SULARI ISLATAMADIM-SON
VE TEDAVİ
Bu perişan durumum lise yıllarına kadar sürünce, annem ve babam artık tedavi olmam gerektiğine karar verdiler.
Biraz geç kalınmış karar olsa da, içten içe seviniyordum çaktırmadan.
Bu konuda araştırmalar başlamışlardı ki, halam geldi bir gün ansızın. Vaziyeti ona da anlatınca gülerek doktora gitmemizin çare olmayacağını söyledi.Bu hastalık değildi ki doktor deva bulsun.Bu hastalıktan ziyade nazar alan çocuklarda görülen bir durumdu ona göre.Haa ben de nazar alacak bütün yaramazlıklar mevcuttu o zaman.
Ve çözümü de biliyordu kendisi,hem de uygulamış ve olumlu sonuç almış.Bel çekme ile iki bilemedin üç günde şifa buluyormuş nazar alan çocuk.
Bazen büyüklerde nazar alabiliyormuş da o kadar sık değil.Akşam olunca karyolama yüzükoyun uzandım.Annemim gözündeki sevincin ve heyecanın parıltıları yaş olarak pıtır pıtır dökülüp ıslatıyordu yatağımı.Dudaklarında dualar,başını yukarıya dikip yakarışlar.Halam eliyle belimi beş dakika kadar ovduktan sonra,derimi parmak uçlarıyla kavrayarak önce hafiften yukarıya doğru çekti.Sonra iki eliyle ve bütün gücüyle aniden bir asıldı.”KIT” diye bir ses işittik.Halam eliyle alnındaki terleri silerken “Hah..oldu işte ,beli yerine geldi” deyince annem delirdi mutluluktan,havalara uçtu.
E kolay değil yıllardır çitileyip durduğu bezlerden,evin belediye tuvaleti gibi ağır okan havasından,yorgan yastık güneşlemekten, misafir gidememekten kurtuluyordu.
Babam temkinliydi her zaman “Hadi hayırlısı” dedi dudağının ucuyla,hafif tebessümle gözlerime bakarak.Bu konuda bana güvenilmeyeceğini tahmin ediyordu eminim.
Tecrübeliydi her şeyden önce.Bu işlemden geçtikten sonra halam yüzüstü iki veya üç gün yatmam gerektiğini söyledi.Bu şekilde yatarak yerine düşen belim kuvvetlenecek bir daha açılmayacak ve ben de altımı ıslatmayacaktım.Sabahleyin kupkuru kalkmak,banyoda giydiğim ve üzerinde yattığım bütün üniformayı çıkartıp (iş elbiselerini değiştirenler gibi),yenileri giymek zorunda kalmayacağımı hayal ederek yattım.
Sabahleyin yattığım gibi yüzükoyun kalktım.Bir önceki akşamdan tahminen yarım litre kadar fazla ıslatmıştım yatağımı.Bu litre hesabını yastığımı ölçü alarak yapıyordum.Yastığa bir karış demek yarım litre,yastığın ucu bir,yastık ıslanmışsa bir buçuk litre ve daha fazla olarak ölçüyordum.Başucumda annemin“belki yarın sabah” diyen endişeli yüzü,babamın “ben demedim mi” diyen ince gülüşü,kardeşlerimin gıcık gülüşleriyle kalktım banyoya gittim.Döndüğümde yatağım tertemiz çarşaflarla bana bakıyordu ürkek ürkek.İkici gün de çarşafları boğunca çişten yaptığım nehirlerde,üçüncü gün vazgeçtiler yeni çarşaf sermekten,ben de kalktım yüzükoyun kapanıp hayallere daldığım yataktan. Bu başarısızlık tedavinin sona ermesi demek değildi tabi ki.Yeni tedavi yöntemleri aranmaya başladı ailem.Bir anda onlarca tedavi metodu çıktı ortaya,Bir çoğu tadı zehir gibi bir bitkinin kökünün veya yapraklarının kaynatılıp suyunun uzun bir müddet içilmesiyle şifa veriyordu.Bunlar yine neyse,bazıları oldukça saçma ve benim asla yapamayacağım türden yöntemlerdi.
Aklım almıyordu küçücük bir hayvanın kulağını(!) pişirip yemenin altımı ıslatmaya nasıl bir çözüm sağlayacağı,gülüp geçiyordum.Yoo..merak etmeyin hiç birini yapmadım.bazılarını denemek istedilerse de inatla çatlaya zırlaya vazgeçirdim büyüklerimi
.Annem de pek kulak asmadı bu aptalca önerilere,sadece sustu, göz kaş işaretleriyle o “olmaz” deyip geçiştirdi.Bütün bu saçmalıkların yerine beni doktora götürmeye karar verdiler.Aslında doktorların çare olacağına ya..Gezmek vardı işin ucunda, dediklerini yapmak için nazlı nazlı isteklerimi sıralamayalı yıllar oluyordu nerdeyse.Birazcık annemin gönlü olsun diye de katlandım.Bir sabah temiz ve yeni elbiselerimi giydirdiklerinde anladım ki zaman geldi.Elimi kavradıkları gibi önce dolmuşta sonra doktorun yazıhanesinde açtım uyku dolu gözlerimi.Konusunda yani çiş konusunda uzaman doktor hanımın güler yüzlü ve anlayışlı aynı zamanda çok güzel olduğunu hatırlıyorum.Beni de hiç utandırmadı,üzmedi.
Epeyce konuştuk,o anlattı, ben anlattım.Hoşuma gitmişti doktor hanımla böylesine huzurla derin konulardan bahsetmek.İlk zamanlar gülüp nasıl olsa bir faydası olmayacak, hiç olmazsa biraz eğleneyim diyordum kendi kendime.İki gün,üç gün derken bir zaman sonra artık işemiyordum.İnanamadım.Gece altıma kaçırmaya son verince kupkuru yatıp kupkuru kalkmanın rahatlığı ile mutluluktan uçuyordum.Günler sonra üzerimden de yatağımdan da evden de o pis ağır kokular silinip gitmişti.yeni pijamalar,yatak örtüleri,yorgan yüzleri ve yeni çarşaflar çıktı,annemin naftalin kokulu sandığından.Hakikatten mis gibi kokuyordu her yanım
.Artık istediğim meyveleri istediğim miktarda istediğim saatte yiyebiliyordum.Babam evi boyatınca bütün kokular ve solgun renkler tamamıyla kayboldu,gitti.Benim de o sıkıntılı,berbat günlerim sona erdi.Sadece doktora daha erken gitmediğim için pişman olurum o günleri düşününce.Lise yıllarım kupkuru, neşeli geçti.Üniversitede öğrenci yurdunda kaldım.Muhteşem yıllarım oldu.
Dolu dolu yaşadım.Mezun olduktan sonra evlendim,bir işe girdim.İki oğlum var ,büyük oğlum Üniversitede okuyor.Küçük Lise sona geçti.İkisi de kupkuru ve mutlu delikanlılar oldu.
Eğer onlar da altını ıslatan çocuklar olsaydı, neler çekeceklerini,nasıl mahcup ve ezik olacaklarını tahmin ettiğimden,hemen bir doktora götürüp tedavi ettirecektim.
Siz de altını ıslatan çocuklardan (veya büyüklerden), biri iseniz akın üzülmeyin.O kadar kolay ve neşeli tedavi yöntemleri var ki.
O kadar sıkıntı çekmenize gerek yok Sadece karar verin olsun bitsin.
YORUMLAR
Erolabi... Ben ailenize teşekkür ediyorum seni geç doktora götürdükleri için... Eğer hemen götürselerdi bundan önceki bölümleri belkide okuyamıyacaktık..
Öptüm gözlerinden...
erolabi
E..bi de hiç götürmeselerdi...
Bir iki bölüm daha giderdi ...
Saygı ile öperim ellerinden..
Selam ve dua ile.
erolabi
Düşünmek bile ızdırap veriyor...
Bir sağlık personeli ile paylaşmak benim için de iyi oldu..
Bir gülüş yeter...
Allah sizi ve ailenizi cennetine atsın...
Orada çocuklarınızla mutlu olursunuz..
Az kaldı zaten nihayete...
Selam ve saygı ile değerli kardeş..
erolabi.....bu serinin bittiğine inan çok üzüldüm....küçük yaşta oğlum fıtık olmuştu ....ailemin ısrarlarına bakmadan ameliyat ettirdim....çocukta bende çok rahatlamıştık...kalemin daim yazsın koç saygılar
erolabi
Senin anıların bizler için birer ders oluyor haberin olsun...
Gençlere okutuyorum..
Memleket nasıl vatan oldu bilsinler diye..
saygı ve selamlarımla değerli ağabey...
Beni bugün yanlızca sizin yazınız güldürebilirdi, öyle de oldu zaten...
Teşekkürler ve tebrikler.
erolabi
Bunu büyük bir iltifat olarak aldım...Sakladım :))
Sağolunuz varolunuz..
Bir kez tebessüm ettirebildim ise bahtiyarım..
Saygı ve selamlarımla..
Gülmekten çoğu yeri yarım yamalak okudum..:)
Güzel anlatımdı ne diyeyim..
Bilinçli olmak her alanda şart..Bel çektirmek yatmaya yakın sulu şeyler yememek gibi çağın gerisinde kalmış şeylerle aklı bulandırmamak gerikiyormuş abimizin dediği gibi:)
selam baki daimliğiyle.
erolabi
Güldünüz ise ben de çok mutlu oldum.
Evet bu iptidai metodlarla sakat kalan çocuklar duyduğumda ne kadar üzülmüştüm.
Sağol karde4şim..
Benden de selam ve saygı olsun..
erolabi
BAzı iptidai metodlar tatbik edilerek memleketimizde sakat kalan çocukları düşünmek ve çare 'nin Tıp ilminde olduğunu anımsatmak istedim.
Bu arada bir tebessüm de ettirebildikse ..Şükür !
Selam ve saygı ile...
erolabi
olduğu kibi hikaye iştene...
Eminim gülmüşsündür...
Algın kardeş...
Tahmin ediyorum..
Selam ve dua ile..
Hay Allah :)) Keşke anne ve babanız daha önce dokktora götürmeye karar verseymiş. Ohhh dünya varmış.
Okuyucu olarak ben de bir "ohhh" çektim doğrusu :)
Günümüzde hâlâ daha bel çektirenler mevcut.Ne kadar sakıncalı. Allah'tan başınıza kalıcı bir hasar gelmemiş.
Yıllar önce annemin teyzesinin kızı düşmüş, bacağ kırılmış. Doktora götürmek yerine, karıkçı Osman Amca'ya götürmüşler. Kadıncağız hayatta, o zamandan beri ayağı sakat. Yürümekte zorlanıyor.
Kaleminize sağlık. Sevgi ve saygıyla
erolabi
Bu bel çekme yöntemi sebebiyle sakat kalan çocuklar var...
Kırık çıkık zaten alışılagelmiş bir yol...
Değerli yorumunuza teşekkür eder...
Hayırlı uzun ömürler dilerim..
Bir defa olsun tebessüm ettirebildimse ne mutlu bana..,
Saygı ile değerli kardeşim.