Allah için olmayan her şey
Allahtan uzaklaştırır. En fazla ve en hızlı uzaklaştıran ise hükmetmektir…Şeytan
ile Ademin ,Peygamberler ile karşıtlarının imtihanı budur. Ebu cehli cehlin
babası yapan bu istek…
En üst çatıda veya alt çatılarda çağımız
dünyasında bizim safımız neresi… Bu soruya doğru cevap için efendimizin altın çağından ve diğer peygamberlerin çağlarından ışıklar taşımalıyız. Çağımız
dünyasını bu ışıklar altında okumalıyız. Çağımızın Bilallerini görmeliyiz…En üst çatıdaki ve alt çatılardaki Bilalleri (yani hangi kişiler veya hangi kuruluşlar neyi temsil ediyor görmeliyiz.)
Globelleşmiş
dünya Mekke devri tiplemesi ile izah edilmeli…O ışıklarla safımız ve görevimiz belirlenmeli…
Medine sözleşmesi dün
barışa hizmet etmişti…O ışık ile
barışa hizmeti görev bilmeliyiz. Kana karşı olmak melek tabiatıdır. Dünyada kanı durdurmak hizmetinde görevli saymalıyız kendimizi …Ve “Bu gün
Allah için ne yaptın” sorusuna cevaben şu guruplar arsında
sevgiyi bayraklaştırdım ,kin ateşini söndürdüm…diyebilmeliyiz.
Şu globelleşmiş
dünya Kerbela tiplemesi ile de izah edilsin; çağımızın Hüseyinlerini de görelim…Hz Hüseyin
Allah için elde etmek istiyordu hükmetme yetkisini …Yezit
yalancı... Nefsi bu olgunlukta değildi…
Allah’ın yeryüzündeki gölgesi ünvanını vermişti kendine…Nefsinin afetlerinden gafildi o...Yozlaştı o...Ancak sahte bir gölge olabildi...Yalancının mumu yatsıya kadar yanar…Bu gün
yalancı olduğu gün gibi belli…Dün tam anlaşılmamıştı bu.
Savaş ve
barışın hedefi aynıdır İslamda.
Allahın halifesi olmaktır bu.Yeri geldiğinde
barış seçilir yeri geldiğinde
barış seçilir.Bir şiirimde
barışın güzelliğini dile getirdim.
Barış
Bütün aynalarda akrep gibidir
savaş Denizlerde kara leke gibi...
Göklerde hain kızıllık
Ormanda sarıdır onun rengi...
Zamanıdır
zamanıdır artık
Bütün tecrübelerini kullansın yaralı insanlık şu ahir
zamanda
Ateşin yakan rengine inat
Pembe bir
dünya kurmak istiyorum
Çiçekleri insan olan...
İnsanları
çiçek Sevgiden şefkatten duvarları olan bir sarayın ustası olacağım işte
Nerdesin
barış...
Neredesin ressamın fırçasını süreceği boya kutusu
Senin için hiç bir şey yapamadık
Kıymetini bilemediğimiz
çiçek...
Barış için hiç bir şey yapamadık
Şu
dünyanın
gülü
Şu
dünyanın süsü,
Barış
barış barış...
Görmek istemiyorum
savaşı hatırlattığın için ateş seni
Gökte güvercin,
Maviliğini bozmasın göklerin karga sürüsü...
Şu
dünyanın
gülü
Şu
dünyanın meyvesi
Şu
dünyanın süsü
Yıldızı
güneşi...
Barış
barış barış...
Hangi
gül senin gibi güzel kokulu
barış Gökte uçurtma
Gökte güvercin
Güvercin kadar güzel
Barış
barış barış Bir şey yapmış sayılmam ben de
Diz çöküp yalvarsam o
sevgiliye
Göz yaşı da dökmedim değil
Gelsin ülkeme
barış diye duada oldu ellerim
Dörtnala gelsin
barış Ülkem
cennettir
Dağ taş...
Her şey
kardeş olsun
Ateş ile su
kardeş Ateş ile su...
Haykırıyor
barış barış diye
Toprak kapanmış ayağına...
Bir şen
gül barış ülkem için
Ülkem için
güneşe bakan tek
gönüllü pencere...
Dörtnala gelsin
barış Ülkem
cennettir
Dünyanın yetim çiçeğidir
Ülkemin dağı taşı onsuz
Hakkı onun
Barış
barış barış...
Barış
barış barış Gel ülkemle
barış Sürsün güzel günlere yarış
Açsın
çiçek Uçsun kuş...
Elleri öpülesi
barış Ülkemin dağı taşı
Sevginin dağı taşı...
Sevgilinin beni, kaşı
Barış
barış barış Gel gönlümle
barış O denizin martısı nerdesin
Gönül ülkeme de lütfet
barış Gönül ülkemde
gülsün
Ah topal etmişler
barışı her asırda...
Ey şefkati deniz gibi olanlar
Söner her ormanda yangın
Bekleyişiniz sürse de uzun bekleyin hep
Ressamların elinde fırça bekleyişleri ne güzel...
En güzel resimdir şimdi yapılmayı bekleyen
Hem
barış yaşanmaya da beklenmeye de değer
Barışın rahminde gör
gülü
beyazlık
Boya kutusunu arıyor çulsuz fırçam
İnecek
mavi göklerin beni sorgusu sırtımdan yakında
Bu şiirim "günün şiiri" seçildi. tarih:23/8/2014
Hamdi Oruç