- 592 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Muzaffer
I
Bir varmış , bir yokmuş
Âhir zaman içinde,
Kuzey Amerika çölünde,
Eski bir çadır içinde,
Arap bir ihtiyar yaşrmış.
Bu karizmatik ihtiyarın adı Muzaffer imiş.
Güçlü mü güçlü, heybetli mi heybetli bir adammış.Ufak bir dinazorundan başka kimi kimsesi yokmuş. Zaten mâlum insanlar, birbirinden kaçar olmuş.
Bizim Muzaffer, gecenin birinde, dişi dinosu Puro ile düşmüş Washington sokaklarına su aramaya.
Az gitmiş, uz gitmiş, tav tepe bayır gitmiş, yorgunluktan bi-zar olmuş.
"Âh Memleketim" deyu tam haykıracak iken birde ne görsün
ileriden,
güneşin önünden,
o pis derenin üstünden,
kocamân bir zeplin,
güneşinin önünü kesmez mi ?
tüm heybetiyle gözükmez mi ?
Üzülse mi ? Sevinse mi ?
"Hay anan-atan başâ daş düşe emi!" deyip, telaşla dinosuyla kaçıp saklanacak bir yer aramaya başlar. Bir yandan da dinocuğuna bir şeyi inandırmaya çalışır gibi "bu gavur âletleri uzak muzak dinlemez, adamın göz rengini bile alır iletir valla" der ksık titrek bi ses tonuyla.
Birden gözüne kestirdiği, kaportası çürümeye yüz tutmuş, kendisi gibi ihtiyar bir efonaltı hurdasına attı kendini . "Puro gel kızım saklan" ...
II
"Kalk, kalk, saatin kaçı oldu tembel herif."
"Ya git tamam."
"Bak hala tamam diyo, kalksana lan."
"Öff ya, yine mi, Allah kahretsin. Bin defamı söyliyeceğim gelmek istemiyorum kardeşim bıraksanıza beni dünyada. Zorla güzellik olur mu ? Off başım , Puro nerde ?"
"Git de açlıktan geber emi, nankör herif. Bide peşine kıçı boklu bi dinazor takmış, Allahım sen akılıma mukayyet ol!"
Bir kapı gıcırtısı ve ardından :
"Noluyo bakim orda"
İçeri giren adam; hafif sakallı, iran bedevîsi kılıklı, orta yaşlı onbaşı John’du
Bizim ihtiyarın aklı kapı gıcırtısında kalmış olsa gerek;
"Şu nostaljik aptal ahşap uzay mekiklerinden nefret ediyorummm" diye, dublaj dilli bir sitem savurdu ithal tipli adamlarına...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.