- 671 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Sanal ve Gerçek
Sanal ve Gerçek
Sanal ve gerçek konusu tam bilinmiyor. Biraz değinmek isterim bu konuya kendimce.
Önce sanal denilen şeyi tarif edelim; düşüncede üretilen henüz somutlaşmamış olan şeye sanal dendiği gibi bu boyutta hiç gerçekleşmeyecek olan düşüncede kalan şeye de sanal denebilir. Yani bir plan hazırlanır akılda o plan halinde iken sanaldır, projelendirilir kısmen somutlaşır; bir araç üzerine alınır bu kağıt, sanatçı için tuval, çamur, metal olabilir veya elektronik bilgi kayıt cihazları olabilir. Yani soyut şeyleri semboller yardımıyla anlatmak bir tür somutlaştırmak işidir. Safhaları var elbet. Yani hayaller gerçekleştirmek için kurulur. Hayalde kalmaz hiçbir şey ya bu boyutta ya da başka boyutta o hayaller kullanılır. İnsanın somut bedenli hali sınırlıdır, yeterli olmaz her soyutunu somutlaştırmaya. Hiçbir düşüncesini eyleme geçirememiş insanlar da vardır. Bunun düşüncelerinin sanalda kalması onu maddi boyutta kısıtlar sadece; bilgi, data boyutunda kısıtlı değildir.
Stephen Hawking maddi bedeninin kısıtlaması yüzünden sanal yaşıyor gibi görünüyor. Düşüncelerini eyleme geçirmesi bu boyutta herkesten daha fazla sınırlı olmasına rağmen Dünya’nın önde gelen fizikçilerindendir. Şimdi bu kişiye “sanalsın” deseniz bu ne kadar doğru olur. O bilgisayar yardımıyla bilgi veriyor ve bu bilgileri somutlaştıranlar başkaları. Şimdi diyebilir misiniz düşünceleri somutlaşmıyor. Bu şekilde de düşünceleri somutlaşıyor işte. İnsan çok zalim ve küstah. Bir iki sanat icra edince sanıyor ki sanallıktan kurtuldum. Hayır sanallıktan kurtulamaz insan çünkü insan ayna zaten, esmaya ayna. Aslı sanal. Ruh ve bedeni kullanarak esmayı yansıtır bu yansıması da onun zatıdır. Aslen kendine ait bir varlığı yoktur. Yansıttıkları da kendinden değil esmadan…
Şimdi sanal konusuna başka açıdan bakalım. Bazı kişiler hayalinde bir karakter canlandırır ve onun üzerinden kitaplar yazar ve onun etrafına da çok hayali karakter ekler. Bu canlandırdığı kişi sanaldır değil mi? Peki o sanal kişiliği canlandıran gerçek kişi değil mi? Yani o sanal olan kişiyi sunan gerçek kişi değil mi? Bazıları rumuz kullanır o rumuzla yazdıkları sanal mı oluyor, gerçek mi? Rumuz mu üretiyor, yoksa o rumuzu kullanan mı? Yani rumuzla yazılan dahi hakikatte sanal değil. Ben bir eserin kimin eseri olduğuna çok önem veririm. İsim önemli yani, anonim olanda dahi onu paylaşanın ismi önemli. Bu kişinin tercihini belirler.
Kısa olsun bu yazı, kısa yazmak için uzun düşünmek gerekiyor.
Selamlar
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
bakınız fernando pessoa portekiz edebiyatının en ünlü şairidir,değişik isimler almış onlara kimlikler yüklemiş ve o kimliklerden beslenip şiirler yazmıştır
alberto caerıro
alvaro de campos rumuzuyla bir denizcidir ve uzaklıklar eski denizleri nasıl güzel yazmıştır
ricardo reis
fernando pessoa gibi ,öldüğünde geriye 25.000 'i bulan belgeleri vardır ,ama sonuçta aynı kişi yazmıştır onları,bence şairler kendilerini kısıtlamamalı ruhları neyi hissediyorsa öyle davranmalıdırlar.önemli olan kişinin kendisine inanmasıdır nasıl olsa bir kitap veya bir şiir kitabında birini seçecektir,o seçtiği de adı olacaktır.
saygılar