hesp etmişse dile düşen görev ihaneti anlatmak olacaktır...
Rabbimiz kalbimizi neden en derinlerde yaratmış olabilir?Hiç düşündünüz mü?
herkesin görebileceği bir açıklıkta olabilirdi mesela..gözümüzün rengini görür gibi,boyumuzu posumuzu farkede gibi hissettiklerimizide,kalbimizdekileride herkes görebilirdi...duygularımızı saklayamazdık..yalan söyleyemezdik mesela...iyi olurdu olmasına ama imtihan sırrı ortadan kalkardı a zaman...herkes şeker gibi adam olurdu ,olmasına fakat dostluklar olmazdı belkide...çünkü şuan bile zor dost olmak...dostane yaşamak..bu ahir zamanda kimse kimseye değer vermezdi...
iylik etmiş rabbimiz kalbimizi en derinlerde yaratmış...iyilik etmiş ki bize değerlerin gizli tutulacağını öğretmiş.Bizde mücevherlerimizi,değerli eşyalarımızı hep gizli tutmuyor muyuz?bunları uluorta yere mi atıyoruz? Tabiki hayır...
Demek ki en değerli organımız kalbimizi yaradan bu sebeple derinlerde yaratmış..
kalp gülümseyerek diyor ki :)) benim ilginç bir fıtratım var biliyor musunuz?
İnsan neden sevgisini kalbinde saklayabilirde;kinini ,nefretini hemen sevmediğine duyurmak ister..hiç utanmadan söyler?çünkü kalp
SEVGİYİ MUHAFAZA edebilen;öfkeyi,kini diğer kötü duyguları otomatikman dışarı atan bir özellikte yaratılmış..bazen deriz ya elimde değil ağzımdan birden çıktı...istemeyerek oldu..aslında biz istemesekte kalbimiz bir müddet sonra bizi utandıracaktır yada rahatlatacaktır...
sonuçta görüyoruz ki yüreğimiz kalbi güzellikleri yaşamak,yaşatmak için var...kötü duyguların mekanı değil..madem öyle çirkinliğe yer vermeyelim kalbimizde..ama illa ki ben kalbimi kirletmek istiyorum diyorsak bir müddet sonra yaradan buna izin verir..çünkü kendi
rızasıyla zarara girene merhamet edilmezmiş...ne ekersen onu biçersin...sen iste haktan,yoktan var etsin yaradan..gibi...
İŞte elde var DİL VE KALP...
DİLİN VE KALBİN GÜZELSE SENDE GÜZELSİN...ACIYI BİLE BAL EYLERSİN...
DİLİN VE KALBİN İHANETİ DÜŞLERSE ...DÜŞLEDİKLERİNLE BİR GÜN YÜZYÜZE GELİRSİN..
ÇİRKİNLİĞİNİ BAŞKA AYNALARDA O ZAMAN FARKEDERSİN...
14 .11.07 / PINAR ÖNALAN