Aynı Sonu Yaşamak İçin Yeniden Doğuyoruz Hayata
Hiçbir şey güllük gülistanlık değildi biz geldiğimizde.Bir amacımız da yoktu hırsımız da yaşamak için.Belki de aynı son için doğmuştuk hepimiz.İnanmadık bu sona kendimiz için bir şeyler yapmaya çalıştık.
En acı yaraları gömdük içimize ağlatmayacakmış gibi hatta hep mutlu olacakmışız gibi.Hayata inat,hayat derken aslında kendimize inat en tiz kahkahaları savurur olduk boşluğa.Sonra birer rol seçtik kendimize.Asla olamayacağımızı oynamaya başladık.Zamanla o kadar kaptırdık ki kendimizi bu role gün geldi yüzümüzü yakıştıramadık kendimize.Sonra onu da kurban verdik bu role;duygularımız gibi, her şeyimiz gibi.Geri dönüşü olmayan bir yola saptık umarsızca.
Yıllar sonra özümüzü aradık bir yerlerde.-Bulduk aslında ama o kadar derine gömmüşüz ki çıkaramadık-Özümüzü bulalım derken rolümüze de kendimize de ayrı düştük.Rolümüzü de unuttuk özümüzü de sonunda.Hayattan da uzaklaştık böylece.Tam o sırada ölümün nefesi değdi boynumuza;soğuk ama şevkatli,karanlık ama güvenli.Arasında kaldık hayatla ölümün.Karar veremedik hiçbirine.Bekledik bir şeyleri belki de kendimizi.Gelmedik.Sonunda öldük.O an farkettik ki herkesle aynı sonu yaşamak için yeniden doğmuşuz.Hemen sonra unuttuk yaşadıklarımızı,kendimize yeni bir rol seçmeye koyulduk...
Pelin Karagülle